ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
adları daha karizmatik hale evrilen meslekler
-
tefeci - faktoring
trt2 filmleri
-
mayıs ayı filmleri (2021):
1 mayıs cumartesi 21.30 the motorcycle diaries (motosiklet günlüğü)
2 mayıs pazar 21.30 crossing the border (sınırı geçmek)
3 mayıs pazartesi 21.00 secret agent (gizli ajan)
4 mayıs salı 21.00 taste of cherry (kirazın tadı)
5 mayıs çarşamba 21.00 never leave me (bırakma beni)
6 mayıs perşembe 21.00 nokta
7 mayıs cuma 21.30 the hunter (avcı)
8 mayıs cumartesi 21.30 sun children (güneş)
9 mayıs pazar 21.30 rain man (yağmur adam)
10 mayıs pazartesi 21.00 the father (baba)
11 mayıs salı 21.00 aloft (paramparça)
12 mayıs çarşamba 21.00 misafir
13 mayıs perşembe 21.00 red garden (kırmızı bahçe)
14 mayıs cuma 21.15 empire of the sun (güneş imparatorluğu)
15 mayıs cumartesi 21.45 dunkirk
16 mayıs pazar 21.30 on the waterfront (rıhtımlar üstünde)
17 mayıs pazartesi 20.00 ben-hur
18 mayıs salı 21.00 champions (şampiyonlar)
19 mayıs çarşamba 20.45 we are marshall (zafer bizimdir)
20 mayıs perşembe 21.00 mehmet salih
21 mayıs cuma 21.30 loveless (sevgisiz)
22 mayıs cumartesi 21.30 fences (çitler)
23 mayıs pazar 21.30 marie curie
24 mayıs pazartesi 21.00 sabotage (sabotaj)
25 mayıs salı 21.00 ayka
26 mayıs çarşamba 21.00 slumdog millionaire (milyoner)
27 mayıs perşembe 21.00 misafir
28 mayıs cuma 21.30 sweet and lowdown (tatlı ve kirli)
29 mayıs cumartesi 21.30 raging bull (kızgın boğa)
30 mayıs pazar 21.30 the secret ın their eyes (gözlerindeki sır)
31 mayıs pazartesi 21.00 close-up (yakın plan)
dolar artarken işyerlerinin son durumu
-
sektör = mobilya
mağazada öyle boş boş takılıyoruz. girip fiyat soran bile yok.
arada bloomberg'i açıyorum. pariteye bakıyorum.
film açayım dedim heyecan vermiyor. pariteyi izlemesi daha heyecanlı resmen.
türkiye'de ateizm yasaklanmalı
pınar mangal sucuk
-
nedense boykot başladığından beri sol frame de pınar ürünlerine ait başlık görmeye başladık.
bir tek benim dikkatimi çekti herhalde..
neyse sucuk dedin mi benim aklıma bir tek cumhuriyet sucukları geliyor valla... muazzam
finlandiya'nın önemsiz bir kenar ülkesi olması
-
bu gözlemini de 1988 yılında yaptığı bir finlandiya gezisiyle perçinlemiş. amk kıyamet koptu lan o dönemden beri, sovyetler yıkıldı, berlin duvarı yıkıldı, iran-ırak savaşı bitti, abd ırak'a iki kere girdi, akp geldi, o gün daha doğmamış çocuklar hakkari'nin dağlarında ölmeye başladı. kuzey kore'nin devlet başkanı bile öldü lan, ama finlandiya illa ki aynı kalacak, çünkü engin ardıç en son o vakit gördü.
bas gitarın çok gereksiz bir enstrüman olması
-
15 yıllık bas gitaristlik hayatımda geçen yıl doğruluğunu anladığım durumdur. şöyle ki, taksim (bkz: dorock) barda düzenli sahne aldığımız zamanlardan birinde, judas priest'ten painkiller çalıyoruz. baya da iyi yardırıyoruz parçayı normalde. ancak alkolün etkisiyle sanırım, bu sefer ben parçanın daha girişinde mavi ekran verdim. parçanın hangi nota ile başladığı konusunda bile bir fikrim yok. beyin olmuş tabula rasa. lan dedim bittik. sonra aklıma geldi, olm rezil olacağına kapat potanstan gitarın sesini, çalıyormuş gibi yap. ama nasılım a dostlar, görmeniz lazım...yılların air guitarcılarına taş çıkaracak hareketler yapıyorum. bir davulcuya gidiyorum şekil yapıyorum, bir seyirciye gidiyorum gitarı biralarla tokuşturuyorum falan. insanlar gazdan ölecek.
arkadaş, grup arkadaşlarım da dahil, biri de çıkıp demedi ki aga bu nedir? lan bildiğin çalmadım parçayı, kimse anlamadı. tebrik falan aldım hatta milletten. orada anladım ki, boş işler bunlar. o zamandan beri jamiroquai falan çalıyorum daha çok lan. nasıl travma yarattıysa artık...
denizin buz gibi sularından gelen edit: işittiğim laflar sebebiyle illa "ironiden anlamayan nesle aşina değiliz" diye not düşüreceksiniz adama. hayatımın yarısını verdiğim bir enstruman için nasıl "boş işler bunlar" diyebilirim ki?
kediye hallenen tavşan
valinin şehit babasına kendine gel demesi
-
"ismin nedir" sorusuna verilen "ismim batsın" şeklinde verilen cevabın sonucunda vuku bulan hadise.
"isminiz nedir" sorusunu sormaktan aciz adam edep ve saygıdan bahsediyor, tey tey.
türkiye'de kripto paraya olan ilginin nedeni
-
şaka maka bir yana, aylık gelirim ile ne bir hayat kurabilirim ne de ev araba sahibi olabilirim. bu yüzden elimdeki ufak miktarı kriptoya yatırma kararı aldım. tabi battı çünkü hiçbir bok bilmeden bodoslamasına girdim. sonuç; yine bu maaşla ev, araba ve bir yuva sahibi olamayacağım.
işin ilginç tarafı ise okuduğum yorumlarda herkesin kripto işine girenlerin bir işte çalışmadığını zannetmesi. ulan çalışıyoruz da yetmiyor hiçbirşeye. riske girdik battık elhamdülillah.
edit; amacım kesinlikle kolay yoldan para kazanayım köşeyi döneyim olmadı. üniversite okumuş ve atanamamış bir birey olarak tek isteğim sıradan bir yaşam sürmek, fazlasında gözüm yok. şuan ki türkiye şartlarında asgari ücretin bir tık üstünde maaş alan biri olarak bunu yapmam imkansız. yaptığım ufak birikimi de kaybederek daha da imkansız hale getirdim. iyi olmuş senin gibi enayilere diyen var. sizden vicdan ya da teselli bekleyecek değilim ama merak ettiğim birşey var; neden bu kadar kötüsünüz?
2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı
-
ya ben de bu türk taraftarını anlamıyorum, on takımlı sikko litvanya liginden kalkmış gelmiş adamlar kısıtlı imkanlarıyla bizim kısıtları pek geniş takımımız ile eşleşmeyi başarmış, her iki turda da çirkeflik etmeden, ellerinden gelen mücadeleyi göstermiş ve elenmiş yollarına gitmek üzere ve sayıca takımdan daha az olan taraftarını selamlamaya gitmiş tribüne, neyini ıslıklıyor neyini yuhluyorsun lan bu adamların. alkışla sen de işte eve mutlu gitsin herkes, ki düşmanın değil senden eksilen bir şey yok, o adamların hayatının unutmayacağı gecelerinden birine ortaksın. yemin ediyorum hıyarlarla bir arada yaşamaktan bıktım ya