hesabın var mı? giriş yap

  • " türkiye'nin 90%'ı calgon kullanıyor " dedikleri halde, calgon'un 10% için verdiği mücadeleyi takdir ediyorum.

  • buna kişisel olmayan bir örnek de verebileceğimi fark ettim:

    bizim bi arkadaş, böyle internetten tanıştığı bir kızla konuşurken kız buna: 'ya evin boyanması lazım' diye atmış oltayı. bu da zokaaaa diye giymiş metin özülkü işçi tulumunu, atlamış gitmiş kızın evine. bütün gece mala vurmuş, ama bildiğiniz mala. duvarlara vurmuş, fayanslara vurmş. pasta cila, slikon, kaloriferin havasının alımı derken evin her işini buna yaptırmışlar. gerçek hikaye bu.

    bunun dışında kadınlar da angarya'dan muaf değil. en bilinen örneği de, benim de sıklıkla başvurduğum,

    ''ya çok acıktım, bu saatte açık yer nerede bulacam, biri olsa da yemek yapsa'' çirkinliğidir.

    hamarat olduğunu ispat etmeye çalışan kadının börek yapıp gelmesi ile nihayetlenen bu aktiviteler ise ancak duruma göre angaryaya girer. çünkü erkek tarafı karşılığını vermeye çalışır. elinden geleni yapar. tabakta bırakmaz. öyle yetiştirilmişiz, ne yapalım. bunu da bulamayan varlar ile, arkandan ağlarlar ile.

  • olbers'in , araştırmaları neticesinde vardıgı asagıdaki fikirler sonucu ortaya cıkan paradokdtur.

    a) kâinatın (uzayın), başlangıcı ve sonu yoktur
    b) kâinatın bir sınırı yoktur
    c) kâinattaki yıldızlar, düzenli bir şekilde dağılmıştır
    d) kâinatın büyüklüğü sabittir
    e) diğer yıldızlardan gelen ışığı engelleyici bir faktör yoktur

    bütün bunlara dayanarak, olbers'e göre gece gökyüzünün çok parlak olması gerekir çünkü sonsuz adet ışık kaynağı yani yıldız mevcuttur gece, karanlık olduğuna göre yanlış olan birşeyler var yapılan araştırmalar, kâinatın bir başlangıcı olduğunu ispatlamıştır kâinatın saniyede 60 bin km hızla genişlediği de ilmî bir gerçektir yıldızlardan gelen ışığı engelleyen bir faktör mevcut olsa idi, bu faktörün ısınması ve daha sonra da ışık kaynağına dönüşmesi gerekirdi. o halde gökyüzü gece parlak değilse bunun birkaç sebebi vardır:

    a) kâinatın mutlaka bir başlangıcı vardır
    b) kâinatın büyüklüğü sabit değildir yani genişliyor
    c) yıldız sayısı sınırlıdır
    d) yıldızlar kâinatta düzenli olarak dağılmamıştır

  • mekan ankara.. üniversiteden mezun olunmuştur.. öğretmenlik için ilk tercih olan istanbul'a tayin çıkar.. o gün mutluluktan uçarak eve gelinir, sevincini paylaşmak için ailesiyle..

    - baba, açıklandı sonuçlar..istanbul'a çıktı tayinim, ilk tercihim, istediğim oldu!
    (babada 5 karış surat)
    + nasıl taşıyacağız şimdi biz seni oraya, bir dolu masraf
    - ne taşıyacaksın baba ya bir masa bir yatak, hallederiz
    + şimdi ev kirala, bir dolu kaporadır bilmem nedir, battık
    - ya aman baba maaş alcam ya öderim..
    + sen orda idare edemezsin de kendini, yetmez maaşın..biz mi geçindireceğiz seni
    - of baba ya bırak tamam para para, sevincimi paylaştırmadın 2 dk sıçtın attın, pişman ettin söylediğime.. öderim ben sana yapacağın masrafı, sinir ettin valla...

    (bir süre sessizlik)

    ve az önce höyküren baba, kısık bir sesle asıl demek istediğini dile getirmek zorunda kalır.. anlamayan hödük kızı için

    + kızım, nasıl ayrılacağım ben senden

    e tabi, salya sümük mode on..

