hesabın var mı? giriş yap

  • birçok ortamda kendisine rast gelinebilen bu tür, ülkesine gelen her yabancının kendisi ile konuşmak dışında bir arzusunun olmadığını düşünür. turisti kitleyip ingilizce idmanı yaparken kullandığı metodlar vakit vakit hunharca olabilir. türkçe atasözleri ingilizce'ye çevirmekten tutun da, kurtuluş savaşını ingilizce anlatmaya varana kadar türlü türlü garip huyları vardır. misafirperverlikle alakası olmayan bu davranışı bir yere kadar turist tarafından hoş görülecektir kuşkusuz, ama bayma sınırı da yakındır.

    - turkey is a bridge. on one side, asia, on the other, europe! very geopolitical, very.
    - ehih
    ...
    ...
    - we have a saying... in turkish... drop by drop, aaaa, turned into a lake!!!
    - ehih
    ...
    ...
    - and then he said... armies! first target is mediterranean sea! hoo! forward!
    - ehih
    ...
    ...
    - the umbrella... you stick in ass... does not open. it doesn't.
    - ehih

  • filmdeki gizli kahramanlardan biri de vincent vega'nın arabası. 1964 chevy malibu ss.

    birisi bu arabayı anahtarla çizdi. vincent torbacısına gidip kafa dağıtmadan önce canı sıkkın bir sekilde bundan bahsediyor. "birisi arabamı çizdi!!" the wolf'un arabayı temizlemesinden sonra, vincent'ın mia'yı yemeğe çıkarmasından önce vincent ile butch barda kısa bir sohbet gerçekleştiriyor.

    sohbete girmeden önce vincent vega'nın geçirdiği günü hatırlayalım. üzerine kurşun yağdırdılar ama mucize eseri kurşun isabet etmedi. sonra kazara arabasında birini öldürdü, çok acil bir şekilde arabayı temizlettirmek zorunda kaldı. sonra bir kafede soyguna karıştı, bunlar olurken üstünde başka birinin saçma kıyafetlerini giyiyordu ve o akşam patronun karısını dışarı çıkaracaktı. patron da karısının ayaklarına dokunan adamı 4. kattan aşağı atan adam bu arada. kısa sürede bunları yaşayan vincent, maç satan butch'a tabiki saygı duymayacaktı.

    ikili arasında geçen kısa sohbette vincent, butch'a boksla ilgili bir hakaret olan palooka der. bu ifade temelde dövüşte iyi olmayan boksör anlamına gelir ve ardından alaycı bir ses tonuyla punchy diyerek devam eder vincent. butch'a maçını satan boksör imasını yapar. bu iki ifade butch'u aşağılaması için yeterlidir.

    öte yandan butch da kötü bir gün geçirmektedir. beşinci rauntta bilerek yenilmesi karşılığında ruhunu satmıştır. berbat bir haldeyken barda karşısına vincent çıkar ve epey saygısızdır. sonra vincent ile marcellus'un kucaklaşmasını görünce nefreti iyice artar. bara girerken o an orada olmayan bir arabayı, bardan çıkarken görür. barda zaten çok fazla insan yok. barmenin arabası olsa girerken görürdü. 1964 chevy malibu ss kesinlikle vincent vega'nın arabasıdır ve onu anahtarıyla bir güzel çizer.

    vincent torbacının evine mia'yla gidip duvarına çarptığı sahnede, butch'un sebep olduğu çizik görünebilir. görsel

    * araba gerçekte tarantino'nun arabası. true romence filminin senaryosunu satınca kazandığı parayla almış. araba, pulp fiction filminin çekimleri bitince çalınıyor ve 19 yıl sonra 2013'de bulunuyor. görsel

  • spor medyasında beğenilen birisinin gençlere bu şekilde örnek olmaması lazım gerçekten. yazın rakı içiyorsun masada kavun yok gerçekten olmaz.

  • millet beynini yemiş arkadaş. bir tanesi de yazmış sabahattin ali'yi markete düşürmeseydiniz iyiydi diye. ulan asıl milyonlara ulaşan markete girmesi güzel değil mi? sadece sen ve senin gibiler okusun diye mi yazdı adam bunları elin oğlu gelir lan 3.95 bir şey değilmiş deyip alacak kendisi okumasa bile en azından evde gören birisi okuyacak.

    bu insanlardaki bende olan kimsede olmasınları, benim okuduğumu sadece parası olan okusun durumu olmayanla aynı şeyi okuyamam ya da ucuzlayan şeyin kalitesinin düştüğünü düşünmeleri beni öldürüyor.

    bu kampanyayı a101 değil de migros ya da amazon yapsa her yerde paylaşılıyordu.

    edit : conturupontuk'tan mesaj geldi migros'ta da 6.99’a platon, dostoyevski kitapları satılıyormuş.

  • kesinlikle açıklayamadığım olaydır. akşamın ilerleyen saatlerinde özellikle hol bölgesinde sıklıkla duyulan sestir. arkadaş içinden çıkamıyorum! üst katta oturanların çocuğu yok. koca adamla kadın oturup kuyu ya da üçgen oynayamayacağına göre en sonunda "noluyo lan?" dedim. araştırmacı gazeteci kimliğimle etrafıma sorup soruşturdum, bundan muzdarip başkaları da var mı diye. bir kaç arkadaş benzer sesler duymuş ama hiç kimse bunun üzerine kafa yormamış. düşündüm düşündüm ben de bir şey bulamadım. anca rizeli müteahhitlerin eksik koydukları demir yerine betona misket karıştırıyor olmalarıyla açıklayabiliyorum.

  • eğer engelli bir birey değilseniz,merdiven kullanmanızı tavsiye ederim! hatta merdiven çıkmak istemeyenler için yürüyen merdiven dahi bulunuyor! çok etkileyici değil mi

  • çok sevmem, tutarsız bulurum, mantıksız bulurum, hatalı bulurum, ancak konu eğer buysa, nursultan nazarbayev'dir.

    "biz islamı resmi din olarak kabul ediyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. fakat müslümanlığımızı konu ederek bir yerlere gelemeyiz. diğer müslüman devletlere ve islami yaşama biçimlerine saygımız sonsuz, fakat biz arap değiliz. biz göçebe ve türki bir halkız, araplar gibi kızlarımızı, dini, kültürel ve toplumsal baskılarla kapatıp, bunu müslüman devlet imajı olarak kullanamayız. onları çarşaflara bürüyerek eve hapsetmek bizim yolumuz değildir. tekrarlıyorum, herkese saygımız sonsuz fakat giyim kuşam insanların kendi özelindedir. biz kazağız, halkımız göçebe hayatı süresince, at üzerinde bu günlere kadar kadın-erkek ayrımı yapmadan geldi. kadınlarımız, erlerinin yanında veya ardında değil, aksine önünde yürürdü.
    islam öncesi dönemlerde, kadınlarımız nasıl isterlerse öyle giyinirlerdi, ve toplumu rahatsız etmek gibi bir amaçları hiç olmadı. bu gün ise bir sorun olması, bizim halkımız için mümkün değil. müslüman ve sünni bir halk olmamız, insanların hayatlarına karışmamız için sebep değildir."

    http://www.youtube.com/watch?v=utxsupzuyjq