ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
3 büyük kulübün başkanları ile kız istemeye gitmek
-
farklı farklı senaryoların ortaya çıkacağı eylemdir.
aziz yıldırım ile kız istemeye giderseniz, hem düğün masraflarını tamamen üstlenir, hem de evlilik süresince dünyaya gelecek her çocuk için kızın ailesine aylık 200 er tl para ödersiniz.
fikret orman ile giderseniz, 1 sene düğün yapmadan kız ile ayni evi paylaşıp uyum sorunu yaşayıp yaşamayacağınızı görür, uyum sorunu yaşanmamışsa düğün masraflarını kızın ailesi karşılar ve kızın ailesi doğacak ilk çocuk için aylık 200 tl, ikinci çocuk için aylık 300 tl, üçüncü çocuk için aylık 400 tl destek verir.
dursun özbek ile giderseniz, kızı size vermezler ve kızın yapacağı evlilikte tüm masrafları da üstlenerek evden ayrılırsınız.
benim hikayelerim bunlar. hayal gücü daha geniş olanlar önden buyursun.
bu arada bu başlık tamamen geyik amaçlıdır. kadın alınacak, satılacak, başkasından istenecek mal / eşya vs değildir.
sosyal sorumluluk editi :
küçük bir yavrucak daha yardım bekliyor hayata yeniden tutunmak için.
(bkz: minik eymen celep'e yardim ediyoruz kampanyasi)
hdp tarafından kandırılan entel dantel takımı
-
selo'nun sazına, sırrı'nın sırıtışına inanıp yaşadığı ülkeyi küçük gören zavallılar; aralarında hala "hdp barış istiyor, akp tahrik ediyor, tsk gerillaya saldırıyor, devrim geliyor" diye sayıklayan mallar var. kendilerinden tiksiniyorum...
edit: yoğun tepkilerden sonra kendilerine bir mektup yazmak zorunda kaldım.
(bkz: hdp'ye oy verenlere açık mektup)
çocuklar için okula kar getiren belediye başkanı
-
erdemli belediye başkanı mukerrem tollu'dur.
mersin'in bir ilçesi olan erdemli'ye coğrafi şartlar nedeniyle kar yağmaz. bir ilköğretim okul öğrencilerinin, erdemli'ye kar yağmıyor diye üzüldüğünü duyunca mükerrem tollu'nun aklına okulun bahçesine bir kamyon dolusu kar dökmek gelmiş...
http://scontent.cdninstagram.com/…44296212480_n.mp4
(bkz: mükerrem tollu)
sedat kapanoğlu'nun ekşi sözlükteki aylık geliri
-
buyük ihtimalle kanzuk'un aylık dürüm masrafının birazcık altındadır.
tüm zamanların en karizmatik cümlesi
-
i am not in danger, skyler. i am the danger!
(bkz: breaking bad)
chatgpt
-
birkaç hafta önce, kızım için masal/hikaye yazdırmak için kullanmaya başladım.
yazıyı chatgpt ile yazdırdıktan sonra listnr adlı araç ile türkçe seslendirdim.
böylece kendisinin başrolde olduğu değişik maceralar içeren seslendirilmiş masallarımız oldu. kızımın çok beğendiğini görünce bunu herkese açmak istedim ve yapay zekadan masallar adlı bir podcast oluşturdum.
podcast sayfasının üstünde yer alan formu dolduranlar için masallarını otomatik olarak hazırlayıp kendilerine masalın ses dosyasını ve metnini yaklaşık 5 dakika içinde email olarak gönderecek şekilde bir otomasyon yaptım.
ve bunu tamamen ücretsiz yaptım. :)
şu ana kadar 15 bölüm yayınlandı, siz de bir denemek isterseniz formu yeşillendirin.
edit: şimdiye kadar 224 tane masal isteği geldi, bu isteklerin çoğuna email olarak metin ve ses dosyalarını paylaştım. henüz podcast ve websitede yayınlayamadım ama, orada hala biraz manuel yapmam gereken şeyler var.*
edit2: podcast ve websitede yayınlamayı da otomatize ettim. form doldurulduktan sonra yaklaşık 1 saat içinde yayına giriyor.
edit3: bu proje sayesinde, benzer projelerle ilgilenen biriyle tanıştım ve şimdi ingilizce uyku öncesi hikayeler oluşturan talebot adında bir ürün çıkardık :)
yeşilçam'ın en komik sahnesi
-
tokatçı filmi ve efsane sahnesi
kumarhane de şevket kumar oynamaktadır. şevket eli kazanır ama şaban olaya müdahil olur.