  • sonrasında günün kalan kısmının zehir olmasına sebebiyet verir.

    ulan zaten akşama kadar beynin patlamış, saatler süren telefon konuşmaları, bütçe raporları, sipariş ve sevkiyat planları yüzünden anandan emdiğin süt burnundan gelmiştir. iki saat bir pub da oturup ayak üstü 2 tek yuvarlayacaksın, bunu sana çok görür. o iki saatlik keyif eve geldiğinde burnundan gelir. öncesinde tabi her 15 dakikada bir taciz telefonlarıyla zaten seni çileden çıkarmıştır. eve gittiğinizde, kafasına sardığı beyaz tülbent parçasıyla karşılar sizi. çünkü tüm hayatı boyunca ağrımamış her yeri ağrımış. midesi bulanmıştır. siz gelmeden hemen önce ateşi 41 e çıkmış, tansiyonu 3'e düşmüştür. sen arkadaşlarınla keyif(!) çatarken, o yatak döşek yatıp, acılar içinde kıvranmıştır. "ne oldu?" diye sorduğunda ise, "yok bi şey" derse, sıçtığının resmidir. hatta işi abartıp geceyi hastane geçirme ihtimaliniz bile olur.*neden çünkü arkadaşlarınla çıkıp iki saat kafa dağıtmışsındır ve allah senin belanı versindir.

  • sadece bu olaya bakılarak atatürk'ün ne kadar kıymetli bir adam olduğunu anlayabilirsiniz. burada din satan, bilhassa kadınların buna çok dikkat kesilmesi lazım. aklınızı başınıza alın. şöyle bir durum bu memleketin başına gelse ; öyle kıçınızda kot pantolon, başınızda türban gezemezsiniz. cumhuriyet değerlerine bu sebeple sahip çıkın.

    ayrıca destek verdiğiniz şahsın “taliban'ın bu görüşmeleri türkiye’yle çok daha rahat yapması lazım, çünkü türkiye'nin taliban'ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok.” dediğini de unutmayın.

  • bu kadar da boş duyar fazla gerçekten. bi sik yapmayıp 5000 lira maaş alan meslek grubunu yumuşak bir dille (hatta fazla yumuşak) eleştirmişlerdir. meslek onurunu falan bırak böyle bir mesleğin olması bile abesle iştigal ve israftır.

  • bosna hersekteyiz efendim halk horon ekibiyle. günlerden cuma kemençecimiz ezanı duyuyor ve yardırıyor..

    - heriif.. purta da ezan dürkce okunuyu..

    birebir yazılmıştır söylediği. yalandan komik değildir.

  • yaaa musa kardeş, gel bakalım buraya. gıda hakkında, proses hakkında hiç bir şey bilmediğin halde övdüğün bir ürün buldum. hem de çocuk ürünü.

    https://gidadedektifi.com/…-zencefilli-kurabiye-772

    bu ürün şeker ilavesiz diye satılıyor, uyanıklığa bak. musa da reklamında bunu belirtmiş. "ürün ilave şeker içermiyor " yazmış.

    benim 3 yaşında elinizden öper bir oğlum var, geçenlerde bu tanıtılan ürünü aldım, şeker ilavesiz diyor ama ürüne organoleptik muayene yaptığımızda görüyoruz ki ürün tatlı. ürün etiketini inceledim, içindekiler kısmında %30 elma suyu olduğu yazıyor. zencefilli kurabiye yapımında elma suyu kullanılmaz, normal reçetede elma suyu kullanılmaz. elma suyu şeker ilavesi olması için kullanılmaktadır ve bu ürün açıkça şeker ilavelidir, etiketinde şeker ilavesiz yazılamaz ve reklamı bu şekilde yapılamaz.

    sağolsun, tarım bakanlığı da itirazları göz önünde bulundurarak bunun gibi şeker ve tatlandırıcı olarak elma suyu, hurma vs kullanılan ürünlerin şeker ilavesiz olarak satılmayacağı hakkında bir görüş bildirdi.

    sözün özü kılavuzu musa olanın sonu şeker ilavesiz diye fruktozlu kurabiyeye kilosu 1400 lira vermektir.

  • teknolojinin geldiği son nokta. portları azalmış. kimse sesini çıkarmıyor, isyan etmiyor, o yüzden oluyor tüm bunlar.

    önce pcmcia slotu için geldiler. ilk kaybettiklerimizden biri oldu. arkasından seri port, derken vga. sonra ethernet slotu için geldiler. usb için geldiklerinde ise savunacak kimse kalmadı. magsafe portu da kaşla göz arasında kaybedildi.

    sırada headjack, mikrofon, dvi/thunderbolt vs. onlar da bir gün kaybedilecek. sonra ekranla bakışarak internet'te gezineceğiz. vücuda takılacak anakartın icat edildiği gün ekranlar da gidecek. bilgisayarlarla nörolojik bağlantı ile etkileşebileceğiz. hesaplamalar ve internet bağlantı hızı sinir sistemimizin devreye girmesiyle dehşet hızlanacak. düşüncelerimiz eyleme dönüşecek. aklımıza gelen fikri anında program olarak üretebileceğiz. fakat mesela başı ağrıyanın o gün işlem hızı düşecek, internet hızı azalacak.

    teknolojik gelişme ve ilerlemenin parçası bu değişiklikler. olumsuz da görünseler birer basamaktırlar.