hesabın var mı? giriş yap

  • düz adam cikarimi yapacagim simdi. kore yapimi olan ve globalde cok ses getiren bir diger yapip parazit filmiydi. iki yapimin da ortak konusu fakirlikten kirilan insanlarin zengin olma cabasi diyebiliriz. buradan yola cikarak korede ciddi bir gelir adaletsizligi oldugu cikarimi yapabilir miyiz?

  • ''iki tane birbirini aramayan arkadaştan ilk önce hangisi "lan hayırsız hiç arayıp sormuyorsun" derse, o hemen otomatikman hayırlı insan olur.''

  • kapitalizm çökmez zira kapitalizm çoğu insanın sandığı gibi son 200-300 senede "keşfedilmedi". tarihin başından beri vardı zaten. aynı şekilde sosyalizm de vardı.

    avcı toplayıcı toplumdaki en ufak insan topluluklarına gidin, orada hem kapitalizmi hem de sosyalizmi bir arada görürsünüz. en güçlü ve faydalı olan avcılar her zaman avın en güzel yerini yer, kabilenin kurallarını da onlar koyardı. avlayan (yani üreten) her zaman söz hakkına sahipti. fakat kabilenin geri kalanı da beslemek ve onların da hayatta kalabilmesini sağlamak için üretilenin herkesle paylaşılması mecburiydi. bu üretimin dağıtımının tamamen eşit olmasına sosyalizm dersek eğer, 100% eşitlik hiç bir zaman olmadı ama en ilkel atalarımız bile içinde yaşadıkları "sosyal çevrenin" tamamının ayakta kalması için düzenler kurdular.

    kapitalizm ve sosyalizm insan doğasının ve hayatın doğal bir parçası. buna rağmen tarih boyunca bütün kaynakların sınırsız olduğu ve normalde tüketmek için ihtiyacı olandan çok daha fazlasını üreten toplumlarda bile "sınıfsal farklılaşma" olmuş. her zaman birileri çıkıp "yönetimi" ve "kontrolü" ele geçirmiş ve toplumsal düzeni kontrol eder hale gelmiş.

    peki kimmiş onlar? elbetteki evrime paralel olarak en güçlü, en zeki, en hırslı, en düzenbaz, en gözüpek, en acımasız yani hayatta kalma ve kudret sahibi olma konusunda en kararlı olanlar.

    o yüzden virüs yüzünden dünyadaki milyarlarca insan ölse bile geriye kalanlar gene aynı düzeni kuracaklar. gene evrimsel olarak en hırslı olan veya en çok kaynağı olan koyacak kuralları. ister kişisel kapital olsun isterseniz de sizin anladığın manada parasal kapital, ona kim(ler) sahipse gene onlar yönetecekler geride kalanları. hatta kapitalizmi çökertmesini beklediğini virüsler de kendi içinde bencil ve başkasının hücrelerini ele geçirip tüketerek varlığını sürdürebilen bir kapitalist aktör. (kapitalception)

    denemek isteyene önerim: en sosyalizm meraklısı 50 kişi toplansın, hepiniz 20 bin lira sermaye koyun. topladığınız 1 milyon lira ile gidip kendinize bir arazi alın. üzerinde yaşamak için üretime başlayın. çok değil 6 ay sonra "kararları kimin vereceği" üzerine kavga etmeye başlamaya ve birbirinize kin duymadan hala yaşamayı becerebilirseniz haber verin ki ben de katılayım.

    sosyalizmin hayali çok güzel. eğer hepimiz birbirimizin tam anlamıyla eşit kopyası (fizik+zeka) olaydık robot vs gibi de çok güzel işlerdi. fakat evrim var ve sadece doğaya veya hayvanlara değil bir insanlara da eninde sonunda yöneten kudret olmayı isteme geni "doğuştan" geliyor.

