hesabın var mı? giriş yap

  • beklenen büyük istanbul depremi gerçekleşti, depremden sağ kurtuldunuz. resmi olarak 16 milyon insanın yaşadığı şehirde mevcut bina stoğunun önemli kısmının depreme dayanıklı olmadığı bilinen bir gerçek. 1999'da bile depremden ciddi etkilenen avcılar ilçesinde kentsel dönüşüme girmesi gereken bina sayısı 20 bine yakın, ilk aşamada 11 bin binanın hemen dönüştürülmesi zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi gereken bir adım.

    deprem oldu ve hemen her sokakta yıkılan binalar var. caddelerin çoğu, ana yolların bir kısmı ciddi zarar görmüş olacak. istanbul'a giriş ve çıkış ciddi anlamda imkansız hale gelecek. sağ kurtulduğunuz binaya tekrar girmeniz riskli olabilir. artçı depremlerin de yıkıma sebep olabileceğini unutmayın. devrilebilecek eşyalar ve cam kırıkları hayati yaralanmalara sebep olabilir.

    ilk adıma geçmek için deprem öncesi yapmanız gereken kritik hazırlıklardan bahsetmek gerekir. öncelikle bir plan yapmalısınız.

    neye göre? kime göre? nasıl bir plan?

    ikamet ettiğiniz yerleri belirleyin. tek yaşıyorsanız daha kolay. aileniz ile birlikteyseniz bunları da listeleyin. belki sevgiliniz var ve farklı lokasyonlarda yaşıyorsunuz, kesinlikle romantik olmayacak bir plan da yapmanız gerekebilir.

    listenizdeki yerlere örnekler;

    -oturduğunuz ev,
    -iş yeriniz,
    -diğer yakın aile bireylerinin oturduğu evler,
    -varsa çocuğunuzun okulu/kreşi
    -çocuklarınız yaşça büyük olabilir, onların iş yerleri,

    deprem sonrasında bir araya gelme ''operasyonu'' yapacak kişilerin her birinin farklı lokasyonlarda olma ihtimaline karşı birden fazla buluşma yeri belirlemelisiniz. gün içinde herkes farklı bir noktadayken buluşulacak nokta ile herkesin evde olduğu bir anda gerçekleşen deprem sonrası krizi ilk atlatıp beka probleminizi çözmek için geçmeniz gereken yer başka olacaktır. bu noktada hangi noktada ne kadar süre boyunca buluşacağınız kişileri bekleyeceğinizi de kararlaştırmalısınız. çünkü telefonlarınız çalışmıyor.

    tehlikeyi atlatma bölgesi seçerken nelere dikkat etmelisiniz?

    -öncelikle yardımların ulaşabileceği ve çok büyük bir depremden sonra bile operasyonel olabilecek yerleri belirleyin.

    -artçı depremlerden etkilenmeyecek bir açıklıkta olmasına dikkat edin.

    -asayiş önlemlerinin alınabileceği korunaklı bir yer olmasına dikkat edin.

    bu tür yerlere örnek vermek gerekirse:

    -askeri bölgeler ve kışlalar. beklenen depremin boyutunu düşünecek olursak silahlı kuvvetlerin büyük anlamda operasyonel destek vereceğini tahmin etmek güç değil. askeri bölgelerin ve kışlaların sivillere açılabileceği çadır/konteynır kurulabileceği de ihtimal dahilinde. barınmaya ek olarak ilk yardım ve beslenme imkanları da askeri birlik bünyesinde çözülebilecek sorunlardır. savaş esnasında lojistik faaliyetlerini planlayabilen bir kurum böyle bir süreçte de gerekli ikmali sağlayıp hayatta kalanlara güvence olabilir. istanbul için en ideali samandıra 4. kara havacılık alayı ve yeşilköy hava harp okulu. atatürk harp oyunu ve kültür merkezi yani harp akademileri.

