hesabın var mı? giriş yap

  • hemingway'in bu anlardaki hüznü anlatan bir kitabı var, ismi "çatallara veda". 400 sayfa falan, nasıl bi içlendiyse artık.

  • https://www.nejm.org/…67?query=featured_coronavirus

    şu link'teki çalışma direkt olarak bu konu ile ilgili.

    buradan şunu görebiliyoruz; covid-19 olup, 1 doz aşı olanlar, covid-19 olmayıp, 2 doz aşı olanlara kıyasla çok daha fazla antikor üretiyor.

    covid-19 olup, 2 doz aşı olanlar ile covid-19 olup 1 doz aşı olanlar arasında ise fark yok. vücut antikor sayısında çok ama çok küçük bir artışa gidiyor, bu da oldukça insignificant.

    çalışma bir antibody (antikor) count (sayısı) bile veriyor.

    covid-19 olmamış, 2 doz aşı olanlarda; 3.316 antikor
    covid-19 olmuş, 1 doz aşı olanlarda; 19,534 antikor

    yani gerçekten 2. doz aşıya pek de ihtiyacı yok covid-19 olanların. hatta ve hatta, belki de olmayanlara 5-6 ay sonra bir 3.doz yapılmalı.

    bu çalışmalar ortaya çıktığından beridir bir çok doktor covid-19 geçirmiş bir kişinin 1 doz aşıdan sonra aşı kartının verilmesi gerektiğini, uluslararası uçuşlarda bir sıkıntı yaşamamaları gerektiğini anlattı.

    ancak bu tür meselelerin karar vericileri bilim insanı olmadığı için, kafayı yemiş ve tamamen mantığa aykırı hareket etmek durumundalar.

    merak edip okumak isteyenler için, üstteki çalışmadan ayrı olarak, covid-19 olan kişilerin 6 ay ile 11 ay, bazen daha uzun süre antikoru vücudunda tuttuğunu gösteren, hatta hafıza b ve t hücrelerinin (yani çok uzun süreler için bağışıklığı simgeleyen hücreler) de saptandığı çalışmaları bırakıyorum.

    https://www.nih.gov/…-found-after-recovery-covid-19

    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/…/articles/pmc7919858/

    https://www.cell.com/…0092867420315658?showall=true

  • yine ibretlik bir tespitle geliyorum. kendini değersiz bulan, sevilmeye değer bulmayan insanlar, belki de kaba bir tabirle aşağılık bulan insanlar; onlara değer veren biri karşılarına geldiğinde bilinçaltından “ben değersizim, o zaman bana değer veren insan da değersiz” yargısı çıkıyor. o yüzden fark etmeden de olsa o değer veren kişiye bok gibi davranıyorlar. yok yaa diyeceksiniz ama böyle. yapılmaması gereken şey.

  • gonderilen video veya fotograflar kaydedilmiyor dediler ondan sevmistik. yalan dolan konusmuslar arkadas, hepsi telefonda bir yerde duruyor; aramasini bilene.

  • "ayrılık esnasında kaskı ver dediğimde" al be al senin 100 liralık kaskınamı kaldım" dediği için 110 tl ye veriyorum" kısmı ile yaran ilandır.

  • bir kutu çekirdek kahvelerinden alınca beleşe verdikleri ufak boy kahve "uygulamasını" kaldırmışlar. gün sonunda lavaboya döktükleri şu bayat filtre kahveden de mi veremiyorsunuz derseniz bile "maaleseff" diye vermiyorlar.
    ama şimdi ne yapıyorum, gidiyorum cafe nero'ya, gloria'ya, carribou'ya, diyorum ki "bu çekirdek kahveden bir kutu alınca starbucks'ta yanına bir kahve hediye ediyorlar". tabi ki yanıt her zaman "ne demek efendim biz de hediye edelim" oluyor.
    yani demem o ki eyy starbucks!! senin sayende hediye kahvemizi her yerden yine alıyoruz, ama bir farkla, kahveyi senden almıyoruz. haberin olsun..

  • eski link ölmüş yeni linkler:

    https://youtu.be/vwny46rauci

    https://youtu.be/cvieu_c-99w

    ön edit: videoyu izleme zahmetine girmediği için olayı yanlış yorumluyanlara: adam bir sitenin kapıcısı. apartman sakinlerinden aldığı eski kıyafetleri de topluyor fakirelere dağıtıyorum diyor. apartmanda yaşayan bir öğretmen de bu durumdan rahatsız oluyor, "sen dağıtmıyorsun, satıyorsun kesin bunları" diyor. bunun üzerine kapıcıyla araları bozuluyor. bir gün kapıcı otoparkta iken öğretmen otoparka geliyor, arabasından kızını da indirip müzik açıp dansetmeye başlıyor. ve bağıra çağıra "zenginliğinin tadını çıkar kızım, bizim dedelerimiz bile zengin, fakirlik iğrençliktir, fakirlerin çocukları özürlü doğar, mezarda ölüleri kokar, bizim mezardaki dedelerimiz bile zengin" gibi laflar ediyor... amacı kapıcıya laf sokmak. çünkü kapıcının konuşma engeli olan bir kızı var. ve sonunda kapıcı da öğretmeni mahkemeye veriyor ve 5 ay hapis cezası almasını sağlıyor.

    başlığı ben açmadım ama sanırım birisi yazıp entrysini silmiş..

    sabah sabah sinirlerimi alt üst eden öğretmendir. yahu sen nasıl bir yaratıksın, senin çocuklarla aynı havayı soluman bile yasaklanmalı..

    mezardaki deden bile zenginmiş nasıl olsa, görevden alınıp evde oturursan bir şey kaybetmezsin, ama o çocuklar çok şey kazanırlar..

    ayrıca o nasıl cırtlak bir ses tonudur yahu.. allah'ım onun öğrencilerine sabır versin..

    edit: bu öğretmeni görünce aklıma; rencide olmasın diye fakir bir öğrenciye aldığımız montu kura çekerek, sanki o öğrenciye çıkmış gibi yapan ilkokul öğretmenim emine taşdemir geldi.. nerdeeennn nereyee...

    https://youtu.be/bvgdinbpadw