ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2888 dolara satılan 1912 yapımı ev
-
detroit şehrinden otomotiv sanayinin uzaklaşmasıyla birlikte pek çok banliyönün hayalet kasaba haline dönmesi nedeniyle aslında fiyatlandırması normal olan ev.
kadınların yaptığı korkunç hatalar
-
kadınlara değer vermeyen erkekler yetiştirmek bunlardan biridir..
veganların karşısında şiş kebap yiyen adam
-
çok rahat, çok profesyonel.
herkes özgür değil mi? niye adama saldırıyorsunuz amk.
edit: nasıl eksiliyorsunuz lan böyle ekşici piçler.(kahkaha amk)
zorunlu edit : eksilendiğimi gösteren bildirim ya da sayı göstergesi yok arkadaşlar sakin olun lütfen
şahan gökbakar
-
geçenlerde bir televizyon programında -adını hatırlayamıyorum- sinema konusunda ne kadar cahil olduğunu gösterdi şahan. recep ivedik 2 isimli filminin tanıtımı için mikrofonlara konuşurken sunucunun ''bir röportajınızda sanat filmlerinden hoşlanmadığınızı söylemişsiniz.'' demesi üzerine bir anda su görmüş kediye dönmüştür. ''aaa hiç gelemem , hiç dayanamam. aman allah korusun'' diyerek garip bir tribe girmiştir. sanat sineması sever sevmez , buna bir lafım olamaz elbette ama konuşmanın devamı her şeyden önce şahan için çok talihsizdi. ''şimdi ben alayım ağzıma bir sigara , başlayayım buradan eminönün'e kadar yürüyeyim. arada denize bakayım bir şey demeden. al sana sanat filmi.'' eyvah eyvah. bu kadar mı bağırır bir insan ben cahilim diye. tamam , sevmiyorsun etmiyorsun ama bu mudur senin sanat filmi benzetmen ? devam ediyoruz. ''öyle fukaralık edebiyatı yaptıklarına da bakmayın , milyon dolarlar kazanıyorlar festivallerde aldıkları ödüllerden sonra.'' sanırım burada nuri bilge ceylan a bir taş atıyor. e şahan bırak da adam kazansın para yahu , sen mi kazanacaksın olan parayı. neyse , devam. ''oyunculara da para vermiyorlar bunlar. mehmet sen gel , ahmet sen gel diyerek tanıdıklarını oynatıyorlar. bedavaya getiriyorlar filmi'' hmm. bu da oldukça talihsiz bir açıklama. acaba kaç sanat filmi izledi bu adam ? gerçekten tanışsam ilk önce soracağım bu. söylevinin en komik yerini sona sakladım tabi ki. ''zaten toplasan kırk ya da elli plan var. öyle film mi olur.'' hmm. demek ki film yapmak için devamlı cut , devamlı geçiş , devamlı bir aksiyon olacak öyle mi. baksanıza adam fellini , bergman triplerine girip sinemayı açıklıyor. planların ne kadar önemli olduğunu belirtiyor. gerçekten yazık. adam , sen sevmeyebilirsin. recep ivedik çek , izlen. bir lafım yok. ne diye çıkıp kendini gerçekten komik duruma düşürüyorsun ? sinema üzerine konuşacak son insanlardan birisin , bari konuşma.
(bkz: gonuşma layn)
aidiyetsizlik
-
özgürlüktür.
ve fakat, her özgürlük, ne yazık ki mutluluğu beraberinde getirmez. aslında, basit bir seçimden ibarettir. bir insana, bir şehre, bir topluluğa ve hatta bu dünyaya ait olmak istemeyen; zira aldatılmaktan, terkedilmekten, terketmekten, dışlanmaktan, tüm benliğini adamaktan korkan insanların seçimidir. sürprizlere boyun eğmektir. anlamsız ama dolu dolu yaşamaktır. bencil ama karşısındakini de düşünen olmaktır. korkak ama cesur davranmaktır. çelişkinin ta kendisidir velhasıl.
şöyle bir şeyler de var, belki alakalıdır.
