hesabın var mı? giriş yap

  • hükümetin "dumansız hava sahası" esprisi yaparak geçiştirebileceği üzücü olay.

    olur mu olur amk.

  • ağa'nın oğlu kız beğenecekmiş. el değmemiş saf kız arıyormuş. tüm kızları sırayla odasına alıp şalvarını indiriyor, akabinde soruyormuş:
    delikanlı - bu ne?
    1. kız - s.k
    d - sıradakiii
    2. - s.k
    d - sıradakiii
    ...
    nihayet
    n. kız - pipi
    d - zevcem budur, nikah hazırlıkları başlasın.
    gerdek gecesi gelmiş çatmış, odaya girilmiş.
    delikanlı indirmiş şalvarı, heybetine güvendiği aletinin ismini sormuş.
    d - bu ne?
    kız - pipi
    d - ne !?
    k - pipi
    d - ne pipisi yaw, evlendik artık. s.k bu !
    k- o-hoo sen s.k görmemişsin...

    (bkz: sozlukte fıkra anlatmak)

  • rahibeler ya da rahiplerin herhangi bir din bağı olmayan insanlarca ayartılması veya birbirlerini ayartmaları bir çok edebi ve görsel eserce işlenmiş popüler muhalif konulardan.

    m.fazıl coşkun un uzak ihtimal i de ilk bakışta işlediği “rahibe ve müezzin yakınlaşması” ile bu tipolojinin uç örnekleri arasında kabul edilebilecekken film bir “olamama” ya da “mümkün olamama” durumuna bağlandığı için farklılaşıyor.

    bu olamama hali filmin isminin de çağrıştırabileceği gibi bakış açısının -yönetmenin ve karakterin-böyle bir ilişkinin uzak ihtimal dahilinde olduğu şeklindeki ön kabulünden ileri geliyor. filmi tamamıyle müezzin in açısından izlememiz bu şekilde düşünmeme sebep olan etkenlerden biri. olaylar, olaylara müezzinin verdiği safiyane tepkiler, müezzinin şehir kültürüne yabancılığı filmin ilgilendikleri. asıl problem olarak görünen türkiyede-istanbulda rahibe olmak olgusu filmde yeterince detaylandırılmıyor hatta görkem yeltanın kiliseden çıkıp hızlı hızlı evine yürüyüşü ve şileye dahi o yaşına kadar gitmeyişi dışında filmde bu bahse dair pek bir şey yok . bu izolasyonun sebebinin toplum baskısı mı , kızın farklı bir din mensubu veya öksüzlüğünden kaynaklanan bir karakter sorunu mu olduğu şeklindeki sorular cevapsız kalıyor . kızın adeta asosyal bir karaktermişcesine sunulup sahafla tanıştıktan sonra yavaş yavaş açılması şeklinde verilen bilgi akışı filme hakim olan gercekçi bakış açısına aykırı düşüyor .

    bunların yerine müezzin karakterinin taşralılığı, edilgenliği ve şaşkınlığı filmin temposunu belirliyor. filmdeki baba-sahaf figürü iki karakteri birbirine bağlayacak eskiliği-yaşanmışlığı ya da tarihselliği ki bunu iki büyük dinin derin geçmişleriyle de ilişkilendirebiliriz, taşıyor. bu sorumluluk hadi sizi yalnız bırakıyım cılıktan öteye gitmese de karakterlerin birbirleriyle temasının ancak ve tek belirleyicisi/müsebbibi olması bakımından filmin omurgasını oluşturuyor. ancak bu figürün ki bunu tarih in ta kendisi olarak anlamlandırmayı uygun görüyorum, daha babalığını açıklamanın zamanının gelmediğini belirtmesi ve akabinde müezzin in de aynı yönteme başvurmasıyla filmdeki sonsuza giden ihtimalsizliğin ve asla biraraya gelemeyişin de tek sebebi olarak görülebilmesi filmdeki önemli bir çelişki olarak göze batıyor. müezzin ve rahibe nin bir araya gelişi babanın kol kanat germesiyle pekala olabilecekken, bu durumun akışına bırakılması rahibenin anavatanına dönmesiyle sonuçlanıyor ve olası bir birleşmenin ve yıkılası bir tabunun daha da derinleşmesine ve en fazla uzak ihtimal olabilecek kadar yakınsayabileceğine ispat görünüyor. film bu tespiti yaparak bize bir şey söylemiş olmuyor, sadece olamamasının meşrulaştırılması ya da toplumsal ve psikolojik kökenleriyle tanışıklığımızın artmasına yardımcı oluyor.

  • muhasebe sınavı:

    soru: kasa sayımında 100bin tl eksik çıkmıştır. bunu büyük defterde* muhasebeleştiriniz.

    cevap: tekrar sayın, eksik çıkmaması lazım.