hesabın var mı? giriş yap

  • bir kadın olarak çok anlamsız ve aşağılayıcı bulduğum bir uygulama. bir arkadaşım, yüksek lisans mezunu kendisi, boşandığı eşinden ayda 1000 tl nafaka alıyor, çocukları falan yok isteyerek de boşandılar. erkek olsam vermezdim, kadın olsam almazdım, ne çirkin anlaşmalar, ne aşağılayıcı uygulamalar.

    edit: ama benim favorim yine de üniversite bitiminde evlenip, öğrenim kredisi borcunu yağız delikanlıya ödeten kızlar!

  • bizdekilerin ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusuna duyduğu nefretin yanında esamesi okunmaz.

    sayın milletvekilinin konuşmasında bir nefret göremedim ayrıca. eleştiri ne zaman nefret oldu? ha doğru siz eleştirilemezdiniz.

    türkiye cumhuriyeti kıbrıs türklerini kurtardı diye kıbrıs'a kendi oyuncağı muamelesi çekemez. demokrasi demokrasi diye yırtınırken iyi, kıbrıs türk halkı ne istiyor diye kulak vermeye gelince kötü. bu arada türkiye olmazsa kktc'yi ham yaparlar, onlar da bunu akıllarından çıkarmamalı.

  • moğol hükümdarı cengiz han‘ın 1227’deki ölümünden sonra yerine geçen oğlu ögeday han önderliğindeki moğol imparatorluğu ilk iş olarak çin’in başındaki song hanedanlığı ile müttefik olarak ortak düşmanları olan curçen tehdidini birlikte yok ettiler, 1234 yılında da jin hanedanlığı‘nı bölüp aralarında paylaştılar. fakat bu ittifak uzun sürmedi ve ögeday’dan sonra yerine gelen yeğeni möngke han, song hanedanlığı’na savaş ilan etti. fakat göçebe moğolların süvari taktikleri, song’un güçlü deniz kuvvetinin manevra kabiliyetlerine işlemiyordu. yüksek surlarla çevrili çin şehirleri de moğol saldırılarına karşı koymakta etkiliydi. hatta 1259’da diaoyu kalesi‘ndeki çatışma, möngke’nin ölümüyle sonuçlandı. böylece kardeşi kubilay han, bütün itirazlara rağmen 1264’de kağan ilan edildi ve savaşı kazanmak adına alternatif fikirler ortaya sundu. song yanlısı güçlü derebeylerini taraf değiştirmeleri için ikna etmek ve deniz ticaretine bağımlı song ekonomisini dize getirmek üzere kore ve japonya başta olmak üzere ticaret yaptığı devletler üzerindeki baskıyı arttırmayı planlıyordu. kore’deki goryeo krallığı da song ile benzer bir şekilde moğol istilacılara karşı sıkı bir direniş içerisindeydi. krallığın defakto yöneticisi olan choe ailesi, moğollara biat etmek istemiyordu. cengiz de ögeday da defalarca kore’ye sefer düzenlemiş, fakat bu direnci bir türlü kıramamışlardı. sonunda möngke’nin generallerinden calaertay korçi, korelileri bastırıp veliaht prens wonjong‘u esir olarak getirmeyi başarmıştı. kubilay da hakan olduğunda wonjong’u goryeo’ya geri gönderip tahta oturttu. üstüne bir de kızı kutluk kelmiş‘i wonjong ile evlendirerek goryeo krallığı’nı, moğol imparatorluğu’nun -ya da yeni adıyla yuan hanedanlığı‘nın- kuklası hâline getirdi.

