ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1 liralık wc ücreti yüzünden adam öldürmek
-
cezaevi tuvaletlerini 10 yıl ücretsiz kullanım hakkı elde etmiştir.
uçak mezarlığı
-
arizona tucson'da bulunan şimdiki adı ile davis-monthan hava üssü.
(bkz: the boneyard ya da graveyard)
emekliye ayrılmış ya da servis ömrünü tamamlamış olan hava araçlarının, parçalanarak geri dönüşüme kazandırıldığı ve herhangi bir nedenle emekliye ayrılmış bir uçağa tekrar ihtiyaç duyulması halinde yeniden kullabilmesi için depolandırıldıkları birleşik devletlere ait en büyük üs.
bu işlemin kısaltmaları;
309 amarg (aerospace maintenance and regeneration group)
sardıp (stricken aircraft reclamation and disposal program)
motorlar, silah aksamı, elektrik, elektronik ve gözlem aygıtları sürekli geri dönüştürülür ve böylece hava kuvvetleri bütçesine katkıda bulunulur. isteyen ülkelere bu hurda uçakların satışı yapılabilir.
sivil vatandaşların girmesi yasaktır.
başka bir açıdan ele alacak olursak,
bir amerikan vatandaşının yeni arabasının kaportası ya da içtiği bira, kola v.b. gibi içeceklerin metal kutusunun, gökyüzünde bir zamanlar sesten hızlı uçan bir uçağın parçasından yapılmış olma durumuna hizmet eden yerdir.
havacılık tarihine damgasını vurmuş jetlerin hurdaya ayrılması, parçalanması ve ayrıştırılması son derece üzücü bir hadisedir. yıllarca bu devasa uçakların bakım onarım hizmetini yürütmüş olan personelin şimdi aynı uçakları söküp parçalamsı zor bir durumdur.
zira, ister parçalanarak hurdaya ayrılsın ister bir müzeye kaldırılsın bu uçakların bakım ekibi veda etmekte zorlanmaktadır.
atatürk'ün alkollüyken yaptığı konuşma kaydı
-
insan alkollüyken kimi düşünür, kuvvetle muhtemel sevdiğini.
atatürk de bu vatanı sevip onun için efkarlanmış, çok mu?
çipli kimliklerin 1 gb olması
-
fotoğraf, el izi ve kimlik bilgilerinin azami 1-2 mb tutacağını düşünürsek, muhtemelen flash disc olarak da kullanabileceğiz. ben 1-2 sene bekleyip 32 gb'lik 3g'li kimlikleri bekleyeceğim.
çocukken beğenilip şimdi anlam verilemeyen araba
-
mercedes'in 90-95 arasi modelleri benim gozumde allah'ti. simdi baktigim zaman harbiden guzel lan, sanki mercedes'in en guzel modelleriydi bunlar. sonra farlarinin hatlari bi yumusamaya sekilsiz hale gelmeye basladi falan.
işte o araba: görsel
28 kasım 2017 erdoğan'ın avukatının açıklaması
-
sahte belge ise bu ağır bir suçtur. basın açıklaması değil yargılama gerekir.
ayrıca sadece kılıçdaroğlu değil o belgenin kaynağı olan yabancı banka da dava edilmeli ve kendi yerel mahkemesi tarafından belgenin sahte olduğu ortaya çıkarılmalı ve tazminat istenmelidir.
edit:
mal aktrolün biri de dava açılıyor zaten diye link vermiş ashshahahaj. böyle bir durumda tazminat davası değil resmi belgede sahtecilik davası açılır yeğen. lan bir gram beyin yok yemin ederim ashshahahajajaja
sıfır araçlara 6 ay şartı gelmesi
-
zaten galeriler aracı alıp bekletip daha çok kazanıyordu.
bu hamle ile beraber az kara tamam diyen araç satanlar 6 ay bekleyip daha yüksek kar edecekler.
edit: km'yi ne yapacak diyenler olmuş. hareketli bir bant ayarlamak zor değil.
sahibinden ilanlarını hayal edebiliyorum.
"güneş ışığı görmemiş 6000 km araç."
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
sözlükçülerin herhangi bir zamanda ve herhangi bir mekanda, eşinden, dostundan, arkadaşından, sevgilisinden yediği ve bir daha da unutamadığı ayarlardır.
sözlük hep egonuzu kabartacağınız yer mi olacağıdı ?
benim hikayem bundan 10 sene öncesine tekabül ediyor. düşün işte 10 yıldır unutamadım...
daha 15-16 yaşlarındayım... işbu ayarı veren kız, tüm hayvanlardan korkuyor. kedi, köpek hadi neyse de, dur birazdan söyleyecem... ! çok samimi değiliz, birbirimize açıkçası biraz da gıcık oluyoruz.
ayrıca ortamda bir de başka bir kız var ki, yeni gelmiş (babasının tayini buraya çıkmış… olurdu öyle şeyler, sonra 2-3 yıl içinde giderlerdi. vizonteledeki gibi.), hoşlanıyorum ve bir şekilde onunla daha çok konuşmak istiyorum.
oturmuş açıkhava bir kafede muhabbet ediyoruz, o sırada 5-6 metre öteye bir kuş konuyor ve kız bu kuştan tırsıyor.
bir insanın bir kuştan korkabileceğine ilk kez orda tanık oluyorum ve
-yuh ya, diyorum, senin de korkmadığın herhangi bir hayvan türü var mı ?
