hesabın var mı? giriş yap

  • özellikle erdoğan'ı havaalanında karşılayan manken fizikli oğlanları görünce insanı hayrete düşüren tespit.

    duran adama karşı duran adamlar falan vardı mesela, tiplerini görünce kıskançlıkten cinnet getirip sabah ezanına kadar cami önünde durmuştum.

  • calisilan sirkette verilen 2 gunluk egitimde, egitmenin katilimcilarla tanismasi sirasinda;

    egitmen : evet mahmut bey, sizden baslayalim, bu egitimden ne bekliyorsunuz?
    mahmut : bir an once bitmesini.

    (bkz: true story)

  • eğer bu adam evlenmeseydi belediye konserleri ile dünyalığını yapabilir miydi sorusunun cevabını merak ediyorum. pr çalışmasının en önemli adımı mutlu ve evli imajı çizmek bence. hatam varsa affola.

  • para var ki veriyoruz vergisini.

    halkın gözünün yaşına bakılmadan müteahhitlerin vergi borcunu silmek için yapılan ilave halk vergisidir.

  • köy yerlerinde altyapı olmadığı için foseptik çukuruna asılan sakatat hikayesi geldi aklıma:

    okulların tatile girmesiyle köydeki evlerine giden aileler, yaz tatili bittiğinde, evden çıkmadan önce bir kuzu ciğerini ipe bağlayıp tuvaletin çukurunun üzerine asarmış.
    döndüklerinde foseptik çukurunun tertemiz ve bomboş olduğunu görürlermiş...

    sistem şöyle çalışıyor:

    asılı olan ciğere, bir müddet sonra kurtçuklar üşüşüyor. o kurtçuklar ciğeri yiyip çoğalıyor. onlar çoğaldıkça ciğer azalıyor.
    bir gün kurtçuklar ciğeri tamamen bitirince, aşağıya düşüyorlar. bu sefer oradaki pislikleri yemeğe başlıyorlar...
    kurtçuklar yine çoğalmaya başlıyor; bu defa da çukurdaki pislikler azalıyor, çukurdaki pislikleri de yiyip bitiriyorlar...
    aç kalan kurtçuklar, en sonunda birbirlerini yemeye başlıyorlar... nihayet, onlar da bitiyor ve foseptik tertemiz...

    ülkedeki son durum da aynen bu şekilde işte:

    yıllar evvel bir ciğere saldırdılar...
    saldırdıkça da çoğaldılar.
    şimdi ciğer bitti,
    ve lağım çukuruna düştüler...
    o kadar açtılar ki, oradaki pislikleri de yediler...
    doymadılar...
    şimdi birbirlerini yiyorlar.
    yakında tertemiz olacak her yerler ...

  • cocuklarin hayal gucunun kanitidir. ben ak sakalli bir dede olarak tasvir etmistim ki bu da benim o zamanlar ne kadar hayal gucu kit bir insan olduguma isarettir;

  • bir alışkanlığı bırakabilmek için önce ona olan sevgiyi bırakmak gerektiğini düşünürüm ben. ve iş sigarayı bırakmaya gelince de şöyle tiksinmeyi düşündüm kendisinden;

    büyükçe bir cam kavanoz alınır. (turşu kavanozlarından, epey büyük)
    sigarayı bırakmadan 1 hafta önce söndürülen tüm izmaritler bir yerde biriktirilir.
    sigara bırakma gününde, cam kavanozun içine biraz su, izmaritler ve bir parça inek ciğeri* atılır ve kavanozun ağzı kapatılır.
    evde, işte her daim göz önünde bir yerde tutulur.
    zamanla çürüyen ciğer, sigaradan tiksindirmeye yetmezse arada kavanoz kapağı açılıp derin bir nefes çekilir.

    (aslında ben bi manyakmışım da devlet bana yardım etmemiş)

  • lise 2'ye gidiyorum, market - bakkal bozması bir dükkanımız var, var ama durumlar pert, gökte uçan kuşa borcumuz var. dükkanda mal bitiyor yerine koyacak para yok. gelen para bankaya borç kapatmaya gidiyor.

    yine böyle bir gün, okula gideceğim babam bankadan geldi kasada 10 lira yok, ben de 5 kuruş yok. "paran var mı?" dedi. "var baba" dedim. yok diyemedim, "çıkart ceplerini dışarı" dedi. yok falan desem de zorla çıkarttırdı e haliyle bomboş, hiçbir şey yok cepte, bir paket uç, bir de kalem. "hani paran vardı?" dedi. cevap veremedim sustum kaldım sözlük, boğazıma bir şey düğümlendi sustum kaldım. oturdu "cebine 50 kuruş bile koyamıyorum vay be" dedi. hıçkırarak ağlamaya başladı. yaklaşık 10 sene geçti şimdi biraz daha iyi durumdayız ama 10 senedir babamın o hali gözümün önünden hiç gitmedi be sözlük. işte ilk defa o an ne kadar zengin olduğumuzu anladım. işte o an aslında paranın bir boka yaramayan adi bir şey olduğunu anladım.