hesabın var mı? giriş yap

  • asıl adı: fisher space pen*
    kod adı: nasa kalemi
    patent adı: ag (anti gravity) pen

    uzayda kalem sorunsalının hikayesi;

    1967 öncesinde astronotlar uzay seyahatlerinde kurşunkalem kullanıyordu çünkü bilye uçlu tükenmez kalemler yerçekimsiz ortamda yazmıyordu. ancak kurşunkalemler hem pahalıya mal oluyor hem de kalem tozunun uzay kapsülü içinde etrafa saçılması, kalem ucunun kırılıp elektronik cihazlara zarar vermesi gibi riskler taşıyordu.

    nasa, kalem problemini nasıl çözeceğini düşünürken paul c. fisher ortaya çıkmıştı. fisher, bilye uçlu tükenmez kalemi basınçlı kartuşla mükemmelleştirdi ve 1965 yılında bu yeni ürünün patentini aldı. sıradan tükenmezlerde mürekkebin bilyeye yürümesi için yerçekimi gerekiyorken bu kalemde mürekkep, yerçekimi olmasa da tungstenden imal edilmiş bilyeye akıyordu. mürekkep, yoğun kauçuğumsu özellikte idi. kalem; yerçekimsiz ortamda, su altında, eksi 45 dereceden 200 dereceye kadar her ısıda, yağlı ve ıslak yüzeyde ya da yukarı doğru dik vaziyette de yazabiliyordu. raf ömrü de 100 yıldan fazla idi.

    nasa, yoğun testlerden sonra 1967 yılında apollo uçuşları için bu kalemlerden satın aldı. apollo görevleri olarak bilinen bu uçuşların ilk ayağı olan apollo 204 yani apollo 1 seyahati, bir yer testi esnasında yaşanan korkunç patlama nedeniyle gerçekleşemedi. fisher marka uzay kalemi, 1968 yılında apollo 7 ile ilk uzay seferine çıktı ve o tarihten beri her seferde kullanılmakta. bu nedenle "nasa kalemi" olarak da bilinmekte.

    ancak bu kalemler sadece nasa tarafından kullanılmadı elbette. sovyetler birliği de 1969 yılında soyuz seferlerinde kullanmak üzere bu kalemlerden aldı. hatta sovyetler birliği’nin dağılmasından sonra paraya sıkışan ruslar mir uzay istasyonu'nun masraflarını karşılayabilmek için 1998 yılında fisher’in reklamına bile çıkmışlardı. mir’le bağlantı kurarak reklamı yayınlayan amerikan qvc alışveriş kanalındaki senaryo şu şekildeydi: mir komutanı anatoli solovyev ile uçuş mühendisi pavel vinogradov uzay kalemi üzerine muhabbete dalıyor, ancak teknik bir problem nedeniyle sesleri duyulmuyor. bunun üzerine tahtaya fisher’le "qvc" yazıyorlar, sorun çözülüyor.

    bu özel tükenmez kalemin hayat kurtardığına dair bir hikaye de var. rivayete göre; ay'a ilk adımın atıldığı apollo 11 seferinde neil armstrong ve edwin buzz aldrin dünyaya dönmek üzere ay modülüne binerken astronotlardan birinin sırtındaki yaşam destek çantası, modülün motorunu harekete geçiren plastik kola(şaltere) takılıp mekanizmayı kırar. iki astronotun ana uzay aracına geçebilmesi için modülün mutlaka çalışması gerekmektedir. aldrin, houston'la bağlantı kurarak yardım ister. bir nasa uzmanı çözüm üretmek üzere merkez üste bulunan modülün kopyasındaki kolu kırar ve çeşitli alternatifleri denemeye başlar. kol yerine geçecek bir çubuğu nereden bulabilirler diye düşünürken aklına uzay kalemi gelir. astronotlar kırılan kol yerine kalemi takıp motoru çalıştırmayı başarırlar ve ana uzay aracına ulaşıp ay'dan ayrılarak dünya'ya dönerler.

    dönüş sonrası armstrong ve aldrin’den bu hikayeyi dinleyen nasa’nın halkla ilişkiler yetkilisi, duyduklarını paul fisher’e aktarır. işte o gün bugündür fisher şirketinin tanıtımlarında hep şu ifade yer almaktadır; "fisher uzay kalemi olmasaydı, belki bugün armstrong ve aldrin hala ay'da olacaktı." (bkz: apollo 11/#61515339)

    edit:
    * kansas bayrağında görsel ve kennedy uzay merkezi'ndeki bir anıt-yazıda görsel bulunan "ad astra per aspera" cümlesi ile ilgili detay için link;
    (bkz: apollo 1/#66537874)

    * the flintstones (taş devri) ile alakalı ilginç ve tatlı bir detay için link;
    (bkz: apollo 7/#61273660)

    * kalemle ilgili görseller için link;
    https://seyler.eksisozluk.com/…azabilen-uzay-kalemi

  • bi entry giriliyor hemen üstüne ama şunlar daha az alıyor yeaacılar hazır bekliyor,ne geldiyse başımıza bu yavşaklardan geldi. hakkını arayana ilk engel yönetenlerden idarecilerden patronlardan önce bunlar.

    tanım: türk eğitim sistemindeki kara lekelerden birine örnektir.

  • geçen hafta konsere gittiğimde düşündüğüm şey. hayır ne alaka herkes (ben dahil) konseri izlemek yerine telefona kaydediyor. kimsenin bir daha dönüp izlediği yok zaten ses kalitesi de mükemmel olmuyor, çok istiyorsan aç klibini izle.

    sonra anladım ki insanların tek derdi güzel bir an yakalayıp sosyal medyada paylaşmak. çünkü yapılan şey buydu herkes aynı zamanda hem konserde hem sosyal medyadaydı...

  • genelde çok ilgiyle takip edilen anime/manga türü. içinde aksiyonu bol japon geyiği olmazsa olmaz bir şey. bakıldığında son dönemde bleach, naruto, one piece iyi örnekler. bir de bu tür için erkekler için diye belirtilmişler ki evet kızlar için şeker kız candy var yeter diyor, bol aksiyonlu shounenlerimize geri dönüyoruz.