    -havalimanları. istanbul'da faaliyette olan 4 havalimanı var. atatürk, sabiha gökçen, istanbul ve hazerfen havalimanları. uluslararası yardımlar ve türkiye'nin diğer bölgelerinden gelecek yardımlar en kolay bu noktalara ulaştırılabilir ve buralardan dağıtımı yapılabilir. beslenme ve barınma sorunlarıyla uğraşmazsınız. ulaşacak ilk sağlık ekipleri de buralarda olacaktır. sığınılacak en güvenli yerler arasında zirveye oynar.

    -en son sıraya itü, boğaziçi, yıldız teknik gibi kampsüleri geniş üniversiteleri ekleyebilirsiniz. buralardaki görevli kadronun size herhangi bir hizmet vermesini bekleyemezsiniz ancak asgari asayiş şartlarını sağlarlar. ayrıca buralarda oluşacak kümelenmeler nedeniyle gönüllü ekipleri ve yardımlar kısa süre içerisinde size ulaşacaktır.

    -belediye personellerinin büyük kısmı da deprem sonrası operasyonel faaliyetleri sürdüremeyecek durumda olabilirler. belediyelerin toplanma alanları ile ilgili bilgileri ikamet ettiğiniz ilçe belediyesini arayarak öğrenebilirsiniz. yerel yönetimler bu gibi durumlarda genelde en hazırlıksız kurumlar olmaktalar. ideal bir seçenek değil.

    deprem sonrası oluşacak can kaybı büyük olabilir. şehir fonksiyonlarının çoğunu kaybedebilir. altyapı gerekli cevabı veremeyebilir. barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları gidermek ve deprem sonrası ne yapacağınıza nereye gideceğinize ve oluşan yeni durumla ilgili nasıl bir başlangıç yapacağınıza karar vermek için bir noktada durup, düşünüp, karar vermeniz gerekecek.

    tüm bunları sağlıklı olarak yürütebilmek için bu çerçevede bir plan yapıp belirli periyotlarla - mesela 3 ayda bir - tatbikat yapın. her senaryo için ayrı ayrı tatbikat yapmanız faydalı olur. en ufak depremde mobil iletişim ağı çöküyor, telefonla iletişim kurmak seçenek dışı olabilir. 1800'lerde böyle bir şey yaşıyor olsaydınız ne yapardınız sorusuna cevap verin ve her ihtimali mutlaka değerlendirin. yine de bir süreliğine idare edebilecek su, gıda gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir çanta lazım olacak. powerbank her halükarda lazım olacak ki bunları da aynı çanta içinde muhafaza edin ve günlük olarak kullanmayın. kızılay ilk yardım kursları düzenliyor, bu kurslara katılabilirsiniz.

    eğer üstüne bir bina yıkılmamış bir aracınız varsa ve onunla anayollara ulaşabilirseniz en ideali avrupa yakası için trakya tarafına; anadolu yakası için kocaeli kent ormanı güzergahındaki yol üzerinden kocaeli'ne doğrudan yola çıkmak olacaktır. ancak yolun mevcut durumunu bilmeden bu güzergahlara doğru ilerlerseniz 2-3 gün boyunca devam edecek bir trafikle karşılaşabilir ya da yolun açılması için enkazların kaldırılmasını bekleyebilirsiniz. o yüzden bu seçeneği tehlikeyi atlatma bölgesine ulaştıktan sonra değerlendirmelisiniz.

    eğer küçük çocuklarınız varsa onları bu kriz anında travmatik sonuçlardan en az etkiyle kurtarmak için önlemler almalısınız. 3 günlük temel ihtiyaçlarını temin edecek seçenekleri önceden planlamalı ve bu tatbikatlara onları da dahil etmelisiniz. daha ayrıntılı bilgi için pedagoglara danışabilirsiniz.