    hâlihazırda japonya’nın vasalı ve en önemli ticaret ortağı olan olan goryeo krallığı’nda yaşananlar ve yuan hükümranlığının ortaya çıkması japonya'daki kamakura hükümetini doğal olarak rahatsız etti. shogunluk, yuan tehdidinin giderek yaklaşmakta olduğunun farkındaydı. shogunluk hâlâ japonya içerisindeki meşruiyet sorunları ile uğraşıyor ve giderek özerkleşen bukelerin sadakatlerini garantileyecek politikalar üretmeye uğraşıyordu. kubilay’ın ardı ardına gönderdiği elçiler ve giderek artan savaş ihtimali, ülkedeki dengeleri daha kırılgan hâle getiriyor ve yönetici sınıfın kafasını karıştırıyordu. kubilay karşısında nasıl bir tavır takınılması gerektiği konusunda ortak bir karara varılması zor görünüyordu. ayrıca japonya’ya has imparator-kanpaku-shogun-shikken ve hatta münzevi imparatordan oluşan yönetme ve karar alma durumu da kubilay’ın ısrarlı taleplerine net bir cevap verilmesini güçleştiren sebeplerin başını çekiyordu. ilk yuan elçileri japonya’ya 1267 yılında ulaştılar. kubilay, “japon ülkesinin kralına” ithaf ettiği mektubunda asırlardır japonya’nın çin’e elçiler göndermiş olmasına rağmen kendisine henüz kimsenin gelmediğini belirtiyor ve goryeo’yu örnek göstererek diz çökmek üzere huzuruna bir japon heyeti davet ediyordu. shogunluk cevap vermiyordu, zira ülke ilk defa bir dış tehditle karşı karşıyaydı ve shogunluk böylesine önemli bir tehdit karşısında ne yapılması gerektiğini bilemiyordu. yuan hanedanı’na biat ederek vasal olmayı kabul ettikleri takdirde kubilay’ın japonya’nın iç işlerine karışacaklarını ve tıpkı çin ve kore’de olduğu gibi rakip klanları kullanarak ülkede zar zor kurulmuş dengeleri bozma ihtimalinin olduğunu biliyorlardı. fakat taleplerini reddetmek de henüz bir savaş hazırlığı yapmadan moğolları öfkelendirmek anlamına geliyordu. bu yüzden japonya kesin bir cevap vermeyerek zaman kazanmaya çalışıyordu. yuan elçilerin kyushu adasındaki yerel yönetim merkezi dazaifu‘dan ileri gitmelerine izin verilmiyor, birkaç ay bekletildikten sonra da herhangi bir cevap verilmeden geri gönderiliyorlardı. her ne kadar japonya’nın bu tutumu moğolları öfkelendirmiş olsa da, kubilay hemen hemen her yıl yeni bir elçi heyeti göndermeye devam etti. yine de hiçbiri heian’daki saraya da kamakura’daki shogunluğa da kabul edilmedi. hatta bazıları japonya’ya dahi ayak basamadan kore ile japonya arasındaki tsushima adasından geri çevrildi. japonların yuan ile iyi ya da kötü herhangi bir ilişki kurmak istemedikleri barizdi. böylece kubilay sefer hazırlıklarına başladı.

