hesabın var mı? giriş yap

  • hilalcebeci_ hilal cebeci
    "herkesin askerden kaçmaya çalıştığı bu günlerde keşke beni askere alsalar diyorum erkeklerin bu askerlik korkusuda ne bölee"

    http://twitter.com/…ebeci_/status/48435562503344128

    sabah mıntıkasına çıkarıcan bunu, ardından sabah sporu, hemen ardından 2 saat nöbet, hemen ardından denetlemelerle ilgili işlere gece 12-1'lere kadar, ardından yine nöbet o arada 1 saat falan uyku, sonra yine denetleme hazırlığı falan. doğu, terör, komando falan onlardan bakın hiç bahsetmedim. herhangi bir insanın yaşamadığı şey için böyle laflar ediyor olması insanı zıvanadan çıkarıyor. ben 6 ay yaptım ömrümü yedi, 15 ay yapanı var. sus be kadın! hayır yani ben bunu ciddiye alıp niye yazıyorsam hakkında.

  • fizyoterapistim, aynı zamanda yıllardır fitness yapıyorum. yüksek lisansıma devam ediyorum.

    sporcularla çalıştım, vücut geliştirme yapan hastalarım oldu. türkiye 3. sü hastamdı 2 ay birlikte çalıştık.

    tahmin edebileceğiniz gibi egzersiz fizyolojisinden, spor fizyoterapisine birçok ders aldım.

    sporcu beslenmesi ile ilgili kongrelere katıldım.

    supplement ve steroidlerle ilgili pek çok kaynak okudum. çalışmaları inceledim.

    ama şu sözlük yazarları kadar emin değilim neyin ne olduğu hakkında. ulan nasıl bu kadar kendinden emin konuşabiliyorsunuz ya? nereden geliyor bu özgüven? hayır yazdıklarından konu hakkında zır cahil olduğun belli.
    adam baya baya sadece protein tozu kullanarak, kasta mikrotravma oluşturmadan, hipertrofi ve ya güce yönelik antrenman yapmadan kas yapılacağını sanacak kadar bilgisiz. ama konuda en uzman adamdan daha emin söylediğinin doğru olduğundan.

    konuyla ilgili bilgim dahilinde bir şeyler söylemek gerekirse. 3-6 ay arası fitnessla uğraştıktan sonra protein tozu kullanma da bir sakınca yok. ben yarım ölçek spor öncesi ve 1 ölçek spor sonrası, böbreklere zararı en aza indirmek amacıyla yüksek miktarda su ile tüketiyorum(takriben 750 ml). özellikle spor sırasında ve spordan sonra katabolizma yani yıkım pik yaptığından bu dönemde whey kasa ihtiyacı olan proteini sağlıyor. bunun dışında kalan tüm proteini normal besinlerden sağlıyorum.

    50 dolara amerika'da satılan protein tozu türkiye'ye gelene kadar 10.000 km yol yapıyor. 200 tl'ye satılması normal hatta akp'nin bize geçirdiği vergilerle iyi bile.

    karaciğer hakkında çok dertlenenler hayatları boyunca alkol almayanlar olsa gerek, yoksa günde 5-10 bira içip buraya yazacak kadar malları kanzuk almasın.

  • müzik ne işe yarar? resim, heykel, sinema, edebiyat ya da.... ne işe yarar bunlar? toplumsal hayatta hangi ihtiyaca cevap verir? insan ruhunun hangi ve ne tür bir gediğine tekabül eder bunların karşılık geldiği boşluk? evet sanat sanatı üreten sanatçı açısından değişim değeri olan bir geçim kaynağı olabilir ama tüketen açısından (ki sanat yapıtı tüketilebilen bir şey midir orası da ayrı bir tartışma konusudur ya) kullanım değerini belirleyen yoksunluk nedir?

    bugün birçok insanın sanata bakışı, elektriksiz bir evde bulunan bir televizyona çekilen muameleyi andırıyor. televizyonun iç mekanizmasından bihaber, ne işe yarayacağı konusunda kafası net olmayan, çalışması için ne lazım geldiğini ise umursamayan, birilerinin akıl yürütme tekniği ile varılan bir sonuç olarak gerçekten de sanat gereksizdir ve bir ihtiyaca cevap vermez.

    müzik bir şeye yaramaz gerçek hayatta. mırıldanırsın, bağırırsın geçer. heykel ya da şiir ya da diğerleri anlık bir tebessümden, hoş bir duygudan başka ne katar insana. evet, bu minvalden bakınca müzik gerçekten de bir şeye yaramaz. resim de öyle, sinema da falan ama şöyle de bir şey yok mu? müzikle, edebiyatla resimle kısacası sanatla o ya da bu biçimde temas etmemiş bir insan ne işe yarar? sanatın herhangi bir dalına karşı hiçbir sempati geliştirememiş bir canlıya ne kadar insan diyebiliriz.

    sanatın kaldıracı ihtiyaç değildir. sanat siz gereksiz değilseniz şayet asla gereksiz değildir. sanat gereksiz değildir ama uyuşturur. sanat can sıkıntısının omuzlarından yükselir. boş vakit ister o. para ile soysuzlaşır, parasızlıkla kötürüm hale gelir falan. sanat uyuşturur. uyuşmak tahammülünüzü arttırır. büyük sanat yapıtlarının büyük toplumsal ve ruhsal çalkantılardan beslenmesini görmek bile, sanat ve tahammülün arasındaki ilişkiyi, sanatın uyuşturma kabiliyetini idrak etmemiz için kafidir.

    her şey çirkinken güzel bir şey görmek ıstırabımızı bir nebze olsun dindirir, ruhumuzu tımar eder, dinginleştirir. sanatı çıkartın hayatınızdan ne kalır sizden geriye? kas, iskelet ve yağ yığınından müteşekkil herhangi bir organizmadan ne farkınız kalır. daha da ileri gidelim sanatı olduğu gibi toplumsal hayattan çıkartalım, toplumdan geriye ne kalır. sanat insanı insanlığa bağlar. en çok da bu yüzden mühimdir.

    sanata neden ihtiyaç duyarız? anlamak ve anlatmak için, görmek ve göstermek için, duymak ve duyurmak için ihtiyaç duyarız aslında. idrakın altına şilte diye serilmiş olan duyu organları, bilgiyi oluşturan anlamın bağlam düğümleri, neden sonuç ilişkisi kurmakla malul rasyonel pozisyonların anlık çekilmiş bir fotoğrafında ( toplulukla birlikte çekilmiş bir fotoğrafta nasıl ki baktığımız ilk şey kendimiz ise) gördüğümüz ilk şey kendimiz olduğu için ihtiyaç duyarız.

    çünkü herkes içten içe bilir, insan yitiktir...

  • buram buram tim burton kokan, vaktin nasıl geçtiği anlaşılamayan nadir filmlerden biri. hayatımda ilk defa şarkı söz kısımlarını fast forward etmedim, onların bile havası tadı ayrı.

    ucundan da grim fandango tadı vermektedir, özleyenlerin bilgisine.

  • - 5 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
    - mezarda..
    - anlayamadım?
    - neyini anlayamadın mına ğoyim, siyanürle altın aramıyo mu bu şirket?