hesabın var mı? giriş yap

  • hem reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek adlarından söz ettirmeyi bilmişlerdir hem de "ama siz haklıydınız ve biz de patateslerimizi değiştirdik" diyerek samimiyet puanı toplamak istemişlerdir. reklamcılık başarısıdır.

  • türkiye'de büyücüler varmış da bir zamanlar bunları toplayıp idam etmişler gibi historic bir şey sandım ilk okuduğumda, ya da komikli şakalı harry potter göndermeli bir şeyler bekledim. başlığa girince kanım dondu.

    gündemde yer alması ve ciddi yaptırımlarla komple engellenmesi gereken bir durum.

    edit:

    türkiye'de ki büyücü katliamı/#117457061 entry'niz türkiye'deki büyücü katliamı başlığına taşındı
    -yok, hala olmadı

    türkiye'deki büyücü katliamı/#117457061 entry'niz türkiye'deki büyücülerin yaptığı katliam başlığına taşındı
    -sonunda *

  • (bkz: triple-double)'a saygınlığını kaybettiren oyuncu.

    r.westbrook emekli olduktan sonra büyük ihtimal bu şekilde anılacak,onun sayesinde triple-double artık çok saygın bir istatistik değil; eskiden en basit triple-double bile bütün basketbol sitelerinde yer bulurdu ama artık çok dikkate alınmıyor.

    bir yazar arkadaş mvp olmasını dile getirip onu eleştirmeyi aşağılamış; mvp oylamasında çok fazla oy almasını bu duruma neden göstermiş. öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki spor yazarların bizden daha ehil olması onların her söylediğini kabul etmemiz anlamına gelmiyor; onların her kararını bilimsel gerçek gibi mutlak doğruluk kabul edeceksek bill russell nasıl 5 defa mvp oldu açıklamak lazım. nba tarihinde r.westbrook'a en çok benzeyen oyuncu wilt chamberlain kariyeri boyunca b.russell'ı istatistikleriyle ezdi hatta bütün diğer oyuncuları da... chamberlain'in kariyerini 5'e bölseniz istatistiklere göre nba tarihinin en iyi beş oyuncusu olur. bütün bunlara rağmen istatistik kasıyor diye w.chamberlain 4 defa mvp olabilmişken aynı dönemde sıradanın biraz üstünde istatistikleri olan b. russell 5 defa mvp oldu. bu seçimleri de spor yazarları yaptı her ikisini de aynı anda kabul etmek çelişkili. bir dönemin yazarları için istatistik, başka döneminin yazarları için galibiyet takıma katkı vs. önemli.

    adam mvp oldu peki gerçekten ligin en değerli oyuncusu mu? k.leonard, j.harden, k.durant , l.james, s.curry, k.irving , a.davis , j.wall ( belki bu seneki performansıyla giannis antetokounmpo) bunlardan herhangi biriyle r.westbrook takas edilebilir mi? bir mvp'nin değeri mvp olduğu yıldan sonra nasıl bu kadar düşük olur?

    r.westbrook'a gelince istatistik kasıp kasmıyor oluşu artık tartışma konusu bile değil; çok eski zamanlarda neler dönmüş bilmiyoruz ama yakın zamanda r.westbrook ile karşılaştırılabilecek seviyede istatistik kasmış bir oyuncu yok hatta eskiden mahçupça istatistik kasıyordu ama artık iş arsızlık seviyesine geldi. link

    geçen sene istatistik kasması takımının çöp(!) olmasına bağlanıyordu. yakın zamanda takımdan ayrılan oyuncular ;

    v.oladipo : indiana'da star seviyesine çıktı. şimdilik sezonun bir numaralı mip adayı. istatistik vermeye gerek yok.

    d.sabonis : ilk beş oyuncusuyken yedeğe düştü ama süre ortalaması 4 dk. civarında arttı. istatistikleri ise 2 kat artmış durumda geçen seneye göre çok daha değerli.