    1274 yılında kubilay’ın moğol, çinli ve curçenlerden oluşan yaklaşık 22 bin kişilik yuan ordusu, 700-800 gemilik bir filo ile fujian‘daki quanzhou limanından ayrıldı. ordu hakata körfezinde çıktığı gibi hızla ülkenin içlerine doğru ilerlemeye koyuldu. savunmacıların tek tük, düzensiz ve zayıf direnişleri onları durduramadı. japonlar tamamen hazırlıksız yakalanmıştı. bu çıkartma ile başlayan saldırının boyutları, japon halkının tahmin edebileceğinin çok ötesindeydi. tarihte ilk defa yabancı bir güç, japon takımadalarını işgal etmeye çalışıyordu. grup formasyonlarıyla savaşan yuan ordusunun yöntemleri samurayların alışık oldukları düzenden çok farklıydı. geniş davulları ve gongları ile japon atlarını korkutarak kontrol edilemez hâle getiriyorlardı. generalleri yüksek yerlere çıkıp gerileme emri için davul, hücum emri için gong çalıyordu ve yuan ordusu bu işaretlere uyarak savaşıyordu. her ne kadar genpei savaşı sırasında daha büyük gruplar hâlinde savaşma tecrübeleri olmuş olsa da geleneksel olarak samurayların teketek dövüşmeyi tercih ettiği, moğolların ise çok sayıda askerden oluşan birliklerini davul ve gonglarla manevra yaptırabilecek yöntem ve taktikleri tercih ettiği görülüyordu. ayrıca yine japonların aşina olmadığı yeni tür silahlar ve özellikle de bir tür barutlu el bombası kullanıyorlardı. yuan askerleri geri çekilirken bu el bombalarını üzerlerine hücum eden samuraylara fırlatıyor ve onları sersemletip karıştırıyorlardı. samuraylar gökgürültüsü gibi olan patlamalarla korkuya kapılıyor, gözleri görmez, kulakları duymaz ve yön duygularını kaybedecek hâle geliyorlardı. yuan ordusu ciddi bir direnişle karşılaşmadan çok süratli bir şekilde kyushu’nun iç bölgelerine yayılmış, ancak fukuoka‘daki sawara‘ya geldiklerinde şansları bitmişti. önce akasaka savaşı‘nda kikuchi takefusa tarafından sürpriz bir saldırı ile kamplarında mağlup edilen yuan ordusu, kaçtıkları torikaigata‘da ise takezaki suenaga ve shiraishi michiyasu tarafından 3,500 kayıp vererek haşat edildiler. bu mağlubiyetler üzerine yorulan yuan ordusu gemilerine doğru geri çekilmiş olsa da, bunu gören japonlar gece saldırıları ile pek çok yuan askerini öldürdü. sonunda yuan ordusu koreli general hong dagu‘nun emriyle japonya’yı terk etmek zorunda kaldı ve genko adı verilen moğol istilalarından ilki japonya’nın zaferiyle sonuçlandı. fakat kamakura hükümeti moğolların döneceğinden emindi ve o gün geldiğinde hazırlıksız yakalanmamak konusunda kararlıydı.

    kubilay ikinci saldırı için aceleci olmadı. bir sonraki hamlesi yine barışçıldı. 1275 yılında budist rahiplerden oluşan yeni bir elçi heyetini japonya’ya göndermiş olsa da, sekizinci shikken hojo tokimune buna elçileri idam ettirerek karşılık verdi. bu büyük bir düşmanlık göstergesi olup tek taraflı bir savaş ilanına denk bir davranıştı. shogunluk da bunun ve potansiyel sonuçlarının bilincindeydi ki olası bir yuan istilasına karşı çoktan hakata körfezinde çıkartma yapılabilme ihtimali olan yerlere sekirui denen iri taşlı surlar inşa ederek savunma hatları oluşturmaya başlamışlardı. yuan ordusu tarafından yıkılan hakozakigu tapınağı yeniden inşa edildi. 120 samuraydan oluşan bir gözlem birliği hakata körfezinde konuşlandırıldı. hatta hiçbir zaman hayata geçirilmemiş olmasına rağmen goryeo krallığı’na general shoni tsunesuke önderliğinde bir karşı saldırı yapılması bile gündeme getirildi. sonunda 1279 yılında, song hanedanlığı da yuan hanedanlığı tarafından dize getirildikten sonra kubilay bütün dikkatini japonya üzerinde yoğunlaştırdı. goryeo’ya 900 adet savaş gemisi inşa ettirmesi emri verildi. toplam 150 bin asker ve denizciden oluşan yeni işgal orduları toplandı. yapılan plana göre 1281 yılı haziran ayında ıki adası üzerinde buluşan ordular hakata üzerinden japonya’ya çıkartma yapacaktı. ancak daha hiçbir şey başlamadan her şey ters gidiyordu. bazı gemiler gecikti, hakata sahillerindeki sekirui nedeniyle yuan askerleri karaya çıkmakta zorluk çekiyordu, samuraylar düman ordusunun büyüklüğünden çekinmek yerine daha gemilerinden inmeden üzerlerine hevesli bir şekilde hücum ediyorlardı ve beklenmedik bir anda aniden patlak veren ve tanrıların bir lütfu olarak görüldüğü için kamikaze (tanrı rüzgârı) adı verilen bir tayfun, yuan donanmasını denizin dibine gönederdi. yuan ordusundaki 150 bin askerden yaklaşık 90 bin kadarı çok çabuk kaybedilmişti. samuraylar, zorla savaştırılan song askerleri hariç tayfundan sonra bulabildikleri tüm yuan askerlerini öldürmüşlerdi; song askerleri de yakalanıp köle yapıldı. kubilay bu yenilgi üzerine üçüncü bir sefer emri daha verdi, fakat bu kez kendi generallerinden ve vasallarından toplu bir direnişle karşılaştığı için japonya hayalinden tamamen vazgeçti. kubilay’dan sonra torunu temür han da 1295 yılında japonya’ya boyun eğmesini talep etmiş olsa da hiçbir zaman işgale cesaret edemedi.

