hesabın var mı? giriş yap

  • pazar aksami eksilerde olan moralimi aldi tavana vurdurdu bu film. uzun zamandir ilk defa bir film bitmesin istedim. senaryo, kurgu ve yonetmenlik boyle birsey iste. en bilindik konu hic bilinmedik oyuncularla mukemmel bir film icin yeterli olabiliyor. afferim rob.

  • bence var olanlarında sınava girmesi gerek. hatta tüm yargı camiasının yeniden elden geçmesi gerek.

  • iş çıkış saatlerinde yaklaşık 1 saat kadar süren yoğunluğun görüntüsü. 5 sene önce de aşağı yukarı aynıydı.

    başka şehirlerde iş ve yaşam alanı açmayı becerememiş ve 16 milyon insanı bi şehre tıkıştırmış 20 yıllık iktidarın vasatlığı da bizim çilemiz.

    büdüt: entrylerinin %90'ı siyasi ve iktidar şakşakçılığı olan pırasa sapının, entrylerinin %20'si siyasi olan beni chp'nin paralı trollüğüyle itham etmesi de müthişmiş. * azıcık zeka kırıntısı olan kimin para karşılı iş tuttuğunu anlar diye tahmin ediyorum...

  • taaruz hazırlıkları göstere göstere yapıldığından, iyi sevk ve idare edilemediğinden ingiliz tarihinde bir günde verilen en büyük zaiyata sebep olmuş savaştır.

    aynı zamanda o döneme kadar yapılan en büyük (süre, top sayısı ve diğer özellikleri itibariyle) bombardıman ile başlamış harekattır. (yamulmuyorsam 6 gün aralıksız çeşitli çaplarda 3000 top bombalıyor)

    bombardıman bitip saldırı başladığında almanlar sığınaklarından çıkıp o dönemin en etkili makineli tüfeklerinin başına geçmişler ve kıyım başlamıştır.

    sanırım o gün yaşananları en iyi, bir belgeselde izlediğim alman gazisinin sözleri özetliyor:
    "yaptığım işten tiksindim ve makineli tüfeği susturdum"

    aynı belgeselden; ingiliz general'in günün sonunda üstlerine geçtiği telsiz mesajı şöyledir:
    "her şey yolunda"

    8 yıl sonra gelen gözü yaşlı edit: ingiliz general "herşey kontrol altında" da demiş olabilir.

  • endişe verici gelişmedir. endişe veren şey atatürk'e hareket edenlerin olması değil, bizzat atatürk'ün kurduğu bir devletin resmi yayın organında bu hainlere yer verilmesidir. atatürk düşmanları 1923'ten beri bu topraklarda var oldu ve olmaya da devam edecek. 1 kasa dolusu şeftalide 1-2 tanesinin çürük olması gibi bir durum bu, adetullahtandır. lakin kadir mısıroğlu gibi, osman yüksel serdengeçti gibi vatanın kurucusuna hakaretler yağdıran adamlara trt'de yer verilmesi anlam verilemeyen, insanı endişelere gark eden gelişmelerdendir.

    debe editi: mustafa kemal; asırlardır islam'a hizmet etmiş, onun koruyuculuğunu yapmış anadolu halkına allah'ın bir lütfudur. islam'a birçok hizmetleri dokunmuş bir milletin tarumar edilmesine yaradan'ın gönlü razı olmamıştır ve m. kemal'i muvaffak eylemiştir. ifade özgürlüğüymüş. annesine babasına tecavüz eden, onları bakım evine göndererek evlerinde kedi-köpek besleyen batı'yı ve onun kavramlarını bir kenara bırak. meseleye böyle bak sevgili kardeşim. bir milletin millet olabilmesi için ortak değerleri olmalı, tarih bilinci olmalı. atatürk bu toprakların ortak değeridir. atatürk sevgisi ise bu milleti bir arada tutan bir yapışkandır. kadir geceniz hayırlı olsun, bu topraklara hizmet etmiş iyi kötü bildiğiniz herkes için ufak bir duayı çok görmeyin.