(bkz: ait olamayan kadınlar)
çocukluk dönemi sanrıları
atatürk büyük taarruz'u yönetirken yatan adam
-
üst devredir. bu şafaktan sonra o mu savaşsın amk?
başlık başa kalmış. işte şu fotoğrafta sorulan sorunun öznesindeki adamdır.
edit: sürekli link değişiyor, ben de değiştiriyorum fotoyu.
https://cdn1.ntv.com.tr/…de=max&v=20170830090129416
amerika'da çalışma hayatı
-
yeni işe baslayanlara sorumluluk verilmekten hiç çekinilmeyen bir iş ortamıdır. staj yaptığım dönemde ilk gün manager a "mr. soyadı" diye hitap etmiştim de, öyle olmuyor bu işler falan demişti. 1 hafta sonra ceo yla falan tanıştım hep ismiyle falan hitap ediliyor tabi o zamanlar garip gelmişti.
sorumluluktan bahsediyorduk. miktarı bende kalsın yüksek meblağlı projelere daha stajyarken beni tek sorumlu yaptılar ki, ben kendime o sorumluluğu vermem. yani vermezdim o zaman öyle düşünüyordum.
yaş farkı gerçekten hiç önemli değil. bu da en onemli farklardan biri olsa gerek. 40 yıldır sektörde olanlar var, onlardan daha tecrübesizmişim, gençmişim konuşurken veyahut ortak çalışırken hiç bir ima görmedim. öyle olunca da insanın özgüveni doğal olarak artıyor.
şöylede bir olay yaşamışlığım var:
8 ay önce falandı bir hata yapmışım ki dillere destan. suçu atacak kimse bile yok . strese bindim tabi. managerım senin hatan değil, şirketin yeterince düzenli olmamasının hatası falan dedi.
valla reyizsin diyecektim de reyiz in ingilizcesi o an aklıma gelmedi.
adamın dibisin dicektim , bottom of a men. o da saçma olacaktı ondan da vazgeçtim.
1hafta sonra bi büyük rakı aldım verirken de dedim ki sen delikanlı adamsın peynir kes, kavun doğra yanında bundan iç lion milk.
inci taneleri
-
yılmaz abicim, sen gençliğinde de çok yakışıklı değildin. bir demet tiyatroda sevgilin asuman yani deniz özermandı, manken değildi yani. vizontelede sevgilin yoktu, tuubada sakat bir kız aşık oluyor gibi oldu ama bir şey yaşanmadı. organize işlerde ebru akelle sevgiliydin ama kadın seni terk ediyordu. yani rollerinde hep bir yanı kırık kadınlarla sevgili olan yakışıklı olmayan bir adamı oynuyordun.
ne zaman 50yi geçtin bir hareketlenme geldi. önce sazan sarmalında ezgi molanın biricik aşkı oldun, şimdi de bu dizide neredeyse kızın yaşındaki hazal ergüçlü ve milyoner selma ergeç sana ilk görüşte aşık oldular. tamam senaryoyu sen yazıyorsun falan ama biraz abartılı olmuyor mu?
türklere sorulan salak sorular
-
almanya'daki exchange sırasında:
alman: - türkiye'de itfaiyeci var mı?
türk: - hayır dev battaniyeler var onlardan örtüyoruz biz yanan binalara ormanlara..
ferrari enzo kullanmanın zorlukları
celal şengör'ün asos'taki villası
-
sözlükte sistematik şekilde celal karalamaya başlamışlar..
babamın oğlu değil ama yurtdışındayken bir dersime girmiş biri olarak şöyle bir yorum yapayım. bu adam dededen zengin. yani yanlış yeri kazıyorsununuz. gidin sizden çalınan paralar için başlık açın.
behzat ç.
-
yazıldı mı bilmem ama;
detaya gel detayaaa.... behzat ç. akşam sızar. sabah telefon sesiyle uyanır. sürünerek kalkar, telefonla konuşur, kapatır. işte detay: ayağa kalkınca, akşamdan açık kalan lambaları kapatır!!! breh breh breh... behzat ç. böyle bir dizidir.