hesabın var mı? giriş yap

  • tayyip icin en buyuk basarisi 80'den beri apolitik turk gencligini politize etti deniliyor ama simdi yabanci bi arkadasin durum guncellemesini gordum adam 68'den beri apolotik avrupa gencligini bile degistirmis. slovak bir kizin yazdiklari;

    "go to hell tayip!!! that's the right place for you! even here in bodrum,where people don't give a shit about you,we have to look at your ugly face at every second billboard in the town.. and every first is some "happy face" who claims to vote for you. ı'm seriously getting sick.. milli'in adami. bullshit!!!"

    millinin adami kismini tam anlamadim ama degisik olmus tabi.

    edit: milletin adami demek istemis.

  • 1923'de bir öğretmen maaşı 24 cumhuriyet altını ederken,
    2017'de bir öğretmen maaşı 3 cumhuriyet altını ediyor.

    başka bir şey söyleme gereği duymuyorum.

    2021 editi: şu sıralar öğretmen maaşı 1 buçuk cumhuriyet altını ediyor. hedef 2023. 1 çeyrek altına kadar yolu var.

  • bugun japon kirtasiye malzemeleri satan bir dukkana girip 3 buyuk japon markanin basat kalemlerini denedim. pilot, sailor ve platinum.

    platinum: 3776 modelini denedim. diger kalemlere de baktigimda en az vakit gecirdigim kalem oldu. 3 buyuk japon firmasi arasinda hem uc, hem kalem kalitesi olarak en geride buldugum marka.

    pilot: custom heritage ve falcon modellerine baktim. genel olarak hem iscilik, hem malzeme, hem uc kalitesi olarak uzmeyecek bir marka oldugunu dusunuyorum. konvertorleri cok kotu ama. bazi modellerde icindeki agitator'dan dolayi kalemi sallayinca takur tukur ses geliyor ve reddit'te murekkep doldurma konusunda ciddi sikintilar oldugu soyleniyor.

    sailor: pro gear ve 1911 modellerine baktim. uc olarak tartismasiz en guzel uclari uretiyor. hatta 21 karatlik ucu gercekten su ana kadar kullandigim kalemler arasinda en etkileyicisiydi. ancak kalemlerin geri kalani iscilik olarak cok basarili degil. ornegin kapagin tepesindeki sailor logosu, ve yine kapaktaki sailor 1911 yazisi $350'lik bir kaleme yakismayacak bir iscilikteydi.

    japon kalem markalari $200 seviyesinden baslayarak fiyat-performans anlaminda basarili kalemler sunuyor. $200-300 dolara alabileceginiz en basarili kalemler olduklarini dusunuyorum. sailor pro gear, 1911 ile pilot custom heritage ve pilot falcon modellerini begendim.

    sonuc olarak sailor pro gear siparisi gectim merak edenler icin. cunku ucu ve tasarimi en tatmin eden o oldu.

    edit: entry okunuyor biraz daha detay vereyim. 1911 cigar shape sevmedigim icin almadim. pilot falcon yumusak bir uca sahip oldugu icin ileride muhtemelen koleksiyonuma katacagim bir kalem. (yumusak uclar bastirarak yazinca daha kalin iz birakan uclar.) pilot'un yerine sailor'da karar kilmamin nedeni de pilot'un konvertoru ve sailor'un ucu oldu.

    edit2: sailor pro gear geldi. kalem ufak tasarim degisikliklerine gitmis. ucun tasarimini degistirip logolari da adam etmisler. boylece daha da iyi bir hale gelmis kalem. ucu harikulade.

  • ortama bakın ya allah aşkına. insanlar boktan, evler boktan, doğa bile boktan. bi de anadolu'yu anlatmazlar mı yok şöyle kültür, yok böyle memleket, insanı şöyle, doğası böyle, alın size anadolu amk.

