ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kendime not
-
eğer gece ağrılarım yoksa,
vücudum uyuşmamışsa uyuyabilmişsem;
gece mide bulantısıyla uyanıp kusmamışsam, sabah yemek yiyebilmişsem…
aynaya baktığımda saçlarım varsa ve kaşlarım kirpiklerim.
ne çok şeye sahibim?
ne çok şeye sahibim.
bu dünyada su içerek aldığım kemoterapi ilaçlarını atmam gereken fakat bir yudum su içemediğim, çünkü midemin almadığı zamanlar da yaşadım.
normalliğin, rutinin sihrine hep inandım. ancak standart donanımlara sahip her insan gibi düzgünce uyuyup uyandığım dağınık saçlı sabahlarımı çok özledim. çok özledim.
bir sabah kanser oluyorsunuz ve söylendiğiniz tüm normalleriniz hastanenin camlı vitrininde unutulmuş kurumuş bir çiçek gibi solup gidiyor.
kemoterapiye gittiğim günlerde hastanenin camlı vitrininde, sevinçle yollanmış ama sahibine ulaşamadan solmuş çiçekleri her gördüğümde aklıma kendim geliyor.
kendime not: yaşamanın kolay olmadığı bu hayatta en önemli şey kendimim. vitrinimdeki çiçekleri asla soldurmayacak, kendimi asla söndürmeyeceğim.
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
-
istan bulls
albaydan milli güvenlik dersi almış efsanevi nesil
-
yerine imamdan din dersi alan nesil gelmiştir
kızlardaki arkadaş kalalım tribi
-
bu hafta uykusuz dergisindeki "gelen kutusu" bölümünde servet turan imzalı müthiş bir karikatüre konu olmuştur.
- ayrılalım ama arkadaş kalalım samet.
- o zaman evlenelim!! evlilikte de bir süre sonra aşk bitiyomuş, arkadaş oluyomuşsun eşinle öyle diyolar.
- ...
- kabul et. kafan karıştı teklifime...
yalnız yaşamaya alışmış insan
-
tek başınalıktan dolayı zamanla donanım kazanır.
sigorta sarmak(eskiden vardı böyle bir şey), musluk contası tamiri, anten ayarlama, ay sonlarında mutfaktaki üç alakasız şeyle yenebilecek lezzette yemek yapma gibi konularda kendine yetecek denli bilgi sahibidir.
kriz anlarını daha kolay savuşturur, sakinliği ve evinin huzurunu sever. dağınık ya da toplu kendine ait bir düzeni vardır. kendi kaosuna hakimdir. bu kaos içinde tuzluğun yeri değişse sinirlenebilir, normaldir.
bulaşık makinası kullanıyorsa ilk bardak rafı dolar. tencere yemeği yapınca iki günden sonra kalan yemek sürünür. arada gaza gelip kiloyla meyve alır, ilkinden sonrası buzdolabında unutulur.
pijamalarını, sünmüş ve yıkanmaktan incelmiş giysilerini sever. rahatına düşkündür. büyük temizliği de idareten olanı da bilir. evinin huyunu suyunu, çıkardığı sesleri bilir. en ufak bir yabancılıkta kulakları diker. yabancı sesini bilir ve hoşlanmaz.
kendi kendini oyalamayı, idare etmeyi ve bir yalnızlık level'ı üstünde de sevmeyi bilir.
muhteşem yüzyıl
-
ağır akışı yüzünden bir türlü seyredemediğim dizilerdendir muhteşem yüzyıl. ama öyle ya da böyle bilgileniyorsunuz medyadan, internetten. acaba ilerki bölümlerde şehzade mustafa'nın öldürülmesinden sonra halkın doğan erkek çocuklarına şehzadeye olan sevgilerini belirtmek için "mustafa" ismini vermelerini gösterecek mi ? öyle ki o dönem istanbul'a gelen yabancı bir gezgin istanbul'daki her 4 erkeğin 3'ünün isminin mustafa olduğunu yazmıştır. hatta bu gelenek o kadar uzun yıllar sürmüş ki, 1881 yılında selanik'te doğan bir erkek çocuğa da bu isim verilir.
ve gün gelir bu çocuk kanuni'nin saltanatından mustafa'nın intikamını alır.
bal des ardents
-
28 ocak 1393'te, kraliçe'nin nedimelerinden birinin evliliğini kutlamak için fransız kraliyet sarayında bir maskeli balo düzenlendi. genç kral vi. charles ve beş soylu arkadaşı, maskeler ve keten ile reçineden yapılmış tüylü kostümler içinde "vahşi adamlar" olarak adlandırılan bir dans sergilediler. görsel
baloya geç ve sarhoş olarak katılan orleans dükü louis de valois, katı yasaklardan habersiz bir şekilde, elinde yanan bir meşale ile salona geldi. kimileri dükün meşaleyi dans edenlerin üzerine fırlattığını, kimileri ise dans edenleri tanımak için onlara çok fazla yaklaştığını iddia eder.
louis de valois
sebebi ne olursa olsun, dansçıların son derece yanıcı kostümleri kısa sürede alevler içinde kaldı. kral, genç teyzesi yangını söndürmek için eteğini üzerine atınca yangından kurtulur. başka bir dansçı salondaki şarap fıçısına atlar ve kurtulur.
kralın diğer dört arkadaşı ise o kdar da şanslı değildir ve diri diri yanarak ölürler. trajedi, halkın monarşiye olan güvenini sarsar. orleans dükü'nün itibarı ise yerle bir olur.
bu olay tarihe "bal des ardents" yani "yanan adamların balosu" olarak geçer.
kaynak: historyextra
dexter'dan akılda kalanlar
-
(bkz: yvonne strahovski)
kedi patisi
-
düğmesine* basınca tırnakları ortaya çıkartan sustalı yürütgeç.
basıyorsun -> wolverine
bırakıyorsun -> kedi
basıyorsun -> wolverine
bırakıyorsun -> kedi
wolverine, kedi, wolverine, kedi, wolverine, kedi.
kedi sıkılıncaya kadar gider bu böyle.
zaman zaman tehlikeli olabilse de, her şeye rağmen cennet kedilerin patileri altındadır
öğretmenden işitilen en komik azarlar
-
anaokulunda>>> burasi kres degil
ilkokulda>>> burasi anaokulu degil
ortaokulda>>>burasi ilkokul degil
lisede>>>burasi ortaokul degil
universitede>>> burasi lise degil
bi vakitlice yasayamadik hay .minakoyyim
baban size ev almış onu görücez tepeden
-
vay aq böyle bir hayatı gta vice city de bile yaşayamadım.
bir tarafta 6 yaşında açlıktan ölen kiz çocuğu diğer tarafta babasının aldığı hediyeye helikopterle bakmaya giden çocuklar. aynı ülkede aynı dönemde.
akıl almaz trafik kazası
-
"şehir içi. kamyonlar cok hızlı olamaz. "
hala saf ve masum insanların varlığını ispatlamış kazadır. duygulandım.