  • ön edit: solak pilot isimli çaylak arkadaşın uyarısı ile gördüm, meb konu ile ilgili bir basın açıklaması yayınlamış.

    bir kesinti olduğu söylenmekle birlikte öğrenciler ve eğitim etkilenmeyecek diye belirtmişler. burs ve özel okul desteklerinin kesilmeyeceği belirtilmiş ancak fatih projesinde yapıldığı yazılan kesinti ile ilgili bir şey söylememişler. umarım açıklamada söylendiği gibi öğrenciler olumsuz etkilenmez ve ülkemizde eğitim iyiye gider.

    entry:
    milli eğitim bakanlığı bütçesinin tasarruf tedbirleri amacıyla 2 milyar tl azaltılması olayıdır.

    haberde şu cümle geçmekte: ‘yılın ilk 6 ayının ardından meb 'in elinde maaşlar hariç kalan 10 milyar 633 milyon 716 bin 878 tl'den 2 milyar tl'si 'tasarruf tedbirleri' kapsamında kesildi.’

    ne güzel, döviz kuru artışının en yüksek olduğu dönemde diyanet ek bütçe istesin, milli eğitim bakanlığı’nın bütçesi kısıtlansın. ülkenin kurtuluşu camilerde yapılan bilime bağlı çünkü. sakın eğitim önemliymiş gibi davranmayın, mazallah bilinçli nesil falan yetiştirirsiniz yanlışlıkla.

    kaynak sputnik

    ekleme: portvale isimli çaylak arkadaşımız aynı ekonomik durumu daha önce yaşamış olan finlandiya’nın aldığı aksiyonu anlatan bir yazı gönderdi.

    yazıda şöyle bir cümle yer alıyor: ‘krizi finlandiya tarihinin en genç başbakanı esko aho bir fırsata çeviriyor. benim gibi bir köy çocuğu olan aho ile istanbul’da buluştuğumda iki aşamalı bir reform formülü olduğunu anlatmıştı. tüm bakanlıkların bütçesini keserek devleti küçült. elde edilen tasarrufu eğitim ve arge’ye yatır.’

    hürriyet'teki yazı için link

    edit: imla

  • şimdi burda osursam, kokusunun 3 farklı camiye ulaşabileceği kadar çok ve sık aralıklarla inşaa edilmiş camiler barındıran bir ülkede, sakildir, showdur.
    ibadet değildir.

    sıçmak için yol kenarlarını değil tuvaletleri kullanıyoruz değil mi?
    eğitim almak için okulları..
    ibadet için de aynısı geçerlidir adap bakımından.. bu kadar bolluk varken...

    edit: "orda düz ayak cami yok, kocatepe te yokuşun tepesi, yaşlılar nasıl çıksın" dendi mesajla.
    buyrun, düz ayak camiler.. hepsi 2 sokak, 3 sokak arayla
    https://www.google.com/…a3aae50d:0x1ce03f0f3e9d7dbb

    edit2: aynı yerde kendi inancım gereği "nüdist şamanist" ayin yapmam mümkün değilse, kimse ibadet özgürlüğünden filan bahsetmesin. ibadetten, inançtan, kutsaldan anladığınız tek şey sünni islam amk!

    öyle olunca onun adı "özgürlük" olmuyor

  • evladım. tsunami o. napsınlar deniz kenarlarına 1 km yüksekliğinde tsunami geçirmez duvar mı örsünler. 9.5 depremde bina yıkılmıyorsa yapılması gereken yapılıyor demektir. biz de japonlar kadar hazır olmasak şuan 41000 insan yaşıyor olabilirdi.

  • 14 mart tarihinde n11 üzerinden aldığım bilgisayar bozuk ulaştı. iade talep ettim, süreç biraz yavaş işliyor diye düşünürken bir baktım n11'in aracı olarak beni müşterisi yaptığı atılım bilgisayar mağazası iade talebiyle geri gönderdiğim bilgisayar ve ödediğim 3500 lira ile kayıplara karışmıştı. n11 müşteri hizmetlerine saatler süren derdimi anlatma çabalarım ve şikayetvar.com'a yazdıklarım sonucu aldığım yanıt, firma artık n11 ile iş yapmadığından ve resmi olarak satış gerçekleştiğinden ötürü haklarımı hukuki yollarla bireysel olarak aramam gerektiği idi.
    e tabi bu noktada o sempatikli "paranız güvence altında" mottolarına lanet edip bir avukata gitmem gerekti. suç duyurusunda bulunuldu icra takibi çıkarıldı ancak adamların benden önce 20 icra takip dosyaları var, hakkımı alabilir miyim bilemiyorum, hala yeni bir bilgisayarım yok.
    sitedeki mağaza puanlama sisteminin de birşey ifade ettiğini düşünmüyorum zira bu mağazanın da puanı soru işareti yaşatmayacak skalada idi. çöpe giden param , avukat masrafları ve vaktimin yanında bir de alt üst olan sinirlerimle kaldım.
    sonuç olarak n11 aracılığı ile dolandırıldım. teşekkürler.