    aileniz, sevdikleriniz ya da daha önemlisi ''kendiniz'' için bir sorumluluğunuz varsa bu planı yapmak size düşüyor. mantık basit. depremden önce gerekli önlemleri al ve hazırlık yap. depremden sağ kurtul. tehlikeyi atlatma bölgesine git. en son olarak şehri en azından bir süreliğine terk et. şehirden ayrılma ve bir süreliğine başka bir yerde kalma imkanı olan herkesin şehirden ayrılması önemli bir sorumluluk. enkaz halinde bir şehir, binlerce ölü, onbinlerce yaralı ve yüzbinlerce evsizin olduğu bir şehrin tüm hareketi durmuşken gidecek yeri olmayanlar için gerekli ikmali sağlamak daha kolay olacaktır. yani geride kalmak zorunda olanlar için eğer gitme imkanınız varsa gidin. üstelik oluşacak insani krizle birlikte ekonomik kriz (nüfusun %20'si ve ekonominin %40'ı deprem bölgesinde) yüzünden ciddi bir asayiş sorunu da yaşanabilir. altyapı hizmetlerinin eksikliği salgın hastalıklara sebep olabilir.

    istanbul'u yıkıp sil baştan yeniden yapana kadar bu önlemleri ve daha fazlasını almalısınız.

  • bugun anladim ki berberler bu olaylari ese dosta da anlatiyor. tam koltuga oturmus trasa baslamis bir iki dayamisken dukkanin kapisi acilir ve berberin arkadasi oldugu belli olan biri sorar:

    -metin ne zaman bosaliyorsun?
    -cok surmez birazdan gel.

  • devlet, elektrik kablolarını yasaklamak için daha kaç tane can kaybetmeyi bekliyor acaba ?

    kablo yüzünden burada vatandaş ölüyor.
    neden kabloya ulaşım bu kadar kolay ?

  • ulan amina koduklarim ne demek bize ne, ne demek 'bize etkisi ne olacak'.

    burada fenerbahce - asagi poturge macina binlerce entry giriliyor. gs - fb maci oldugunda sozlukte yer yerinden oynuyor her saniyesi icin 2500 ayri baslik aciliyor. sahadaki 20 kusur milyonerin ne yaptiginin, kime pas verdiginin asil sana etkisi ne olacak, onu dusunsene man kafali?

    survivor'in sana etkisi ne amina kodugum?

    valla yok boyle bir kafa abi.

  • çok geride kalmış gibi görünse de 2000'li yılların ortalarında kot pantolonun paçaları yaptırılmadan katlanarak üzerine de bu sürreal kombinle sokağa çıkıldığı 6600'ı olana ailecek misafirliğe gidilen dönem

  • oyunu oynayanların çoğunun erkek olduğunu farz ederek yazıyorum:

    bir halısaha maçına gittiğinizde, rakip takımdakiler isterse can-ciğer dostunuz olsun; eğer güzel bir oyun oynamak için sahaya çıkıyorsanız ve ortada bir "iddialaşma" durumu varsa ister istemez bir gerilim, bir enerji ortaya çıkar ve bu oyuna ayrı bir tad katar.

    işte dota'da dereceli oyunlardaki var olan şey de budur. baklavanın dengi burada mmr.

    sosyal psikolojide saldırganlık ile ilgili sevdiğim bir teori var "frustration ve aggression" diye (en son replikasyonları da iyiye gidiyordu, bilmiyorum şu an bu teorinin durumunu). bu teoriye göre insanların saldırgan olmasının nedeni bir hedefe ulaşmadaki ortaya çıkan engellerdir. bir insanı bir amaca ulaşırken engellersen ortaya insan doğasındaki saldırganlık ortaya çıkar.

