hesabın var mı? giriş yap

  • bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.

    90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.

    al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.

    mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.

    bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.

    siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?

    kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.

  • hayat bazılarına torpil geçiyor.

    oruç tutan biz, sadaka veren biz, namaz kılan biz, hiç bir cumayı kaçırmayan biz... peki bu iskandinavya ülkerine ne oluyor ?? neden yani ?? eksik yaptığımız bir şey mi var yarabbim ??

  • bir arkadaşım uyku konusunda huyluydu biraz. takıntılarından biri de yanında yönünde kimsenin yatmaması. aynı odada bile biri varken rahatsız oluyor ama yanında biri yatarken mümkün değil uyuyamıyor. ortaokuldan beri tanıyorum o zamandan beri var bu huyu.

    bir kızla birlikteydi. bir gün sevgilisiyle konuşurken bunun konusunu açtım. hani bekliyorum ki kız da şikayet edecek, güleceğiz falan. ama kız çok şaşırdı. yok öyle bir huyu dedi.

    meğer çocuk kıza sarılıp bir dakika bile uyumadan bütün gece yatıyormuş öyle. sonra sevgilisi gidince sabah uyuyormuş olur da fırsat bulabilirse. kızın haberi bile yok. ne uyuyamıyorum demiş ne bir şey.

    bence bu çocuğun seni seviyorum demesine gerek yok.

  • hiç cool bir davranış değildir. dracula'nın şatosunun önünde 10 çift ayakkabı olduğunu düşünün mesela. adama saygı duyabilir misiniz artık? içerde vampirlik mi yapıyorlar, mevlüt mü okutuyolar belli değil.

  • mba yok, düşünmüyorum da. aile şirketi yok, peder düşünmüyor da. zaten boğa burcuyum.

  • ben nedenlerini buraya yazayım, belki gereksiz esprilerin ve yanlış tespitlerin arasında bulup okuyan birileri olur:

    - bir şirket yıl içinde daha fazla "yatırım" yaptığı için zarar etmez, yapılan yıllık yatırımlar capex'tir, kar/zarara takip eden yıllarda sadece amortisman gideri olarak dolaylı yoldan etki eder (gelen parayla yatırım yapmışlar diyerek karı/zararı değil nakit akışı açıklarsınız),

    - şirket, brüt karını artırmış (brüt kar = satış adedi * adet başına kar) ancak satış giderleri özellikle personel giderlerinin %30 artması nedeniyle ciddi anlamda artmış ve bu brüt kar artışını sıfırlamıştır, asıl odaklanılması gereken yer burası, personel giderlerindeki artış "yeni yılda yapılan maaş zammı + online kanal dahil yeni işe alınan personellerin maliyeti"ni içeriyor. bu noktada pandemi döneminde artan talebe bağlı olarak planlanandan daha fazla fiziki mağaza açılması ve online kanal büyümesinin etkisini görüyoruz,

    - online kanal ne kadar güç kazansa da bu dönemde avm içerisindeki migroslar zayıflamıştır,

    - kurla veya kredi faizleri üzerinden yapılan açıklamalar da anlamsız, şirketin finansman gideri önceki dönemle neredeyse birebir aynı,

    - vergi kaçırmak veya vergiden kaçınmakla spk'ya açıklanan zararın doğrudan bir ilişkisi yok. kurumlar vergisi, spk'ya açıklanan kar üzerinden ödenmez, vergi usül kanununa göre hazırlanan beyannameler üzerinden ödenir ikisinin kar/zarar hesaplaması farklıdır.

    özetle; büyüyen hacme rağmen geçen yılla aynı faaliyet karını yapıp, finansal giderlerini de sabit tutarak aynı zarar rakamını açıkladılar. fakat diğer tarafta önemli bir kredi rakamını kapatarak, eskisine göre daha sağlıklı bir bilanço açıkladılar.

    edit: ilave açıklamalar.

  • yıllar boyunca yaptığı gezi programlarında "ben zeytinyağımı yunanistan'dan alıyorum, türkiye'de zeytinyağı yok, kimse kusura bakmasın" diyip diyip durdu.

    kim bilir belki de bu sebeple akhisar'da üretim yapan bir firmayla anlaşıp zeytinyağı şişelerinin üstüne ismini bastırdı ve 3 kat fiyatla satılmaya başlandı bu zeytinyağları. :) link

    bugünlerde açıklanan listede ise dünyanın en iyi 100 zeytinyağı listesine türkiye'de üretilen 14 zeytinyağının girdiği görüldü. novavera 4'üncü, hermus 6'ıncı., asiltane 13'üncü oldu üstelik bu sıralamada. link

    gözlerim sicimoğlu'nun da yağını aradı ama bulamadı listede. mesele tamamen duygusalmış anlaşılan :) ama yine de hastasıyız kendisinin. orası ayrı :)