    şu an p.george ile bu ikiliyi tekrar takas etmek imkansız.

    e. kanter: hem istatistikleri hem de değeri arttı. en ilginci ligin en iyi ribaundçuları arasına girdi, sahi bu adam neden geçen sene birden bire rib. yeteneğini kaybetti tıpkı s.adams gibi ? rib. almamaya çalışmasıyla alakası olabilir mi? link

    d.mcdermott: istatistikleri daha iyi değeri ise çok çok daha yüksek. hatta o ile t.gibson'ın rakamlarına baksanız geçen sene bulls'ta iyi okc'de kötü takımdan ayrılınca yine iyi.

    bu durumu bu oyuncuların genç olmasına(t.gibson hariç) gelişime açık olmasına bağlayalım peki e. ilyasova? geçen sene okc'de tamamen hiçken 76'ers'ta nasıl yıldızlaştı ya da gerçek yaşı kırklarda olduğu söylenen s. ibaka? k.durant gibi zaten zirvede olan bir oyuncunun bile bu takımdan ayrıldıktan sonra performansı yükseldi.

    d.waiters'ın nerdeyse erkenden kariyeri bitecekti, min. kontratla heat'e gitti. okc'den ayrıldıktan sonra ortalama üstü bir oyuncuya dönüştü.

    takım değiştirmenin oyuncuları olumlu etkilemesine bağlayıp geçelim. takımına bakıyorum.

    s.adam; geçen sene berbattı o yüzden bu sene biraz iyi gibi görünüyor ama sıradan bir pivottan fazlası olamıyor,rib. almaması gerekiyor, şut yeteneği pek yok ama pota altında çok etkili. pota altına top indirmek de organizasyon gerektirir ama takımın öyle bir amacı yok tabii eğer westbrook'a asist gerekiyorsa ayrı... gelişimi ileri değil geriye doğru.

    a.roberson; geriye gidiyor.

    a.abrines;geriye gidiyor.

    ya da şöyle soralım;son iki sene de okc'den ayrılıp daha kötü olan tek bir oyuncu var mı? (c. payne sakatlandı )

    okc'e gelip değeri artan tek bir oyuncu var mı?

    okc'nin takasla giden/gelenler hariç mevcut oyuncularından değeri artan var mı?

    bu takım çöp falan değil, r.westbrook bu takımı çöplüğe çevirdi. geçen sene play-off'a katılmış en genç takımdılar ama artık saçma sapan fantazilerin takımı haline geldiler.

    bir diğer argüman da triple-double'ın nasıl inanılmaz bir istatistik olduğu. nba tarihinde bu istatistiğe ulaşan iki oyuncudan biri; o.robertson o rakamlara nasıl ulaştı bilmiyorum ama r.westbrook'a gelince bu adamın yaptığını nba'de yapamayacak bir süperstar/star olduğunu sanmıyorum. hatta vasat/vasataltı oyuncular için bile yaptığı şey imkansız değil. bu sene ünlü olduğu için ve gelecekte ne olacağı şüpheli ama şu an kesinlikle vasat/vasat altı olan l.ball'ı ele alalım. adam 9-7-7 ile oynuyor.

    maç başı gerekirse 30 şut kullanarak +10 ortalama yakalayamaz mı?

    savunma yapmak yerine pota altında beklerse ve bütün uzunlar rakibe of. rib. kaptırmak pahasına topları lonzo ball'a bıraksa, faul atışlarında topu almak için lonzo pota altına geçerse 3 tane daha rib. alamaz mı?

    takım arkadaşlarına pas verdiğinde oyuncular uygun olsa ya da olmasa sırf lonzo'ya asist yazdırmak için lonzo'nun elinden gelen hep topu potaya sallasalar 3 tane daha asist yapamaz mı?

    evet. lonzo ball..

    r.westbrook, triple-double ortalama tutturdu çünkü geçen sene okc'nin ne maç alma ne de başka hedefi yoktu tek hedefleri r.westbrook'a td yaptırmaktı; böyle bir amaç bir takım için gerçekleştirilmesi çok zor olmayan bir hedef. bu sene de aynı şekilde istatistik kasıyor ama bu sezon c.anthony ve p.george gibi oyuncular geçen seneki gibi saçma sapan işlerin içine girmedikleri için arada triple double'lar ile mutlu oluyor.