  • yunanistan gümrüğünden ( ipsala ) çıktıktan sonra (bkz: egnatia odos) otobanına giriliyor ki başka seçenek yok.

    otobanda normal sınıf araçlar için 2,40 euro nakit ücret tahsil ediliyor.
    yunan alfabesi yazılmış tabelaları görünce ürkmeyin hemen sonrasında latin harflerle yazılmış tabelalar karşınıza çıkacak.

    sırasıyla dedeağaç (aleksandrapolis) ,gümülcine (komotini) ,iskeçe (xhanti) geçildikten sonra feribot işaretli keramoti sapağından çıkılarak yaklaşık 25 km sonra şirin keramoti kasabasına varılıyor.

    thassos ferry feribot yarım saatte bir var.
    feribot dediğim sirkeci-harem arabalı vapur aslında.
    normal sınıf araç tek yön 20 euro ,ilaveten yolcu ücreti kişi başı 3,50 euro.yolcular yaya olarak binmek durumunda.

    thassos 45 dk sürüyor.indiğiniz yer limenas.bana göre adanın en güzel yeri.

    thassos oldukça büyük bir ada.adayı kuzey,batı,güney ve doğu olarak 4 parça şeklinde düşünmek lazım.batı kısmı dağlık bu sebeple burada çok fazla tesis yok,genelde plajlara ulaşım zor.mermer madenleri nedeniyle kamyonlara dikkat ederek virajlı dağ yollarının keyfine varabilirsiniz.doğu ve güney kısmı ise daha düzlük bu sebeple daha konforlu tesisler ve kumsal plajlar bu bölgede.

    kuzey yani limenas: konaklamak için çok seçenek var.simi restaurant adanın en popüler restaurantı.millet sıra bekliyor.biz ilk gün nispeten erken bir saatte simi diye oturduğumuz yerin aslında platanakia restaurant olduğunu anladığımızda iş işten geçmişti.servis açılınca vardır bir hayır diyip bozuntuya vermedik.iyi ki öyle olmuş.müthiş bir yemek yedik.

    çok önemli bir kaç hususun altını çizmek isterim.
    1-yunanistan bedava efsanesine inanmayın.fiyat kalite evet ama unutmayın 1euro=3 tl
    2-özellikle thassos adeta büyükada,heybeliada.her yer türk.sokakta,restaurantta yunancadan çok türkçe duyuluyor.gittiği ülkede benim gibi kendini yabancı hissetmek isteyenler için güzel bir durum değil.bana göre tatilde olduğun hissini vermiyor.
    3-evet restaurantlar,yiyecekler müthiş ama servis öyle değil.az personel çok iş.bu sebeple kirlenen tabağınızın yerine yeni servisi,bir parmak şıklatmada yanınızda biten garsonları,masayı temizleyen komileri ve 2dk da gelen hesabı unutun.

    marmaristeki,bodrumdaki barlar,discolar yok burada zaten böyle bir turist profili de olmadığı için sorun yok.