    edit1: bilgisayar bozuk ulaştıysa neden onay verdin diyen arkadaşlar olmuş. onay vermedim iade talep ettim. ancak firma talebimi bilgisayarı teknik servise gönderip hasarlı raporu almam gerektiği bahanesiyle reddetti. tabi geri gelmeyecek bir bilgisayarı beklerken otomatik onay süresi dolmuştu.

    edit2: n11 başlığı görmüş olsa gerek ki beni aradı, durumla ilgili bir çözüme ulaştınız mı diye sordu. yasal süreçte n11'in üzerine düşen bir karar çıkmadığı için yardımcı olamıyorlarmış. burdan çıkardığım sonuç atılım bilgisayar'a değil n11.com'a dava açsam işler daha farklı olurdu. ibretlik.

    edit3: yasal yollardan 6 aydır çözemediğim durum sosyal medyanın gücüyle 2 saat içerisinde çözüldü, inanılır gibi değil n11 iademi onayladı. uplayan arkadaşlara çok teşekkürler.
    geçtiğimiz 6 ay içerisinde fırlayan dolar sebebiyle aynı skalada bir bilgisayarı aynı ücrete muhtemelen alamayacağım. bir de avukat masrafları ve hırpalanan sinirlerim var, bu yüzden 50 liralık hediye çeki yüklemişler sağolsunlar.

    edit4: müşteri memnuniyeti sonunda sağlandı. zamanında almak istediğim bilgisayarın bir tık üst modelini yollamayı teklif ettiler. sözlük sağolsun.

  • organ mafyası, çocuk tacizi, işkence, cinayet yetmiyormuş gibi bir de tuncer'in karısı emine var. hikayede kendisinin görevi bütün suçu gizlemek. "ne alakası var efendim tamamen iftira" diyerek her şeyi inkar ediyor.

    bir de skt'si geçmiş 400 koli gofretin ambalajını değiştirip yeniden piyasaya sürme olayı var ki çok orijinal bir fikir gibi geldi bana: "madem kötüyüz bunu da yapalım amk,hem hikaye bütünlüğünü bozmuyor." yani adamlar eleştirmenlerden tam not almak için her boku yapmış gibi.

  • çalış,
    - denizin 50 metre altına techizatla dal, dalamadığın yere başka bilimsel çalışmaların ürünü teknik araçlar gönder, vakit ve kaynak tüket. kaynağın içinde ömrün de olsun...
    - yeni tütmüş volkanın dibine kadar gir. "dürtsem ısırır mı?" tedirginliğine denk bir tedirginlik yaşa. zehirli gazın içinde kaybol. binlerce santigratlık volkan damlaları arasında örnek topla...
    - 7. kat balkonundan bakmaya korkan insanların olduğu bir dünyada, gezegenin yörüngesine gir, gözlem yap. kainatın sırrına erişir gibi ol.
    - fırtına, kasırga, boran, tayfun kovala. felaketin hızını, çapını ölç.
    - kimsenin görmediği, görse de anlam veremediği, anlam verse de yorumlayamadığı mikroskobik canlıların uğruna hayatını ver. evladından çok bu tipsiz tek hücreli canlıları gör. sanki bir aşk doğacakmış gibi virüs, bakteri incele.
    - birkaç rakamın ve sayının, birkaç harfin ve işaretin oluşturduğu bir grafik dizilişin (formül) karşısında acz içinde bekle, düşün, kafa yor: "belki şu ana kadar fiziğe dair bildiklerimiz yalandı" şüphesinden dolayı.
    - ada ada, tepe tepe, okyanus deniz gez. kuş gözlemle, kertenkele incele, fil tedavi et, at takip et, gorille dostluk kur...

    sonra hıyarın biri ömründe ilk kez tanık olduğu bu gerçeğe, bilgiye, düşünceye sahip çıkıp desin: "bu yazıyordu zaten"