-var, sen.
diye kısa ve öz bir kroşeyle işimi bitiriyor orda. masada diğer elemanlar gülemedi bile o kadar ağırdı ki. halbuki gülseler, "off" deseler "abowww" deseler belki de bu kadar koymayacak. hele de hoşlandığım kızın yarı sırıtmalı surat ifadesi yok mu dün gibi gözümün önünde halen... bak yine fena oldum.
300 yıl sonra gelen edit: bu hikayede beni nakavt eden kızın adı birgül’dü. kocası onu terketti (galiba ona da böyle ayarsız bir ayar verdi :) ). hoşlandığım kızın adı da özay. ne oldu ne etti hiçbir fikrim yok. tolstoy okuyunca böyle saçma detaylara giresim geldi. bye.
dan piraro'dan erdil yaşaroğlu'na telif suçlaması
-
üst edit: erdil yaşaroğlu dan piraro'dan gizlice özür dilemiş ve dava açmaması için uzun bir mesaj döşemiş. yani yaptığı hırsızlığı kabul etmiş.
https://www.bizarro.com/…2/7/repairing-what-you-sow
amerikali karikaturist piraro'dan dun yedigin hurmalar tarzi bomba gibi suclamadir. erdil yasaroglu sadece ulusal degil uluslararasi ortamda da rezil olmustur.
https://twitter.com/…rro/status/1357038100048920577
emekli, ogretmen, ogrenci demeden blogunda, forumunda, slaydinda begendigi karikaturu paylasti diye kurdugu sebekeyle magdur edip telif adı altında on binlerce lira almaya calisan erdil yasaroglu'nun takkesi dustu. kendisi bizzat yuzlerce karikaturistin karikaturunu kendi sitesi komizakaze.net'te izinsiz yayinlamis. hatta kendi kafasina gore tercume edip imzasina bile yer vermemis.
(bkz: #118783332)
(bkz: #118787850)
https://en.wikipedia.org/wiki/dan_piraro
pedro almodovar
-
kırmızıyı sürekli kullanır, çünkü filmlerinde öfke, acı, tutku ve aşk vardır. kadınları anlatırken de hikâyesi olmayan kadınları anlatmaz; öfkeli, acı çeken, aşık, bağımsız ve tutkulu kadınları anlatır. almodovar'ın hikâyelerinde genelde baba yoktur, ama varsa bile muhtemelen pek faydasız konumdadır. o yüzden almodovar kadınları bir açıdan yalnız bırakılmış, ancak diğer açıdan zaten kimseye ihtiyaç duymayacak kadar güçlü, akıllı ve özgürdür. bu yüzden bu 'yalnız bırakılmışlıkla' ilgili bir sorunları yoktur. kırmızı duvarlı evlerinde, kırmızı masalarında, üzerlerindeki kırmızı elbiselerle en yakın arkadaşları ile kırmızı şaraplarını içer ve sorunları neyse çözüm ararlar.
filmlerinde aşk vardır ama bildiğimiz, izlediğimiz aşklar gibi değildir. tarafların tutkuları karşılarındaki kişiden bağımsız olarak kendi içlerinden gelen, onları hayata bağlayan, bir arayış varsa onun için enerji sağlayan, çektikleri acıdan çıkış yolu aramaya iten kaynaktır. doğal olarak aşkın kırmızısı romantizmi çağrıştırmaz. saf tutkuya daha yakındır.
en iyi örneklerini todo sobre mi madre ve otobiyografik kabul ettiğimiz dolor y gloria'da gördüğümüz üzere almodovar'ın dünyasında acının rengi de kırmızıdır. ruhsal veya fiziksel fark etmeksizin acı bir ifadeye baktığımız sırada gözümüze mutlaka kırmızı bir renk ilişir yahut gözümüze sokulur.
bir de subjektif bir bakış olarak, kırmızı kimi zaman seyirciyi rahatlatan bir görsellik sunuyor. zor bir durumun, bir ikilemin ortasında veya fiziksel olarak acı çeken bir karakterin mutfağında bir anda kırmızı bir masada oturulduğunu görmek o anın, o sahnenin derininde var olan o acıyı/durumu bir an için unutturuyor. bu bana sanki yönetmenin "her şeye rağmen hayat devam ediyor" deme şekliymiş gibi geliyor. çünkü filmlerinde, karakterler geçmişleriyle hesaplaşsa da hesaplaşmasa da sürekli ilerlemeye ve gelecekten beklenti içinde olmaya devam ediyorlar.
kıyafetler, mutfak masaları ve dolapları, tiyatro salonunun koltukları, arabalar, telefonlar, duvarlar, süslemeler, çiçekler... her yerde kırmızı çarpar gözümüze. sırtı ağrıyanın da geçmişe özlem duyanın da gömleği kırmızıdır; geçmişi acı dolu olanın da aşık olanın da duvarları kırmızıdır.
almodovar'ın kırmızıları:
kika
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
todo sobre mi madre
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
la flor de mi secreto
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
dolor y gloria
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
mujeres al borde de un ataque de nervios
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
la piel que habito
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
volver
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
hable con ella
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
que he hecho yo para merecer esto
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
ilk buluşmada 1890 tl hesap ödeyen adam
-
hatunla olmasa da? bir "sikis" olayi yasamis orasi belli.
yakışıklı diye yutturulan ünlüler
-
çıbanın başı olan (bkz: kadir doğulu)...
konuşan kumpir.
filistin halkının yanındayız
-
bu herife oy verdim amk
terörü destekleyen açıklama resmen