hesabın var mı? giriş yap

  • her kitapçıya gittiğimde hissettiğimdir. bundandır her gidişimde manyak gibi kitap alışım. şu an kitaplığımda en göze çarpan yerde 50 den fazla okunmayan kitap olduğunu görünce satın almaya ara verdim şimdilik bir süre.. liste yaptım okuyacağım ilk on kitap için.

    bir de bunun dergisi, köşe yazarı, takip edilen blogları takip edip okuma vs. de var. bildiğin stres sebebi ancak hayatımdaki en güzel stres. *

  • kadınların ancak çok küçük bir kısmı "aman kariyer yapayım, sabahlar olmasın" tribinde olabilir. geri kalan büyük çoğunluğu ise ekonomik durum nedeniyle o çocuklara daha iyi bir gelecek hazırlayabilmek adına her saatini "çocuğum bakıcı ile ne yapıyor?" düşünceleriyle çalışarak geçirir.

  • tüketim çılgınlığı, "ihtiyacı olmayan ürünleri" satın alan tüketicilerin yoğun alışveriş alışkanlıklarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

    insanların temel ihtiyaçlarını yarın zamlanacak diye erken alması, tüketim çılgınlığı değildir.

  • kendine iyi davranmaya karar vermek
    hayatının kontrolünü geri kazanabilmek
    saçmalamaya bir son vermek
    kendini cezalandırmayı bırakmak

    bu motivasyon, diğer alanlara da yarıyor. "ulan" diyorsun, "ben o kadar kiloyu kaybetmişim, seni kaybetmek koyar mı?"

    irade mi lazım? "ohoooo" diyorsun, "ben waffle'a kaç defa hayır demiş insanım, sana mı yenilicem?"

    beyleyken beyle. alın işte sabah gazınızı.

    ben şimdi yürüyüşe çıkıyorum. ağzına kürekle girmek istediğim insanları düşünerek, ayaklarımla yerleri dövücem.

  • 1997'deki ben. 2007'de de bunun 40'lık modeliydim. isteyip de imkân ve fırsat bulamamaktan değil. baba tarafımın neredeyse tüm erkekleri ya -babam gibi- şoför, ya tamirci, olmadı oto yedek parçacısı. rahmetli kardeşim 15 yaşında kamyon kullanıyordu. bense kamyonumuzun plakasını bile hafızama nakşedemedim.

    ilgi diyorum, olmayınca olmuyor. piyangodan sıfır araba çıksa satar daha lüzumlu bir şey alırım.

  • genel kanının aksine bira ile tanışması, daha doğrusu bira yapımında olmazsa olmaz bir bileşen konumuna gelmesi m.s. 12'nci ilâ 14'üncü asırlar arasında gerçekleşmiş olan bitki.

    altı bardakta dünya tarihi isimli ilgi çekici kitabın yazarı tom standage, antik mısır istisnası haricinde antik ve klasik çağdaki biralar ile orta çağ ve sonrasındaki biralar arasındaki farkın da aslında şerbetçiotu kullanımından kaynaklandığını ifade etmektedir. antik mısır'da sulandırılmış ve günümüzdeki lager kıvamına oldukça yakın bir çeşit bira tüketildiği bilinmekteyken bilhassa milattan önceki dönemlerde mezopotamya uygarlıklarının üretimini geçekleştirip tükettiği biranın çok daha koyu ve şerbetçiotu tadı barındırmadığından meyveli şaraba çalan bir tadı olduğu da dile getirilmektedir.

    aynı eserde standage, günümüzde sahra altı afrikası olarak bilinen bölgede cilalı taş devrinden kalma ve mısır, akdarı ve sorghum* gibi bitkilerden imal edilen oldukça tok ve eski usül biraların hâlen bulunur olduğunu da dile getirmektedir. bu biralar, tıpkı antik çağlarda ve hatta daha evvelinde olduğu gibi şerbetçiotu içermemektedir.

  • bütün kapı kolları aşağı basılınca açılmasına rağmen, zannediyorum çalışma odasının ki idi, tersine açılan kapı kolu bulunan evdir. bunu sadece hizmetkarı ve kendisi bilmektedir. böylelikle bilmeyen biri geldiğinde kendisine savunma için ve/veya kaçmak için zaman kazandırmayı amaçlamış. bu abinin paulo pavlidis boyunun birelli olduğu söylenmektedir ayrıca.

  • adam gelmiş, "beni kirala bari oynatmıcaksan" diyo. "tamam" diyorum, "kiralıcam seni", kiralık listesine kouyuyorum. bekle bekle teklif yok, kulüplere öneriyorum, yine teklif yok. gel zaman git zaman, bu yine geliyo, "hoca" diyo "sen sözünü tutmadın, beni kiralıcağına söz vermiştin!1".

    ulan, teklif yok teklif! napayım, sahibinden'e mi ilan vereyim "kiralık oyuncu var" diye!

  • bir sevgili aktivitesiymiş.

    sanık emre çiçek'in avukatına göre bu, basit bir sevgili kavgasıymış ve planlama yokmuş.

    peki ne olmuştu?

    emre çiçek kendisinden ayrılmak isteyen kız arkadaşı rabia kaçmaz'ın ellerini yanında getirdiği plastik kelepçelerle ve bantlarla bağlayıp falçatayla boğazını kesti. sonra tecavüze kalkıştı ve vücudunun çeşitli yerlerini falçatayla yavaş yavaş doğradı. ardından arkadaşıyla birlikte bir çuvala koyup yol kenarına attı. öldüğünden emin olmak için de arabayla üzerinden geçmeyi ihmal etmedi tabii. mucize eseri kurtulan rabia eski sevgilisinden şikayetçi oldu. 23 yıldan 30 yıla kadar hapsi isteniyor.
    olayı görüp yardım eden sanığın arkadaşı ise tutuksuz yargılanıyor.

    sözcü

    cnntürk

    hürriyet

    sabah

    akit( biraz daha ayrıntılı)

    ülke gündeminin yoğunluğu nedeniyle sosyal medyada pek haber olmadı. rabia sesini duyurmaya çalışıyor.

    akıl sağlığı yerinde olduğu belgelenen eski sevgili ise belki de birkaç yıl sonra aramızda olacak. ve yol verme kavgası yüzünden aynı canavarlığı bir kez daha yapacak.

    sözlüğün gücü ve hassas yazarların yardımıyla bu dava gündemde yer bulur umarım.

    edit: bu korkunç olayı duyunca öfkemizi ailesine yönlendiriyoruz. fakat polise ihbar eden kişi sanığın kendi babası. böyle bir karar vermek kolay olmasa gerek. o yüzden ailesine hakaret etmek doğru değil gibi. evlat işte... söz geçmiyor bazen.

    bu arada daha önce de anne ve babasıyla yaşadığı evden sürekli eşya çalıp alkol almak için satıyormuş ve babasının şikayeti üzerine hakkında uzaklaştırma kararı çıkarılmış. yani kendisi suça meyilli birisi.

    daha once emre çiçek'le arkadaş olan bir tanık mahallede "rabia benden ayrılırsa onu kimseye yar etmem öldürürüm " dedigini ifade etti.

    bu konunun bilinmesinde ve konunun işin ehli kimseler tarafindan takip edilmesine yardım eden sizler ve debeye taşıma hassasiyetini gösteren moderatörlere sonsuz teşekkürler. güzel insanlarsınız vesselam.

    umarım suçlular gereken cezayı alır ve rabia tüm travmaların atlatıp hayatına devam edebilir.