hesabın var mı? giriş yap

  • 1958 yılındaki türk öğrencinin de bulunduğu forum başlığında kendisini tanıdığımız, yaptığı konuşmayla gönlümüzü fetheden delikanlı önder güler'in son halidir.

    uzun bir araştırma sonucunda 81 yaşındaki önder amcamızı bulmuş olmanın sevincini sizinle de paylaşıyorum. kendisiyle iletişim kuramadım ancak son durumu ile ilgili epey bilgiye ulaştım.

    foruma katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu, sonraki yıllarda kendi ülkelerinde üst düzey mevkilere gelmişti. biz de, sözlük yazarları olarak önder güler'in bu şekilde bir yol izleyeceğini varsaymıştık ancak kendisiyle ilgili hiçbir bilgiye ulaşamamıştık.

    kendisi eskişehir lisesini bitirir bitirmez, amerika'ya gitmiş. o gün bugündür orada yaşıyor. babasının asker olduğunu düşünmüştük ancak makine ustasıymış. görsel ailesi onun eğitimine çok önem vermiş ve önder güler ingilizce'yi babasının bulduğu bir kıbrıslı hoca sayesinde öğrenmiş. lisedeyken eskişehir'de bulunan amerikan askerlerine tercümanlık yaparak hem para kazanmış hem de amerika hakkında derin bilgiler edinmiş. türkiye'de bir lise öğrencisi olarak ingilizce öğrenmiş, piyano-mandolin çalmayı öğrenmiş ve eskrim yapmayı öğrenmiş. hatta babasının yardımıyla lületaşından elleriyle yontup, abd başkanı eisenhower'a hediye ettiği satranç setini de göz önünde bulundurursak, o dönemin türkiyesinde eğitim seviyesinin ne durumda olduğunu görebiliriz.

    bahsettiğim gibi, ilgili forumdan sonra zekice bir adım atarak amerika'ya gitmiş. türkiye'nin her türlü sancısından uzak bir şekilde mutlu bir hayat kurmuş kendisine. sanırım ticari bir alanda çalışmış, o konuda net bir bilgim yok. şu anda abd'de yaşıyor.

    fotoğraflardan bile, gençliğinde yaptığı akıllıca tercihin gururunu, mutluluğunu ve bunun oluşturduğu konforu görmek mümkün.

    görsel, görsel, görsel, görsel, görsel

    edit: kendisiyle yapılan güncel söyleşi için tıklayınız

  • sanırım bunun feriştahı bizim okulda yaşanmıştır. efenim olay şöyle oluyor;

    okul bahçesinde maç yapılıyor. yamulmuyorsam bir taraf lise 3 bir taraf lise 2. neyse bu lise 3 sınıfının kalesinde olayımızın kahramını kayahan bulunuyor. ne yazık ki o maçta kayahan efsane goller yiyor, maç farklı bitiyor. saha kenarında ki kızlar da başlarına geleceği bilmeden 'hop hop kayahan kova kayahan' diye tempo tutup gülüşüyorlar. hatta arada top kayahan cümlesi falan da geçiyor. maç sonu aşırı derece kızmış, sinire kesmiş kayahan abimiz gidiyor kızların önüne, indiriyor şortu. sallıyor malzemeyi alın lan buna gülün diyor.

    hala aklıma geldikçe kahkahalar atmama sebep veren bu olay sonucunda kayahan abimiz okuldan atılmıştı. güzel abimizdi vesselam. kızlara ne olduğu konusunda bir bilgim yok.

  • sokakta ya da evde alkol almaktan farkı yoktur. yasaklanmasını isteyen bazı gerizekalılara soruyorum. islam için öldürülen insanlar için islamı yasaklıyor muyuz? zira işinize gelince münferit. mertçe örnek vermeden söyleyin dinim alkol alınmasını kabul etmiyor ve ben bundan dolayı yasaklansın istiyorum deyin. neden kasıyorsunuz?

    not: bana 1 adet alkollü yolcu yüzünden düşen uçak bulun. gerçi hemen münferit ve "gerçek yolcu bu değil" derim ben de:))

  • uçak bilmemkaçbin feetteyken teyzeyle hostes:

    t: evladım kıble ne tarafta?
    h: aşağıda efendim.

  • sanayi devrimi ile birlikte estetik degerlerini yitirmis olan insanligi tekrar eski degerlerine kavusturmaya calisan apple'in urettigi son imac modeli. diger tum modeller gibi basit, sade ve guzel.

    bakin, bu bir bilgisayar. hic de teknolojik durmuyor degil mi? eksikleri var ama bir bilgisayar iste. kac kisinin ihtiyaci var ki pci yuvalarina, genisletme kartlarina? apple kendimizi kandirmamizi onluyor gibi. iyi de yapiyor aslinda.

  • bu ülkede genelleme yapmanın yanlış olmadığının en net kanıtı ülkücüler ve siyasal islamcılardır.

    ülkücüler ve siyasal islamcılar bu ülkenin kanseridir.

  • üçlü uçak koltuklarındaki orta kolçak/kol dayama yeri tartışma yaratabiliyor. burada hakkın kimde olduğu konusu kültürel normlara ve bireysel bakış açılarına bağlı olarak değişebilir.

    genel olarak, orta koltuktaki gariban yolcunun, pencere veya koridor koltuklarındaki yolculara kıyasla daha az alana ve konfora sahip olduğundan, her iki kolçağı da hak ettiği düşünülür. (vicdanen bana da doğrusu bu geliyor.) ancak, uçaklarda kol dayama haklarına ilişkin bir kural yoktur. pratikte, yolcuların kolçakları paylaşmaları ve birbirlerine karşı düşünceli olmaları beklenir.

    kolçak paylaşımına yönelik bazı yaygın yaklaşımlar şöyle:

    1. ortak kullanım: yolcular, her bir kişi kolçağın yarısını kullanarak alanı eşit olarak bölebilir.

    2. tek kol kuralı: bir yolcu kol dayanağının kabin koridoruna daha yakın olan ön yarısını kullanırken, diğer yolcu koltuk arkasına daha yakın olan arka yarısını kullanır.

    3. zaman paylaşımı: yolcular, uçuşun farklı dönemlerinde dönüşümlü olarak kol dayanağını kullanabilirler.

    sonuç olarak en iyi yaklaşım, koltuk arkadaşlarınızla kibarca iletişim kurmak ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bulmaktır. yanınızdaki tanıdığınız biriyse zaten bu konuyu daha rahat halledebilirsiniz. bu tür durumlarda başkalarının kişisel alanlarına karşı düşünceli ve saygılı olmak çok önemlidir.