hesabın var mı? giriş yap

  • papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça hiddetle sorar:
    ''gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı? ''
    zangoçta derin bir sessizlik... papaz iyice köpürür...!!!
    ''sana soruyorum be adam! duymuyor musun beni?
    'hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim''
    "olacak şey mi! iki adım öteden beni duymuyorsun..''
    zangoç bıyık altından güler:
    '' isterseniz yer değiştirelim anlarsınız...''
    yer değiştirirler. bu kez zangoç seslenir:
    ''kilise için toplanan bağışları kim zimmetine geçiriyor?"
    papaz (mırıldanarak):
    ''hakikaten yahu! buradan hiç bir şey duyulmuyor''

  • - saçmalama ya iki tabak yemeğe verilir mi bu para
    - ya kızım sen ne yapacaksın ben ödüyorum
    - sen ödeyince bedava mı?
    - tamam ya hadi sipariş ver
    - mümkün değil, gel bak köşede bi esnaf lokantası var orada yiyelim, kalan parayla sinemaya gider üstüne mısır kola bile alırız da akbil paramız cebimizde kalır.

    - oha şuna bak el kadar triko kaç para!
    - marka kızım bunlar o kadar olacak
    - yemişim markasını, ben bu paraya terkos’tan üç tane triko alır üstüne bir de gömlek kapatırım.

    - kaç para dedin??!
    - 5 yıldızlı otel yahu, ultra her şey dahil
    - ne yapacağız? akşama kadar içki içip yemek mi yiyeceğiz?
    - ya ne alaka?
    - olm o paraya çıralı’ya gideriz, mis gibi pansiyonda takılır, denizden tutulan balıkları yer, sabaha kadar şarap içip şarkı söyleriz. hem daha çok eğleniriz hem de tatil yarı fiyatına gelir

    - iphone demek
    - evet doğum gününde alayım sana diyorum ne dersin?
    - benim telefonum var canım, alo diyor ya yetiyor bana. sen o paraya evine bilgisayar al, ben gelince beraber takılırız. üstüne cebine de para kalır onunla da bana bir ayakkabı alırız bitti gitti.

    işte böyle kızlardır bunlar, sevgililerine asla fuzuli masraf ettirmezler, sürekli bir b planları vardır. parayı harcatmadığı gibi nasıl daha verimli harcayacağının da yolunu gösterirler. eğer bu kızı beğeniyor, onunla keyifli vakit geçiriyorsanız, ama kafanızda ufak da olsa şüpheler varsa, olmasın. bu kıza hemen evlenme teklif edin, kaçırmayın.

    bu kızlar tutumludur, parayı efektif kullanmasını bilirler. ihtiyacı olmayan şeyleri almazlar, eksikleri belirler ona göre hareket ederler, bunu yaparken de en ucuzunu nerede bulacaklarını bilirler. sakın yanılmayın, ucuz derken kalitesize kaçmazlar fiyat-kalite indeksleri son derece yüksektir. böyle bir kız bulduysanız, çocuklarınızı çiçek gibi yetiştirir, evinizi çekip çevirir.

  • otobüse yaşlı veya hamile bindiğinde onca erkekten önce rahatını bozup ''pışşşşt pışşştt buyrun'' diyerek oturduğu koltuğu yaşlı veya hamileye vermesi.

    ki bir de bu kadın cam kenarında olup yan koltuğunda da bi erkek sığır varsa ve o sığırın umurunda değilse bu durum daha bi çekici oluyor.

    yerini verdiği kişi ''offff pöfff ölüyom, bu sıcak ney'' diye kıvranırken zor açılan camı tek hamlede güzel elleriyle açıyorsa ve saçları uçuşuyorsa rüzgarda, o yol bitmesin.

  • "beni facebook ve twitter'dan engellemişsin ama sen raad ol kızım ben istediğim zaman sana ulaşırım" diyen terkedilmiş barzo mesajını anımsatandır.

