hesabın var mı? giriş yap

  • yatanların günahı nedir yahu, ayağa kaldırsinlar hemen garipleri öyle yapsınlar, 30 saniyede bitti gitti.

    biten sadece covid değil belli ki, türk gazeteciliği ve televizyonculuğu da böyle böyle bitti.

    edit yapmayı sevmiyorum ama bir tane mesaj geldi, " nereden biliyorsun da etki etmediğini dalga geçiyorsun " şeklinde. buradan yanit vereyim olayın ne kadar kolpa olduğu anlaşılsın.

    bak güzel kardeşim annem terminal devre kanser hastası. korkunç ağrılar çekiyor tahmin edersin. bu sebeple sadece kırmızı reçete ile satılan ve vücuda yapıştırılan bir bant, kas içine iğne ve damar yolundan verilen çok güçlü bir ağrı kesici bulduk, doktora soracağız yazabilir mi diye.

    ilacın etken maddesi fentanil. markayı vermeyim ama prospektüsünde diyor ki, damar içi enjeksiyonda 1-2 dakika içinde etki eder !

    her şeyi bir kenara bırakın damar içine enjekte edilen bu kadar ağır bir uyuşturucu dahi ancak 1-2 dakikada etki ediyor, senin covid hapı 30 saniye.

    haydi hayırlı traşlar.

  • taksim meydanı,
    yoğun alkollü bir gecenin eve dönüşü, kalabalığız. en azından bir taksiye sığmak için kalabalığız. ama buna rağmen pazarlık yapacak kadar da ayığız!

    arsiz padawan: abijim, gündüz acar mızın?
    taksici:çiçek miyim lan ben gündüz açıyım?!?!!!

    o günden beri 24 ayarım sözlük.

  • bugün itibarıyla artık hayatta olmayan kız...

    herhangi bir haber bültenindeki herhangi bir olay kişisi olarak unutulacak olan, bu topraklarda doğmuş ve ölmüş olan kız..
    "tecavüze uğradığı" gerekçesiyle, herkesin birbirinin cenazesine katıldığı küçük köyünde bile cenazesine sadece onu gömen belediye görevlilerinin katıldığı kız..
    ölü getirildiği hastaneye kimler tarafından getirildiği bile bilinmeyen, ölüm nedeni bir doktorun 'zatüreden' demesiyle otopsi yapılmaya bile gerek görülmeden gömülen kız..

    aklımın almadığı şekilde; bir kurbanken nasıl da kültür, toplum, bürokrasi, hukuk ve de bütün çarpık işleyen mekanizmaların aracılığıyla suçlu durumuna düşürülerek, milyonlarca kez beter bir şekilde ölmelerini temenni ettiğim o 28 kişinin elindeki kanı suyun altında yıkayıp "hiçbirşey olmamış gibi" hayatlarına devam edeceklerini hatırlatarak, nasıl da kangrenli.. hastalıklı.. araz.. çürük.. kokuşmuş bir yaşamsal değerler dizgesi içinde yaşadığımı bana tekrar farkettirmiş.. beni tekrardan kahretmiş olan kız..

    onu koruyup yardım etmesi gereken, devletin alt birimlerinden biri olan koruma merkezinden 2 ay önce kaçmış - nasıl, niye, kim? lerin cevaplarının alınabileceğini de üzülerek hiç sanmıyorum- cesedi bir hastaneye gelene kadar kim bilir neler yaşamış olan kız.. bir enkaz.. yaşadığımız coğrafyanın "ahlaksal çöküntüsü"yle oluşmuş somut bir enkaz.. baktıkça utanmak için..insanlıktan..

    ölene kadar geçirdiği süreçte, o tecavüzcülerden hiç bir farkı olmadığını düşündüğüm her hastalıklı bakışa maruz kalışında, o tecavüzcüler kadar; aynı dili, sınırları, coğrafyayı vs. paylaşan herkesin de suçluluğunu bana hatırlatmış olan kız..

    "16 yaşındaki.." diyor kimi bültenler... çocuk daha.. 28 kişi.. üst düzey devlet görevlisi.. bir çocuk cesedi.. bilinmeyen bir ölüm nedeni.. sahipsiz bir mezar taşı.. en önemli tanığını; kurbanını yitirmiş bir dava..

    öfkem hiçbir yere sığmıyor.. biliyorum unutulacak.. biliyorum ne ilk ne de son..

  • şimdi size bir olay anlatayım karakterler ve yaşları aşağıdadır.

    aliko ; esas oğlan (çünkü benim oğlan). 2 yaşı yeni geçti.
    ılgın : esas kız 2 yaşı yeni geçti oda (arkadaşımın kızı)
    çağan : bu da arkadaşın oğlu ve üç yaşına yaklaşıyor.