  • lan arkadaş millet iş görüşmesi için geldiği şehirde direkt sanat camiyasıyla temasa geçiyor, kavga ediyor, saman ye doymazsan beni ye tarzı tartışmalara giriyor. bize de düşe düşe saat satan zenciler düşüyor. oğlum bu hayata bir sıfır yenik başlamışız ötesi yok.

  • kişisel film izleyiciliği tarihimin içinde çok özel bir yer edinmiş, bittiğinde insanın ağzında kaliteli bir şarap tadı bırakan, tek kelime ile muhteşem bir film. hiçbir sinemasal zorlamaya, senaryo oyununa gitmeden, yalnızca hayatın doğal bir kesitini olanca sahiciliği ile anlatmakla yetinmesine rağmen, aşk üzerine, hayat üzerine büyük laflar etmeyi başaran, bolca güldüren, zaman zaman düşündüren, insanı sinema koltuğundan alıp ispanya'daki o bohem hayatın içine çeken ve en önemlisi tüm bunları aslında yapmaya çalışmadan, kasmadan, görülmemiş bir doğallıkla başaran mest edici bir woody allen şaheseri, yönetmenin ustalık eseri. insanın böyle bir film yapabilmesi, tüm insani duyguları olanca yalınlığı ile içselleştirebilmesi ve seyirciye bu etkinlikte aktarabilmesi için iyi bir sinemacı olmaktan öte hayatı tüm incelikleri ile yaşamış bir bilge kişi olması gerek.

    tüm bunları söylerken filmin sinemasal anlamda iyi veya kötü olduğuna dair bir mütalada bulunmuyorum. zaten filmin benim için bu derece özel olması, tam da sinemasal bir başarının peşinden koşmak yerine, insanları ve özellikle de kadınları bir parça da olsa anlamanın peşinden koşmasından kaynaklanıyor.

  • eski bir osasuna'lı kalecinin evinde haklarında şöyle bir yazı bulunduğu rivayet edilir:

    1-eğer bir futbolcu kaleyi gördüğü zaman durmadan çalım atıyorsa bilin ki o c.ronaldo'dur. çalımlarının bitmesini bekleyin, bittiği zaman gidin ayağına çift dalın.

    2-eğer sadece kaleyi gördüğü zaman şut çekiyor, çevresi dolu olduğu zaman duruyorsa o messi'dir, kaçın ve canınızı kurtarın.

    3-eğer sizi gördüğü zaman seri çalımlarla ortadan kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilin ki o şişman ronaldo'dur. merak etmeyin o sizi bulur...

  • eski kayinpeder, kizim ve ben sofradayiz. kayinpeder habire bir seyler anlatiyor, anlatiyor, anlatiyor. dinlemek istemiyorum, nefret ediyorum ondan, sesi bile beni delirtiyor -ki o donem bizimle yasiyor; yaslidir diye ben cagirmisim ustelik. sesi kesilmek bilmiyor. yemek yiyoruz ve onun soyledigi bir seye itiraz etmek icin agzimi aciyorum. once derin nefes alip sakinlesmek ve oyle konusmak istiyorum; ama...

    nasil oldugunu anlayamadigim bir sekilde hık diye kaliyorum, lokmam bogazimi kapatiyor. nefes alamiyorum, veremiyorum, panige kapilmamaya calisiyorum. kizim karsimda korkmasin istiyorum, ama yok. bogulmak uzereyim. kendimi yere atiyorum, kollarimla gogsume, sirtima vurmaya calisiyorum. fayda yok. en son allah'a sigindigimi hatirliyorum, "noolur kizimin gozleri onunde olmeyeyim."

    sonra birden nefes almaya basliyorum. sakinlesince kalkiyor ve yerime oturuyorum. bu sure icerisinde, kendimi yere attigim an dahil, kayinpeder kipirdamiyor bile yerinden. ben oturunca anlatmaya devam ediyor, sormuyor ne oldugunu. kizim kalkip kucagima geliyor, onu opuyorum.

    ben bu yuzden pek buyuk lokma yiyemem, hap vs yutamam cok.