  • aslında "askerde yaşanan yaran diyaloglar" başlığına yazılabilirdi aşağıdaki olay, ama yeni başlık açıp kirliliğe katkıda bulunmak istemedim.

    askerde kısa dönemlere türlü türlü iş verilmekteydi. hatta bazı arkadaşların yaşadığı rotasyon baş döndürmekteydi. takip edemiyorduk; bu kadar kısa dönem askeri ne yapacaklarına karar veremeyen komutanlar, bizimle adeta oyun oynamaktaydı. aramızda en talihsiz hukuk mezunu arkadaşı, adaletli davranır diye önce yemekhaneye yemek dağıtmaya, sonra nöbet yazmak için görevlendirdiler.

    hergün 70 kişinin nöbetini yazan arkadaş günlerini baskı altında geçirmekteydi; devamlı şunu bu saate yazma, bunu şunla yazma gibi türlü sorunla karşılaşıyordu. herkes şikayet ediyor; kimseye yaranamıyordu.

    artık kafası iyice karışan avukat, bir kişiyi aynı saatte iki nöbet yerine yazmıştır. bunu gören eleman hemen başçavuşa koşar.
    eleman: komutanım erdem hoca bana 2-4te iki yere nöbet yazmış.
    komutan: başlarım lan nöbetinize! bıktım nöbetizden de sizden de. o erdeme söyle seni sikip çoğaltsın her iki yere de git.

    eleman gelir erdem hocaya.. hepimiz oradayken şöyle bağırır:
    erdem hocaaa! erdem hocaaa! ahmet başçavuş dedi ki; beni sikip çoğaltacakmışsın.
    erdem hoca: ????
    bizler: ??? puhahahaha

  • din kültürü ve ahlak bilgisi hocasının muhtemel bir önermesidir ve öğretmenler odasında şöyle bir hayali diyaloğa neden olabilir:

    din hocası: "dünya güneşe 1mm daha yakın olsaydı hepimiz yanardık. bu da yüce....."

    coğrafya hocası: "iyi de dünya - güneş mesafesi yıl içerisinde zaten 147 milyon kilometre ile 152 milyon kilometre arasında, 5 milyon kilometre kadar değişiyor hocam. yani 5'000'000'000'000 milimetre, ayrıca dünya yüzeyi de pürüzsüz değil ki, dağlar daha yakın güneşe!"

    biyoloji hocası: "tabi bir de hem bireylerin hem de türlerin değişen ortama ayak uydurma yetileri var. yaz/kış arasında 30 derece sıcaklık farkı oluyor ama türler bu yüzden yok olmuyor. hepsi kendisine bir uyum mekanizması geliştirmiş vaziyette. zaten çağlar boyu ciddi iklim değişimleri gözlemiş, fosil kayıtlarında çok net görünüyor, ama hala buradayız değil mi?"

    fizik hocası: "hocam dur öyle lafla olmaz bu işler, hesaplamak lazım. şimdi güneş dünyaya ortalama olarak r=150 milyon kilometre uzaklıkta. yaydığı enerji de ortalama p=3.84x10^26 watt. dünya mesafesinde 1 metrekareye bir saniyede düşen enerjiyi hesaplayalım önce. üretilen enerji her yöne eşit dağıldığı için r uzaklıkta a=4 x pi x r^2 alana yayılır. yani dünya güneş mesafesi için bu alan

    a= 4 x pi x (150'000'000'000m)^2 = 2.827433388230814e+023 m^2 eder.

    enerjiyi bu alana bölersek
    i = p/a = 1360.244246958732 w/m^2

    buluruz.

