ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ceyda kasabalı
-
şu hayatta kimseye çirkin diyecek kadar kötü olmayın amk, kendi halinde takılan bir kadın. kime ne zararı var da bu kadar kin ve nefret topluyor, ayıp.
maaşın yarısını elden vermek
-
maaşı asgari ücretten gösterip vergi kaçıran ama hicbir cuma namazını kaçırmayan patronlarımızın şark kurnazlıklarından biri ...
elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler
-
(bkz: iyet) evet vardı böyle bi kız arkadaşım. anlamını sorduğumda babasının cumhur olan adını tamamlaması için koyulduğunu söylemiş, beni dumurlara sürüklemişti.
yörsan'ın sevgililer gününe özel kaşarı
15 dakika rest yapıp sonra meet yaparız
bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri
-
burnunu kari$tirirkene gozlerinde beliren o derin ifade.
trafik kazalarını ortadan kaldıracak enfes buluş
-
"geliştirilme aşamasında olan projede yavaş yavaş sona gelinmiş durumda."
çevirisi:
aliexpress'ten sipariş edilen led lambalar gelmek üzere.
şişli etfal'de ayaküstü sıçan teyze
-
işemeden sıçması çok enteresan onun dışında normal vidyo bence. bu milletin tuvalet adabını bunca yıl istikrarla sürdürmesi mucizeydi zaten.
a haber'in yaptığı fırsatçı bim haberi
-
iyice kafayı yedi bunlar, şirket kar açıkladı diye hedef gösteriyorlar. kar etmesi manidar bulunmuş, ahahaha.
adamlar 33 milyar liralık satış yapmış, 1.25 milyar kar elde etmiş. %4 bile değil. elbette edecek bu ciroda bu kadar kar, neyin fırsatçılığıymış bu?
gören de hayır kurumu zannedecek.
türkiye'de en fakir insanın 4 dairesi var
-
doğru olabilecek iddia. aha da buraya bıraktım dört daire, kusura bakmayın.
o o o o
meb'in 22.000 öğrenciyi affetmesi
-
milli eğitim bakanı mahmut özer’in emriyle, 11. sınıfta okula hiç gelmeyen veya uyuşturucu, bıçakla yaralama dahil disiplin suçundan sınıfta kalan 22 bin öğrenci, hiçbir şart aranmadan 12. sınıfa geçirildi.
devlet, hapishaneleri okula çevirmeye çalışırken meb okulları hapishaneye çevirmeye çalışıyor.
uyuşturucudan ve adam yaralamadan atılan adam okula nasıl geri alınır aklım almıyor.
ondan sonra ekşi sözlükte “öğretmenler fazla maaş alıyor , yazın taş ocaklarında çalışsınlar” demeyi biliyorsunuz. gelin de bu tiplerle uğraşın bakalım okulda.
kaynak
edit: ya arkadaş siz gerçekten kafayı yemişsiniz. sistem çökmüş, müfredat desen içi bomboş. müdürler, yöneticiler desen hepsi torpilli, işten anlamıyorlar, despotlar. hepinizin çocuğu einsten… öğretmenler milyon lira maaş alıyor(!) (ki ben 11.000 lira maaşla 6.500 lira kira ödüyorum)
ama bir tek öğretmenler suçlu öyle mi?
her gittiği yerden check-in yapan insan
-
aslında bana zararı olmamasına rağmen ağzının ortasına ayağımın altıyla yapıştırmak istediğim arkadaşdır bu insan. nedenini anlayamadığım bir şekilde bulunduğu yeri insanlara duyurma merakıyla yanıp tutuşur. gerçi nedeni konusunda bazı fikirler yok değil tabii. misal twitter ve facebook'un nasıl insanların hayatına bu kadar adapte olduğuyla ilgili bir şeyler okumuştum. kilit cümle, bu ortamların insanlara kendilerini "önemliymiş gibi" hissettirmeleriydi. bir nevi özgüven pompası yani. ama çok gerizekalı değilsen insanların senin "herkeşlere ne kadar sosyal olduğumu göstermem lazım" triplerinden sıkıldığını da biliyor olman lazım artık. hele ki bir de "ne ekşınlı hayatım var be" tadında yorumlarını da eksik etmiyorsan..
misal bir yere eğlenmeye mi gitti arkadaşlarıyla bu, çaaaaat "kopmacaaa - tuğçe is @bilmemneresi w/43 others". vay anam vay.. biz evde arka sokaklar izlerken tuğçe kopuyor, seratoninin dibine vuruyor.. onu da geçtim, yemin ediyorum facebook'da kendisiyle birlikte 23-24 kişiyi tagleyeni gördüm. iş için bir mail istesen 3 gün sonra cevap döner ama...
daha acayibiyle metrobüste karşılaştım. 200 kişi yekpare halde yolculuk ediyoruz, ben orada nefes almak için son çırpınışlarımı yaparken, köprüye geldiğimiz an 3-4 kişinin birden telefonlarına saldırıp check-in yaptıklarına şahit oldum. zannedersin köprünün üstünde parti veriyoruz anasını satayım. ulan metrobüstesin be kıçımın kenarı, millet dayıyor sana o esnada, sen gidip "kıtalar arası yolculuk eki eki - buğracan is @boğaziçi köprüsü w/299 others"
canistan
-
her ne kadar aylak adam ve anayurt oteli kurgularından uzak olsa da, romanın birçok yerinde tutunamayan, aylak olan ve yalnızlaşan insan temasını barışıyla işleyen tam bir yusuf atılgan romanıdır. bir nefeste tükenebilecek akıcılıktadır.
simon kjaer
-
türk kızlarının %85'inden daha güzelmiş amk.