    şimdi; çağan, biraz büyük olmasından mütevellit biraz sert, oyuncaklarını çok paylaşmaz özellikle ılgın 'a karşı daha bir sert. biraz da artist. bizim aliko da oyuncak konusunda sıkıntı çıkarabiliyor ama sıkıya gelince verir, başka bir oyuncağa geçer. ben diyeyim efendi siz deyin tırsak. ılgın kızımız ise bu iki erkekten sıra bulursa oynuyor garibim. biraz da sessiz mizaçlı biz kızımız.

    neyse olaya dönersek;

    ılgın ısrarla o anda kimsenin yüzüne bakmadığı bir oyuncağı aldı. ev sahibi olmanın etkisi ile çağan onu elinden aldı ve yere attı. ılgın yine aldı. çağan bu sefer de yere atınca kızımız hali ile ağladı.

    işte o zaman devreye bizim oğlan girdi ve oyuncağı çağan 'ın yanından aldığı gibi ılgın ' a verdi.

    ve o zaman işte o acı gerçekle ilk defa karşılaştı;

    ılgın kızımız oyuncağı eline alır almaz bizimkinin kafasına geçirdi ve çağan 'a gülümsedi.

    aliko, hatunların efendi adam yerine piç tercihi ile ilk defa karşılaştı. bunun son olmayacağını da zamanla öğrenecek heralde.

    üçüne de allah uzun ömür versin bu arada.

  • -123 hulusi?
    -burdayım öğretmenim..
    -156 serkan?
    -burdayım öğretmenim..
    -183 ercan?
    -ercan buradaaa.. ercan buradaaaa.. uzak mesafedeeeeaa… sırayla kaloriferin buluştuğu noktadaaaaa.. deniz tarafına bakan pencere kenarındaaaagh..
    -lan olm lan. bi sus lan! şimdi yiyeceksin benden beş kardeşi.
    -hayrettin yapmaaaa.. hayrettin yapmağhh..

  • taraf olmayan insanlardır.adaleti gözetirler,kin gütmezler,olur olmadık şeylere kızıp kalp kırmazlar,havadan nem kapmazlar.harkesle aram iyi olsun diye düşünmezler,kimseyle yok yere küs kalmamanın düşüncesindedirler.bu özelliklerinden ötürü herkes tarafından sevilirler.

  • bu başlığı açma nedenim, ortalıkta çok kirli bilginin olmasından, (bkz: ağzı olan konuşuyor)vatandaşın neyin doğru olup olmadığını bilmediğinden, kutsal bilgi kaynağına gıda mühendisi olarak katkıda bulunayım düşüncesindendir.

    uht süt tanım: ultra heat treatment açılımı olan, sütün yüksek basınçla 2 saniye içinde 100 derecenin üzerine çıkarılıp, ani olarak soğutulmasıyla, içindeki sağlığa zararlı bakterilerin ve sporlarının öldürülmesi sağlanır. bu süt steril ambalaja konulduktan sonra açılmadığı sürece, dolapta saklanmasına gerek kalmadan 3-5 ay tazeliğini koruyabilir. tad olarak biraz daha farklıdır, besin değeri pastörize süt kadar yüksek değildir ancak sağlığa zararlıdır ibaresi uht süte yapılan haksızlıktır.

    günlük süt tanım: aynı sütün pastörizasyon işlemine tabi tutulmasıdır. pastörizasyon gıda maddelerine uygulanan bir ısıl işlemdir. 60 ile 100 derece arasında yapılır. süt için bu değer 63 derecedir. günlük süt dediğimiz şey aslında pastörize süttür. pastörize sütte zararlı mikroorganizmalar tahrib edilir ancak sporları canlı kalır, çok yüksek sıcaklığa çıkılamadığı için. tad olarak çiğ süte daha yakındır. (bkz: çiğ süt)

    en bilinen ön yargı uht sütlere katkı maddesi katılmasıdır efendim, bu külliyen yalandır. yukarda bahsettiğim gibi aradaki fark ısıl işlem farkıdır. bu aralar uht süt sağlığa zararlı vs haberleri çok popüler. genelde doktorlar çıkıp konuşuyor. (bkz: tıp okuyan insan herşeyi bilir sendromu) geçen bir doktorun şu lafına denk geldim, hayretler içerisinde kaldım; ''uht süt içen bir gençlik morfinman bir gençlik yarattık, uht süt içen insan başka şeyi yemek istemiyor'' (bkz: kafan çok güzelmiş canım güle güle kullan) insan bence mantık süzgecini kullanmalı. böyle bir şey mümkün değil. şu bir gerçek uht sütte yükse sıcaklıklar, şok etkisi vs sütün besin değerlerine ciddi oranda zarar veriliyor ama bu onu zararlı yapmıyor daha az yararlı yapıyor, arada büyük fark var gençler.