    şimdi oyun boyunca her bir feedleme, supportun jungle a girmesi +25 için bir "engelleme" durumu ortaya çıkartır. dahası, bu sadece supportun yaptığı hatalarla ilgili de değildir. örneğin safelane carry olarak omni almışsınızdır dakika 5 de jungle a girmişsinizdir ancak gidip supportu ward almıyor diye flameliyorsunuzdur. frustration aggressionun diğer bir yönü amaca ulamşadaki engellemede sorumluluğu başka bir dış grubun üyesine(support)'a atmaktır ve sonraki adımda onu "linçlemek"(evet literatürde de tam olarak böyle geçiyor açıp bakın isterseniz referansı en sona koyacağım) gelmektedir.

    nasıl ki "road-rage" durumu araba kullanan insanlarda ortaya çıkıyor ki burada da çoğunlukla bir -frustration and aggression durumu vardır trafik psikolojisinde- dota gibi bir oyunda da bu tür saldırganlık durumlarının ortaya çıkmasını çok fazla büyütmemek lazım.

    elbette, bu anlattıklarımın farkında olan insanlar bu tür durumlara girişmezler ya da sinirlenseler bile sadece oyunun sonundayken biraz sinirlenir ve devam ettirmezler , oyun içerisinde sinirlenme gibi bir durum zira halısahadaki gibi olumlu bir etki yaratmaz çoğu zaman, işleri daha da berbat eder. zira dota, testosterondan daha çok motor fonksiyonlar ile bilişsel kapasitesinin "uyumu-koordinesi" ile ilgili bir oyundur.

    peki insanlar neden normal oyun dururken dereceli oyun oynar? bu konuda da bir hipotezim var benim birkaç akademik bulguya da dayanan. bana kalırsa dereceli oyun oynamanın sebebi ile korku film izlemenin sebebi aynıdır. çok detaya da girmek istemiyorum ama şunu söyleyeyim kısaca: beyninizin ilgili bölümünde bir ödül uyarıcısı(doğal bir uyarıcı olarak örneğin yiyecek) kodlayan nöronlarımız ile bir korkunun ortadan kalkması ile rahatlama duygusunun kodlandığı nöronlar örtüşüyor(yani yendim mi yenildim mi, o +25 geldi mi gelmedi mi uyarıcısı) işte bu yüzden ranked oyunlar insanı sinir stress etse bile, beyindeki kadım reward networkün çalışma tarzının evrimsel kodları koşullanma ilkesiyle çoğunlukla şekillendiği için normal oyun yerine sinir stressi korkuyu göze alıp ranked girmeye devam eder. bir kere o tadı aldıktan sonra beyin, o rankedın peşini bırakmayacaktır...

    referanslar:
    bahsettiğim nöronlar ile ilgili güncel yayın:
    * amygdala reward neurons form and store fear extinction memory zhang et al., 2020, neuron 105, 1077–1093 march 18, 2020 ª 2019 elsevier ınc.
    https://doi.org/10.1016/j.neuron.2019.12.025

    bu da yale ekibinin grand teorisi (tabi bu şu an çok değişti, berkowitz miydi neydi öyle bir abi aldı bayrağı)
    *dollard, j., miller, n. e., doob, l. w., mowrer, o. h., & sears, r. r. (1939). frustration and aggression. yale university press. https://doi.org/10.1037/10022-000

  • "bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum" bu sözlerle zeki demirkubuz noktayı koymuştur benim için. huzursuzluğuma isim koyamıyordum. zeki abi geldi ismini koydu, kulağına ezanı okudu.

  • aslında hep var olan hatta 1999 senesinde sevim tanürek tarafından bir yaya geçidinde kullanılmak istenen , ama kırmızı ışık ihlali yapan başbakanın oğlu ,ehliyetsiz burak erdoğan tarafından yaşam hakkının geri alınması ile biten haktır.

  • ne güzel söylemiş.

    <<güzel olan tasolar değildi belki de, oyun oynamak, arkadaşlarla birlikte olmaktı, yoksa aynı taso işte, şimdi de var>>

    ruffles bey, üzüyorsunuz.