    birisinin diğerlerinin hakkını yeme pahasına iktidar olmayı düşünmeye başladığı an sosyalizm güzel bir fikir olarak çöpe gider, kapitalizm de hayatın temel gerçeği olarak işbaşı yapar. o yüzden kapitalizmi değil de evrimi suçlamak lazım. doğanın kurallarını koyan insanoğlu değil. o bazılarının ortalama 60 senelik hayatları içinde milyarlarca senelik düzeni değiştirebileceğini ve evrimi yok edebileceklerini sandıkları delilik hali sadece insan denilen mahlukatın bir kısmının ıslak rüyası. neyi değiştiriyon yiğidim? 5000 hatta 50000 sene önce de birileri çıkıp "devrim" dediler. sanma ki ilk senin aklına geldi bu "güzel idealler".

    bu nedenle kapitalizm ne çöker, ne de biter. olsa olsa güncel uygulaması ortadan kalkar, farklı bir şekline geçilir. ve maalesef her hangi bir uygulamasında kapitalizmin kendi dinamiklerinde başarılı olamayan, başka bir çeşidinde de olamıyor.

    (yani bugünkünde başarılı değilsen, yeni gelende de olamayacaksın. çok da şeetme o nedenle)

  • iskoçya'daki loch ness gölünü mesken tuttuğuna inanılan dev bir su canlısı var ya – hani koca kafalı, uzun boyunlu, nessie diye bilinen. ama aslında, bunun gerçek olduğunu gösteren çoğu kanıt zamanla çürütüldü ve bilim insanlarına göre bu sadece bir efsane.

    söylentilere bakarsak gölde yaşayan bir canavarla ilgili hikayeler taa antik çağlara kadar uzanıyor. hatta bölgeyi mesken tutmuş olan piktler'in taş oymalarında gizemli ve paletli bir su yaratığı bile var. yazılı olarak ilk kayıt ise 7. yüzyılda yaşamış aziz columba'nın biyografisinde geçiyor. anlatılana göre 565 yılında canavar bir yüzücüyü ısırmış. hemen arkasından bir başka adama da saldırmak üzereyken aziz columba duruma müdahale ederek canavara "geri dön" emrini vermiş. hayvan da onu dinleyip uzaklaşmış! tabii yüzyıllar geçmiş ve bu arada rapor edilen karşılaşmalar çok seyrek olmuş. birçok uzman bu nadir görülen canavarın aslında iskoç folklorundaki bol miktarda bulunan mistik su yaratıklarından ilham alınarak yaratıldığını düşünüyor.

    gelelim 1933 yılına... işte loch ness efsanesi tam da bu yılda patladı. o sıralarda gölün hemen kenarından geçen yeni bir yol yapılmıştı ve artık gölü baştan sona araçla rahatça görmek mümkündü. nisan ayında bir çift araçlarıyla giderken devasa bir hayvan gördüklerini iddia etti – ejderhaya ya da tarih öncesi bir yaratığa benzetmişlerdi. hemen arabalarının önünden geçip suya dalmış. olay iskoç gazetelerinde yer alınca onlarca yeni "görgü şahidi" ortaya çıktı. hatta aralık ayında daily mail gazetesi büyük av peşinde koşan bir avcı olan marmaduke wetherell'i görevlendirdi. wetherell gölün kenarlarında 6 metre boyunda "güçlü ama yumuşak tabanlı bir hayvana" ait olduğunu düşündüğü devasa ayakizleri buldu. ama tabi bunlar londra'daki doğa tarihi müzesi'ndeki zoologlar tarafından yakından incelenince, ayak izlerinin bir şemsiye ayağı ya da su aygırı bacağı takılmış kül tablası kullanılarak yapıldığı ortaya çıktı. wetherell'in bu düzmecede oynadığı rol de hâlâ net bir şekilde açıklanamamış durumda.