    şimdi yarıçapı 1 mm arttıralım. r'= 150'000'000'000.001 m olsun. hesabı yeniden yapalım:
    a' = 4 x pi x (150'000'000'000.001m)^2 = 2.8274333882308516e+023 m^2
    i' = p/a' = 1360.244246958714 w/m^2

    yani 0.0000000000179625 w/m^2 fark bulduk. bu da afedersiniz siz osurunca çıkan sesin enerjisinden daha az. yani dünya 1mm güneşe yaklaşınca değil, sizin kıçınızdan çıkan seslerden yanıyor hocam!"

    din hocası: kafirsiniz hepiniz. burada yanmasanız da cehennemde yanacaksınız!

  • tam bir aptal açıklaması.

    koskoca galatasaray başkanının yaptığı açıklamaya bak amk.
    13 yaşındaki çocuklar bile artık böyle benzetmeler yapmıyor.

    galatasaray, galatasaray'dır.
    nou camp'a çıkınca barcelona'yı titretir, arena'da madrid'i 5'lik kıvama getirir.

    sen kimsin de galatasaray'ı birisine benzetiyorsun.
    galatasaray'ı bir takıma benzetmek ve bir takımdan küçük görmek kimsenin haddi değildir.

    illa bir şeyi benzetecekseniz vizyonsuzluğunuzu benzetin.

    bir araba dolusu parayı sabri'ye dökmenizle barcenola'nın ne alakası var diyebilecek kalibrede bir yönetici yok mu şu adama allah aşkına ya?

  • içeriği (çoğunlukla) aşağıdaki gibidir:

    şeker (fruktoz, sorbitol, inositol), proteinler ve amino asitler (glutathione, dna, kreatin), mineraller (fosfor, çinko, magnezyum, kalsiyum, potasyum), vitaminler (c vitamini, b12 vitamini, j vitamini), hormonlar (testosteron, prostaglandin) ve diğer yan ürünler (laktik asit, üre, ürik asit, nitrojen).

    bir çay kaşığının 5 kalori içerdiği, bir batında ortalama 15 kalorilik (1 yemek kaşığı) çıkarıldığı hesaplanmış. protein oranı karbonhidrat, şeker ve yağ oranından kat kat fazla. kısaca aşırı tüketildiğinde (ne kadar aşırı tüketebilirsiniz ayrıca?) şişmanlatmaz, ancak alternatif besin kaynağı olarak kullanılması tıp çevrelerince önerilmez. (bkz: meni yutmak)

  • anayasa profesörü burhan kuzu'nun tespiti.
    5 milyonluk köy gibi yerlermiş, herkes yönetirmiş.

    ben söyliyim; isveç'i türkiye'deki siyasi zihniyet yönetseydi tüm iskandinavya ve kuzey avrupa'dan tecrit edilir, mimli gözlerle bakılır, sabah ayazında erkenden kalkan darbe yapar, halkın hükümete güveni yerlerde sürünür, ayrımcılık ve sömürü normalleşir ve sosyal devlet makarnayla somutlaşırdı.

    şöyle bir kampanya var arkadaşlar: http://www.eksiduyuru.com/…/bilgisayar-laboratuvari

  • sayıştay raporlarına göre iski'ye ait cliolar 100 km'de 63 litre yakıt yakarak adeta akaryakıtı içmiş.

    iski'nin diğer araçlarının yakıt tüketim ortalamaları;

    1-renault clio: 100 km’de 63,19 litre
    2- fiat doblo: 100 km’de 34 litre,
    3- fiat doblo: 100 km’de 33 litre
    4- fiat doblo: 100 km’de 27 litre
    5- fiat doblo: 100 km’de 24 litre
    6- ford tourneo: 100 km’de 42 litre
    7- ford tourneo: 100 km’de 37, 45 litre
    8- renault fluence: 100 km’de 22,32 km

    link