hesabın var mı? giriş yap

  • adamın biri bir gün psikolağa gitmiş. başlamış derdini anlatmaya: "geceleri uyuyamiyorum efendim, sürekli yatağın altında biri varmış gibi geliyor. yatağın altına iniyorum bu seferde sanki yatağın üzerinde birileri varmış gibi geliyor."

    doktor "altı aylik bir çalisma sonucu bu sorunu hallederiz." demiş.

    adam: peki vizite ücreti ne kadar ?

    doktor: seans başı 50 dolar haftada üç seans.

    tabi adamin gidis o gidiş. doktor bir kaç ay sonra sokakta hastaya rastlamis gicik bir şekilde gülerek ;
    - ne oldu hastalıktan kurtulabildin mi?

    adam da gülerek;
    - evet hemde bir şişe şaraba hallettim.

    doktor çok sasirmis ;
    - nasıl yani ?
    adam: sizden çıktıktan sonra birahaneye ugradim, birami içerken yanımdaki berduşla dertleştik, ona bir şişe şarap ısmarladım o da bana karyolanın bacaklarını kesmemi tavsiye etti!

  • burayı basacaklar, onlar gelmeden söyleyeyim. 2022 yılında aşı karşıtlığı yapmak “dünya düzdür” demek kadar cahilcedir. insanlığın kurtuluşu aşılardadır. uğur şahin ve özlem türeci milyonlarca insanın hayatını kurtarmıştır. daha fazlasını kurtarmak için de çalışıyorlar.

    eklenti: ilkokul mezunu çaylaklar mesaj kutumu basmış :) arkadaşlar, cahilsiniz ve bu kadar cahil olmak tolere edilemeyecek kadar ayıp. bir aşının çalışma mekanizmasını dahi anlayamayacak düzeyde olmanız ülkemiz ve dünyamız adına endişe verici. aileleriniz eminim ki eğitim almanız için büyük fedakarlıklar yapıyor. gel gör ki çocukları orta çağ düzeyinde komplo teorilerini gerçek sanıyor.

    ben 50 doz aşı olmadım. sanırım 2 ya da 3 doz oldum. sonuncusu 1 yıl önceydi. çok yeni çok çok farklı bir varyant olmadıkça da yeni aşı yaptırmayı düşünmüyorum. çünkü virüse büyük oranda bağışıklık kazandık. çünkü temel düzeyde biyoloji biliyorum. aşının ne zaman gerekli ne zaman gereksiz ya da daha az gerekli olduğunu anlayabilecek kapasitem var. bu saydıklarım en fazla 3-4 saatlik bir okumayla edinilebilir. sizin için, sizden ziyade gelecek için üzüldüğüm nokta bu. kendinizi biraz olsun aydınlatabilmek ve cehaletten bir adım uzaklaşabilmek için hiçbir çabanız yok.

    birisi bana bunları söylese yerin dibine geçerdim. o yüzden şimdi o mesaj kutusunu yerine bırakıp google’a “aşılar nasıl çalışır” yazın.

    eklenti2: cahil değil, kara cahil bir gençlik geliyor. seçimden sonraki en önemli meselemiz milli eğitim. telefondan mesajlara cevaben bu yazıyı editlerken “2 ya da 3 doz aşı oldum” yazdım. üzerinden zaman geçtiği için çok düşünmedim. hemen üstüne gelen mesaj şu “insan aşı sayısını hatırlar, bu şekilde aşıların beyin fonksiyonlarını etkilediğini ispatlamış oluyorsun”. bakın ironi değil, şaka değil. buna inanan gerçek insanlar var. bu insanlar toplumda bizimke birlikte yaşıyor. çok üzücü lan. vallahi çok üzücü.

  • en azından tepkisini belirtip faturasını göstermiş, ne kadar yakıp yakmadığı bizi ilgilendirmez. kafasını kuma gömse daha mı iyi olacaktı?

    keşke herkes bu şekilde duyarlı olsa..

  • sosyal yardımı acun yapıyor, adaleti müge anlı sağlıyor. devlet de bizim gibi televizyondan izliyor galiba bunları..

  • süper öneri. buna ek olarak ersan şen hakkında sedat peker'in videolarını tv programında gündeme getirdiği için de soruşturma açılmalı çünkü devletimiz çok hassas, yıpranmış olabilir.

  • sevdiğim bir program değildir güldür güldür ama bu skeçte gaziler ile alay edilmiyor, tam tersi gazilere saygısızlık yapan kişiyi yeriyor.. olum okuduğunu anlamıyor millet tamam da izlediğini de anlamıyor amk..

    lanet gelsin bana güldür güldür savundurttunuz yahu.

  • gelen aramayı yine arkaya atamıyoruz. telefonu esir alıyor. ya no'ya basacaksın ya da cevap vereceksin.

    benim anlamadığım dünyada bundan şikayeti olan 3-4 kişi falan mıyız? o yüzden mi yıllardır gelmiyor bu özellik?

  • psikoloji okumadım ama kanımca motivasyon kavramı ile birlikte ele alınması gereken kavramdır. eş deyişle, kendini gerçekleştiren kehanet ile motivasyon arasında çok sıkı bir korelasyon vardır.

    öykü meşhurdur; yıllardır en ufak bir kaza geçirmeden başarılı bir performans sergileyen ip canbazı, bir gece rüyasında düşeceğini gördükten sonra bu düşünceyi kafasından bir türlü çıkartmaz ve bir süre sonra gerçekten düşer. ve ölür. ama onu asıl düşüren şey geleceği görmesi değil, düşme korkusunun benliğini ele geçirmiş olmasıdır.

    hayatta hepimizin korkuları, beklentileri, elde etmek ya da uzak durmak istediğimiz sonuçlar var. buna göre bir tutum belirleyip, davranış ve alışkanlıklar geliştiriyoruz. genellikle de bir olaya, kişiye, nesneye nasıl, ne niyetle yaklaşıyorsak ona göre de sonuç alıyoruz. baştan çok kötü yaklaştığımız, davrandığımız bir insanın bize ermiş sabrı ile davranması ise nadiren karşılaştığımız bir durum.

    demek ki buradan çıkarmamız gereken pratik sonuç şu: karşımıza çıkan ne olursa olsun, endişe ve korkularımızı belirleyip, saptadıktan sonra kendimizi bunların esiri olmayacak bir şekilde motive edecek; kaybetme kelimesini aklımıza bile getirmeyecek ve olumlu bir yaklaşım ile çalışarak istediğimiz sonuçları elde edeceğiz. ancak yine de süreç sonunda ortaya çıkan sonuçlar istek ve arzularımızın aksine gelişmişse de bunu da olgunlukla karşılayıp, alacağımız dersleri alıp yolumuza devam edeceğiz. gerekirse çok üzüleceğiz ama "hayat devam ediyor" deyip yürümeye devam edeceğiz*.

    fransızların dediği gibi sonu güzel biten herşey güzeldir. yolda giderken elbette bir iki yol kazasına uğrayacağız ama sonuçta bizim için önemli olan ulaştığımız noktada geriye baktığımızda nasıl bir deneyim geçirdiğimiz olacak.