    adaya gideceklerden dua almak için oğlak çevirme limenas'tan 8 km sonra yüksek rakımlı müthiş bir köy var adı panagia.
    çok küçük bir merkezde çok eski köy evlerini mutlaka görmelisiniz.taverna elena ise gerçekten damak çatlatan bir lezzet durağı.kuzu ve oğlak çevirmenin yanı sıra sakatat üzerine sarılmış kuzu kokereç başka bir yerde rastlayabileceğiniz bir tat değil.

    gelelim plajlara.herkesin önceliği limenas'a en yakın plaj olan meşhur marble beach yani mermer plajı.öncelikle yolu çok bozuk,yokuş aşağı toz toprak patika yol.fakat yolun sonu cennet.burada tesis yok,şemsiye şezlong yok.çok küçük bir koy.küçük yuvarlak beyaz mermer taşlardan dolayı muazzam bir renk alan denizi var.

    çok insana göre aliki beach adanın en güzel plajı.doğrudur fakat burada sakın bizim gibi şöyle bir hata yapmayın.genelde marble beach te biraz takılıp daha sonra aliki beach e geçenler maalesef yer bulamıyor.aliki beach sabah çok erken gidilip tüm gün rahatlıkla vakit geçirilecek bir yer.müthiş bir koy,inanılmaz güzel bir deniz.

    adanın güneyinde ki psili ammos plajını ise tek geçerim.psili ammos

    son olarak giola bana göre büyük bir zaman kaybı.her şeyden önce yolu kötünün ötesinde, fotoğraflar ise filtre şahaseri kandırmaca.
    ha oradaydım demek ve bir kare fotoğraf almak için değer diyorsanız ayrı.

  • ahmet nur çebi'ye en büyük tepkiyi zaten beşiktaş taraftarları koydu. şu an bu konuların konuşulması gerçekten utanç verici. rica ediyorum başkanın yakınlarındaki kişiler biraz sustursun başkanı. ekstra puan verilecekse de verilir, şu an zamanı değil bunların.

  • üzmüştür.
    oğlum ben böyle şeylere çok üzülüyorum lan videoyu izleyemedim bile hemen başında kapadım.
    orada olsam sırf adam yıkılmasın diye tek başıma kahkaha atardım.
    zaten başıma ne geliyorsa bu vicdanım yüzünden geliyor mk.

  • kardeşlerim yurtdışına çıktığınızda hard rock cafe'ye gitmeyin.. floransa'da otantik bir osteriaya, viyana'da şık bir viyana kafesine, londra'da 300 yıllık orijinal bir mahalle pub'una gidin ki o şehrin gerçek ruhunu hissedin, geziniz anlam kazansın.

  • manyak mısınız olm siz?
    hasta mısınız?
    takacak şey bulamadınız, buna mı taktınız?

    meclis başkanınız 5 tane koruma aracına 2.5 milyon veriyor, onu da senin ve benim cebimden çıkan paradan veriyor, buna laf edeceğinize, anasının ak sütü gibi helal kazancından 17bin liralık bebek arabası alan adama mı çatıyorsunuz?
    ruh hastası mısınız lan siz?

    cebinizdeki parayı lüpletene ses çıkarmayı öğrenip siz de o 17bin liralık bebek arabasından alabilecek hale gelseniz daha iyi olmaz mı? illa başkasının ayağından çekip çukura batırmak zorunda mısınız?

    herhangi bir bebek ürünü mağazasına gidip, bebek arabası nedir, kaç paradan başlar onu bile kontrol etmemişsiniz. bir akşam herhangi bir avm'ye gidip insanlar bebekleri için ne kullanıyor bakmamışsınız.

    evet, 199 liraya da bebek arabası var, ama sen tırnaklarını yeme diye 199 liralık arabadan almak zorunda mı tarkan? sana ne ulan? sa-na-ne?

    eğer ki tarkan'ın 17bin liraya bebek arabası ile derdin var ise; erik kafası yazmışsın ama oraya başka bir şeyin kafasını yazman lazım.

    edit: beşik ile bebek arabasının farkını da bilmiyor eşek herif.