  • herhangi bir akp'linin değil, chp genel sekreteri akif hamzaçebi'nin yumurtlaması.

    meral akşener endüstri 4.0'dan bahsetsin, google'dan danışman getirtsin. chp de seçmenin %2'si buradan ekmek yiyor kafasıyla taksici mafyasını yalayadursun. 2019'da ikinci sırayı alacağınıza çok eminsiniz, aynen devam.

    link

    olur ya chp'den biri okur editi: derdimiz* istanbul belediye seçimleri için taktik yapmanız değil, tek cümleyle prensip ve politika yoksunu olduğunuzu göstermeniz. teknoloji, ulaşım, sanayi, sosyal yaşam ve tüketici haklarına dair bize anlatabileceğiniz* bir politikanız olsa, bu cümle kurulmazdı zaten. hayırlı taktikler.

    yiğidi öldür hakkını ver editi:
    "sadece istanbul’da değil tüm türkiye’de insanlarımızın konforlu taksilerde, emniyetli bir şekilde, internet üzerinden çağrı yaparak, gerektiğinde kredi kartı ile de ödeme yaparak seyahat etme hakkı vardır. bu sistemi taksiciler esnaf odası bünyesinde kuracağız."

    link

    bir esnaf odasının rekabet edebilmesi için teknolojik sistem kurmak devletin ya da bir partinin işi değildir. yine de ilk cümlesi bile adama burhan kuzu muamelesi yapmamak için yeterli.

    akif hamzaçebi'nin cevabı editi:
    "tekrar ifade ediyorum: şehir içinde taksi ile yapılacak ulaşımın konforlu, emniyetli araçlarla internet üzerinden çağrının da olduğu, gerektiğinde kredi kartı ödemeli bir sistemle olmasını öneriyorum. bunu illa da yabancı bir şirket mi yapmalı. biz neden yapmıyoruz."

    link

    nedenlerini sayayım akif bey:
    - özet: yatırımcı parasını ülkeden çekmiş, yetenek yurtdışına kaçmış, devletin nereye ne para harcadığı belli değil, çareyi taksici esnaf odasında arıyorsunuz. bu yüzden biz yapamıyoruz, bu gidişle de yapamayacağız.
    - keşke bahsettiğiniz türkler gültepe seçim merkezi'nizde ya da taksici odası'nda olsaydı. ama maalesef çoğu yurtdışında, bir kısmı da uber ofislerindeler, taksicilerle bir olup kovacağız dediğiniz teknolojiyi geliştiriyorlar. akın akın da kaçmaya devam ediyorlar.
    - türkiye'de taksici tekel, uber de bunu tüm dünyada takır takır kıran bir şirket. yabancı şirketi ülkeden kovup, yaptıklarının kopyasını milletin vergisiyle yapıp, bi de esnaf odası'nın eline vererek bu problemi çözeriz diyorsunuz. diğer konularda da bu mantığı takip edin, ülkenin adının yavaşça kuzey kore'ye dönüştüğünü göreceksiniz.
    - mesela bitaksi vardı, onla da bi dünya yolcuya kolayca ulaştılar, komisyona gelince ağladılar, en son müşteri arayıp yakın yol olduğunu farkedince iptallere başlayıp, o sistemi de işlevsiz hale getirdiler. bunları yapan adamlara bugün sistem yazıp ellerine verme sözü verdiniz.
    - buyrun bugün geçen bir haber daha. hükümet 15 yılda 752 milyar lira teşvik vermiş, nereye gittiğine nasıl döndüğüne cevap verebilen yok. soruyu 4 ay önce soran alarko ceo'su, meclise getiren chp vekili. aynı gün, uber'i kovacağız diyerek çağdışı taksici rantını korumaya soyundunuz. akp yerine chp olsa bu para türkiye'den bir uber çıkarmaya mı harcanırdı, yoksa başka türlü rantlara mı dönüşürdü? ben cevabı bilmiyorum, umarım siz biliyorsunuzdur.
    - özel yatırımcıyı teşvik etmek de yetmez, insanların aklından "ben bu işe bu yatırımı, yeteneği, emeği gömerim de, yarın bunu da kovacağız demezler mi?" sorusunu silmediğiniz sürece, taksicilere sistem kurup ellerine vermekten başka bir şey yapılamaz. o güveni de kurultay sonrası ilk iş olarak sanayi, gençlik ve akademiyi motive edip harekete geçirmek varken, taksicilere gidip oy dilenerek inşa edemezsiniz.

    15 yıldır her gün umudunu biraz daha kaybeden seçmenlerinizi ve gençliğinizi arıyorsanız, biz buradayız. taksici esnaf odası'nda değil.