- şevket bir dakika. senin daha fazla kazanman lazım.....
sonrası şevket dayak yer ve merdivenlerden aşağı inerler.
merdivende ki replik ve sahne yardırır.
"şevket seni dövdüler bana para verdiler"
https://m.youtube.com/watch?v=csfw43kaqoe
george michael
sevgiliye gece 3'te taksim'e gidiyorum demek
-
gel bekliyoruz cevabıyla sağlam bir dumur yaşatabilir.
devir geldiği halde vitesi yükseltmeyen insan
-
kadinsa ne bicim kullaniyor.
erkekse bir bildigi vardir.
devrimcilerin dia-sa'yı kamulaştırması
-
gençliğinde ankaralı bir devrimci olarak istanbul da kurumun genel merkezinde aktif rol almak için gittim
istanbul daki devrimci çeşitliliği ilk başta beni şoka uğrattı aslında
herkes devrimciliği kendi dünyasına göre yorumluyor ve ona göre davranıyordu
evrensel literatürmüş
devrimciliğin etik anlayışı ve hoşgörüsüymüş
nerdeeeee
ev tutmamız gerekiyodu
bende beşiktaşta bi teras katı buldum
şahane bi manzara
binanın sahibi ve sülaleside o binada oturduğu için biraz sorun yaşıyacağımızı düşünerek işe giriştim
ne devrimciliğimizden nede solculuğumuzdan bahsettim
eğer devrimciyiz veya solcuyuz deseydim o manzara, o teras yalan olucaktı
3 kuzeniz hikayesiyle girdim, kurumdan bir arkadaşın anneside geldi kefil oldu
devrimciyiz deseydik evi vermiceklerdi , çünkü hacı amca devrimcileri sevmezdi diye değil
devrimcilerin kira borcu takmadığı tek bir yer yok
hesap ödediği nadir yerler var
devrimcilik bu değildir çok konuştum kurumda ama anlatamadık açgözlü pinti materyalistlere
daha da rezaletini yaşadım,
bi sabah evden çıktık
beni güç bela uyandırdılar ve yarı uykulu yola düştük kuruma gitmek için
yolumuzun üstünde bir süpermarket var ve ordan kahvaltılık bişeyler alıncak
girdik içeri bi ton gezdik aldık falan kasaya geldik ben cebimdeki 20 liği arkadaşa uzattım
gerek yok ya aslı ödüyo dediler neyse ben hala uyuklama modundayım
kuruma geldik ve kızlar kahvaltı hazırlarlarken, süpermarketin sahibinin bizim kuruma ne kadar çok yardım yaptığını falan da öğrenmiş oldum
eski devrimcilerdenmiş o da, zamanın hızlılarından...
kızlar kahvaltıya çağırdığında gözlerime inanamadım
masada ne arasan var, yuuuhhh naptınız dedim
pis pis gülüşleriyle aslında sadece ekmek ve peynir parası verdiklerini öğrendim
vay amk dedim ya
adam o kadar yardım etsin siz gidin onun marketini soyun
şakamısınız lan
bendenizde yüksek tansiyon olması nedeniyle sinirlendiğimden başıma giren ağrıyla balgamlı bi tükrük salladım masaya
bi kaç gün sonrada 18 saatle doğu ekspresle geldiğim ankaradan
uçakla 50 dakikada döndüm
devrimcilik hikayesine de o günlerden beridir girmiyorum
çünkü bu ülkede gerçekten sosyalizmin ne olduğunu bilmeyen devrimciler
hayatında nutuk adlı eseri okumamış kemalistler
kuran açmamış müslümanlar var
23 haziran 2019 sandığa gitmeyecek yazarlar
-
bu seçime gitmeyip boykot edecek olanlar, iptal kararını alanlar kadar vatan hainidir.
edit: başlık başa.
reaksiyon
-
iki üç kez farklı bölümlerine denk geldim, beş dakikalığına izledim, bana mı hep denk geldi bilmiyorum ama, diyaloglar şunlardan ibaretti:
-devlet söz konusuysa, abisini bile tanımaz.
-o zaman bizi de tanımaz?
-devlet söz konusuysa, tanımasın zaten.
-devletin menfaatleri uyarınca...
-devlet.
-devlet?
-devlet tabi ya.
-devletimisss.
-devlet demiş miydim?