ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tabu diyalogları
-
anlatilmak istenen kelime "ultra" dır:
-meganın üstü
-laguna
hayır hayır olmaz asker selamı vermek istemiyorum
-
(bkz: vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır)
inşallah izlanda' ya da sallar bir tane .
edit: düzeltme için poison apple 'a teşekkürler.
edit 2: başlığı açan uzamış.
6 temmuz 2010 uruguay hollanda maçı
-
kameramanın biri de maç bitti sanıp sahaya daldı. fenerli galiba..
hasar görmeyen araba
-
1940-60'lı yıllar boyunca üretilmeye çalışılmış, bunda da büyük yol alınmış araba türü.
o günlerde tasarımcılar arabaları olabildiğince sağlam yapmak için çaba gösteriyordu. çelik takviyeli sağlam şeseler, kalın dayanıklı kaportalar ve tamponlar almış başını yürümüştü. otomobille kaza yapıyordunuz, kafa kafaya çarpışıyordunuz ve araba bu çarpışmadan çoğunlukla sağlam çıkıyordu.
ama bu duvara bindirse sağlam kalan arabaların içindekiler ölüyordu. çünkü araçlar çarpışmanın enerjisini sağlam kaldıkları için ememiyor, içerideki yolcu da eylemsizlik gereği 10-15 g kuvvetine maruz kalıp valhalla'nın yolunu tutuyordu.
bunun üzerine otomobil üreticileri hasar görmeyen araba üretme çabalarını bırakıp, kaza anında ezilip enerjiyi emecek ama kabinde yaşam alanı da bırakacak otomobiller üretmeye başladılar. bugün, otomobillerin ön şase ve kaportası yüksek darbelerde akordeon misali ezilecek biçimde tasarlanır. bu sayede kaza anında oluşan enerji kaporta tarafından emilerek sürücünün daha az g kuvvetine maruz kalması amaçlanır. emniyet kemeri ve hava yastığı takviyesi ile de insanın alacağı hasar minimum düzeye indirilmeye çalışılır.
bu yönüyle, günümüz otomobilleri geçmişin taş gibi sağlam otomobillerinden çok daha güvenlidir. sapasağlam arabanın içinde ölmek yerine, hurdaya dönmüş arabadan sağ çıkarsınız...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
otobüste kucağımza aldığımız yaş üç kapsamındaki kız çocuğu:
-siiiz davşanı taniyo musunuz?
-hangi tavşanı?
-dav-şa-nı tanoyo musunuz?
-uzun kulaklı bir iki tavşan tanıyoruz
-siiiiz penguni tanıyo musunuz?
-penguen?
-pen-gu-ni tanıyo musunuz?
-eee bir kez karşılaşmıştık
-siiiiz zülehayı tanıyo musunuz?
-zürefa?
-zü-lee-haa' yı taniyo musunuz?
-hıımmm uzun boyunlu bir zürafa görmüştük.
-anneeee biz bunları tanıyor muyuz?
-yok kızım daha demin tanıştık.
-züleha teyzemi taniyo bunlar....
tc kimlik no ezberlenişine göre zeka türleri
-
(bkz: 2+2+3+2+2 nerde lan it)
buz mavisi loft pantolon giymiş efsanevi nesil
-
tam olarak 90'lı yılların başına tekabül eder.
bakmayın şimdi loft'un sıradan bir marka olduğuna, o dönemde statü simgesiydi neredeyse. ben hiç alamadım ama giyinmeyeni dövüyorlardı nerdeyse. pantolonun arka cepleri büyük ve daha aşağı yerleşmişti paçaları biraz geniş, çift dikişli ve dikişler biraz yukarıdaydı. loft etiketinin altından kemer geçerdi. marka görünsün diye millet, tişörtü, kazağı pantolonun içine sokardı.
popüler olan bir de gri rengi vardı sanki.
fazladan 6 bin çekim noktasıyla hizmetinizdeyiz
-
"biz salağız," demenin başka versiyonu ya da "biz mallık yaptık karambolde ama bununla da övünme yolunu bulduk," çakallığı. (bkz: turkcell)
kardeşim yeteri kadar dikseydin o çekim noktasını, fazlası neden? ona harcayacağın parayı tut cebinde, kar hanene yaz, konuşma ücretlerini düşür.
mallığını reklam yapan ilk bunlarda görüyorum.
sanki türkiye sınırları genişledikçe genişliyor, bunlar da dikiyor da dikiyor.
fazlasını isteyen yok, yeteri kadar dik, bizi dikme...
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
bir kadından duyulan en iyi iltifat
-
"başım omuzunda olsun. ne ekmek isterim, ne su.."
evlendik sonra. sözünün eriymiş.
istemedi.
***
arkadaşlar bu mesajı artık editlemem gerekiyor. şöyle ki boşanma aşamasındayız. istemediği bir tek eflak ve boğadan kaldı. bir de kulağımın arkası.
hastası olunan sözler
-
“hayattan ve tetristen şunu öğrendik. eninde sonunda uyan bir parça gelir. önemli olan, geldiğinde telaşa kapılmamak.”