  • bugün aldığım şey. içini daha açmadım ama en güzel hediye olacağını hissedebiliyorum. ağır biraz. üzerinde kırmızı bi nokta var yanıp sönüyor, böyle diiit diit diye ses çı

  • yolcu: hani ötüyodu bu kapı? bakın kemerle geçtim farketmediniz bile. demek ki işe yaramıyo!

    polis: ucuz kemerlere ötmüyo beyfendi!

    (bulaşmamak lazım gelir vesselam)

  • eski guzel gunlerinde olmasalar da ada derbisini buraya yazmadan olmaz

    sehir: rangers

    takimlar: glasgow rangers, queens park rangers, power rangers

  • italya'da oyle populer olmayan bir yemek. yukarida hasta esine yaptigi yemek ile ortaya cikisi yazilmis zaten. yemek aslinda mantik olarak cok basit ama esinin de begenmesi ustune restaurant menusune konuyor. soylentilere goreyse balayinda roma'yi ziyaret eden amerikan oyuncular mary pickford ve douglas fairbanks bu yemegi deniyorlar ve cok begeniyorlar. sonrasinda tavsiyeler ile beraber abd icinde yayiliyor. hem abd'den unluler 1920li yillarda yemegi yemek icin italya'ya gidiyor hem de bir cok kisi(abd'de italyan gocmenlerin bolce olmasinin da etkisiyle) bu yemegi abd icinde yayiyor. general tso gibi bir yemek yani. orijinalinde kendi ulkesinden ama abd kokenli demek daha dogru bile olabilir. su an roma'da bu yemegi yapan asil iki yer varmis. birisi alfredo'nun asil restorani ki burayi 1940li yillarda satmis ama yeni sahibi menuyu degistirmemis. digeriyse alfredo'nun akrabalari tarafindan acilan yer. tabii ki de turistik yerlerde bulmak mumkun ama ama oyle bir italyan yemegi oldugundan soz edemeyiz.

    bu yemek icin yukarida zaten gercek tarifler verilmis. icinde oyle krema, mantar, tavuk, karides falan su bu yok. duz parmesan ve tereyagi ile yapiliyor. icine krema eklenmesinin 2-3 sebebi olabilir. ya kivami tutturmayi beceremeyen birisi yapiyordur, ya aslinda hafif olan yemegi daha agir yapip tek basina ogun gibi yemek istiyordur ya da italya'da bulunan tereyagi ve parmesani bulamadigi icin bu sekilde yapiyordur.

    tahminimce kremanin yayginlasmasindaki sebep ucuncusu. zamanunda amerikan tereyagi avrupa'da satilanlardan farkli oldugu ve yag oranindan dolayi o kremamsi dokuyu ve lezzeti veremedigi icin krema kullanmaya baslamislar ve bu sekide devam ediyor. bu konuda cok da emin degilim ama sanirim %82lik yag zamaninda daha cok avrupa'da bulunup abd'de %80lik olan kullanildigi icin bu fark olmus. tabii su an hala bulmasi %80 kadar kolay olmasa da bir cok yerde satiliyor ve bunu alip orijinal sekilde yapabilirsiniz. genelde hamurisleri icin kullaniliyor bu tereyagi ama denilene gore orijinal alfredo da bu sekilde yapilmis.

    yani dedigim gibi yemek aslinda cok basit ve oyle havali bir isim vermeye de gerek yok. italyanca olarak da aslinda pasta burro e parmigiano. tereyagli ve parmesanli makarna. ben yemegin adini bilmedigim donemlerde evde guzel gider bunlar diye farkli bir sekilde de olsa hazirliyordum kendime. zaten italya'da da bir cok kisi bu adini bilmeden bu sekilde yiyordur evinde. ama bu amerikanlastirmayla olan tek sikinti canim disarda cekince gittigim yerlerin neredeyse tamami kremali, mantarli ve tavuklu sekilde yapiyor. ha yemek bu sekilde kotu mu? kesinlikle degil ama benim en sevdigim sekli parmesan ve tereyagi ile yapilani. zaten evde yapmasi da cok kolay oldugu icin sorun degil ama iyi sekilde yapan yerlerin sayisi artsa fena olmazdi bence.

  • buna göz yuman kişi kesinlikle gavat değildir. her önünüze gelene gavat demeye çok alıştınız bakıyorum. gavat, bu durumdan nakti bir kazancı olan kişiye denilir.

    bu kişi godoştur.