    tabii bütün bunlar loch ness canavarının varlığını kanıtlama çabalarını daha da ateşleyen kıvılcımlar oldu. 1934'te ingiliz doktor robert kenneth wilson canavarı fotoğrafladığını iddia etti. "cerrahın fotoğrafı" diye anılan meşhur resimde canavarın küçük bir kafası ve uzun boynu görülüyordu.
    görsel

    daily mail bu fotoğrafı basar basmaz dünya çapında bir sansasyona sebep oldu. birçok kişi canavarın 65.5 milyon yıl önce nesli tükenmiş deniz sürüngeni plesiosaur olabileceğini öne sürdü.

    loch ness bölgesi canavar avcılarının akınına uğradı. yıllar geçtikçe canavarı bulmak için bir sürü sonar çalışması yapıldı (1987 ve 2003 bunlara örnek) ama kimse başarılı olamadı. fotoğraflar da yağmaya devam ediyordu ama büyük bölümü ya düzmece çıktı ya da başka hayvanların ya da sıradan objelerin yansıması olarak açıklandı. 1994'te wilson'ın meşhur fotoğrafının intikam peşindeki wetherell tarafından kotarılan bir aldatmaca olduğu ortaya çıktı. "canavar" aslında oyuncaklı bir ufak denizaltıya takılmış plastik-ahşap kafadan ibaretti!

    2018 yılında dna taraması yapmak için bir grup bilim insanı loch ness’i didikte inceledi. plesiosaur ya da buna benzer bir yaratık bulamadılar ama aşırı derecede yılan balığı olduğu ortaya çıktı. bu da canavarın aslında dev bir yılan balığı olma ihtimalini güçlendirdi.

    yani anlayacağın, elimizde kesin bir bilimsel kanıt olmamasına rağmen loch ness canavarı popülerliğini, hatta karlılığını korumayı başarıyor. 21. yüzyılın başlarında loch ness bölgesinin iskoçya ekonomisine yılda 80 milyon dolar kadar katkı yaptığı düşünülüyor!

  • yanlışı doğrusu bir kenara itilirse. 9. cumhurbaşkanı süleyman demirel’in eşi nazmiye hanım alzheimer hastasıydı. uzun süre hastanede yattı. süleyman bey de sık sık ziyaret ediyordu. doktorlar süleyman bey’e “efendim sizi tanımıyor, gelmenize gerek yok” demişler. demirel “olsun ben onu tanıyorum” demiş. son zamanlar için bu olabilir dedirten durum.

  • amk gelirken 85 milyon türk halkına sorulmamış, sınır neden var? devlet neden var? riayet edilmemiş. ama gönderirken neden, niçin, nasıl diye soracaksınız. pardon da adamın içinden geçerler. sen yeter ki göndermekte kararlı ol.

  • az önce gittim muhteşem bir insan seli genci,yaşlısı,çocuğu,bebeği herkes orada..insan, o kadar insanı bir arada atatürk'ün huzurunda görünce umutlanıyor,bu millet daha bitmemiş ulan diye bağırasım var...

    eğer ankarada yaşıyorsanız mutlaka bu gece ziyaret edin..

  • ön bilgi: bu dört sayılı entry'dir. ilk yazanlar yazdıklarını silerse diye peşinen yazıyorum.

    1. parti binası önünde cılız bir kalabalık "kaybetsen de seviyoruz." içerikli gösteri yapacaktır.
    2. akp merkezinin ışıkları erkenden sönecek ve herkes evine gidecektir.
    3. erdoğan aynı gece ankara'dan üsküdar'daki evine geçecektir.
    4. kısıklı'da da bir iki kişi sevgi gösterisi yapacaktır. ama uzatmadan onlar da evlerine dönecektir.
    5. sonra türkiye'de her şey çok güzel olacaktır.

  • ''bir misafirliğe gitsem
    bana temiz bir yatak yapsalar
    herşeyi, adımı bile unutup
    uyusam...

    kalktığımda yatağım hala lavanta koksa
    kekikli zeytinli bi kahvaltı hazırlasalar
    nerde olduğumu hatırlamasam
    hatta adımı bile unutsam''

    (bkz: melih cevdet anday)