hesabın var mı? giriş yap

  • beygirler konusunda mütehassıs olan amcamın hala unutamadığı efsane. koca adam, bir yavuzhan bir de bold pilot lafı açıldığında duygusallaşıyor, gözleri doluyor. yavuzhan'ı sevmesinin nedeni de evleneceği zaman eşyalar alınmaya başlıyor, fazla para yok, nasıl etsem diye düşünürken ayın 15'inde çektiği maaşı olduğu gibi yavuzhan'a yatırıyor. ikiliyi tutturunca bütün düğün masrafları çıkıyor neredeyse. bu aslan parçası yuvamı kurmuştu lan benim diye hala duygulanır. gerçi başka atlar da yuvasını yıktı ama o ayrı mesele.

  • kahve muhabbetlerinin* her teorisine zıt olarak dünyanın en yaşanılası ülkesi.

    * müslüman olduğumuz için geri kaldık
    - singapur'un %15'i müslüman, cumhurbaşkanı başörtülü müslüman

    * coğrafya kaderdir
    - singapur'un çevresinde düzgün ülke yok, dibindeki malezya singapur'un yüzü suyu hürmetine biraz düzgün yaşıyor.

    * abi yabancıların madenleri var, topraktan zenginler
    - bildiğim kadarıyla yeraltı kaynakları hiç yok. kalifiye, sistematik ve kurallı çalışmaktan başka hiç vasıfları yok

    * sömürmediğimiz için fakiriz
    - singapur hiç bir ülkeyi sömürmemiş

    edit: sanırım entryim pek anlaşılır olmamış. şu şekilde okunursa daha anlamlı olur. zaten aşağıda sebeplerini açıklarken müslüman kelimesi de kullanmadım.
    + müslüman olduğu için değil, müslüman nüfus varken zengin
    + sömürmediği için değil, sömürmediği halde zengin
    ...

    tüm bunların yanında;
    - dünyada en değerli pasaporta sahip
    - dünyanın en yüksek eğitim seviyesine sahip
    - her yıl kişi başına en yüksek gelire sahip 5 ülkeden birisi
    - her yıl ige'de ilk 5 içerisinde

    ben bu başarılarını 3 niteliklerine bağlıyorum
    * avrupa disiplini
    * budist felsefesi
    * amerikan girişimciliği

  • toplu taşıma aracında ön kapıya çok yakın bir amca, inmek için orta kapıya yanaşmaya çalışıyor.

    x: amca ön kapıdan inersin acele etme.
    amcadan cevap : ön kapı yasak. ben sadece devletin koyduğu kuralları çiğnerim. halkın koyduğu kuralları çiğnemem, çünkü onlar halkın iyiliği içindir.

  • bir gece otobüse binip ailemizin yanına gitmemiz gerekti olmaz olaydı. yanımızda bir tip bitti anında nereye gitmek istediğimizi de öğrendi firmanın birisi ile görüşürken. adam sülük gibi yapıştı zorla adını sanını bilmediğimiz bir firmanın otobüsüne bildirmeye çalıştı. git dersin gitmez biraz usteler kızarsın üzerine yürür; bir tane bile güvenlik görevlisi yok ortalıkta... (bkz: türkiye’nin ne kadar güvensiz ülke olduğu gerçeği)

  • hayatim boyunca gosteri sanatlarina ilgi duydum.
    kendimi hep bir tiyatro sahnesinde ya da nefis bir filmde sahane bir performansla hayal ettim.
    kucuk bir ilkokul ogrencisiyken, okul koridorlarinda kollarindan cekilerek siniflara sokulup bir seyler anlatmam icin israr ederdi insanlar.
    bir keresinde bir sinifin onunde sadece durdugumu hatirliyorum ve onlarin katila katila guldugunu.
    ilk defa 4. sinifa giderken bir tiyatro oyunu icin ogretmenimin hic dusunmeden secmesi, sinif arkadasimin annesini canlandirmak filan, bunlar hep gulumseten detaylar olarak aklimda kaldi.
    iyi bir taklitciydim. hala, arkadaslarim herhangi bir sey izledikten sonra, telefonla arayip.
    "bak bunu iyi izle, senden de izlemek istiyoruz" derler.
    liseye giderken en buyuk hayalim konservatura gidip egitim almakti. ama ailem ve hatta sulalem yuzunden bu hayali gerceklestirmem mumkun degildi.
    oyle icimde patladi yani sahne hayali.
    seneler sonra kizimin okulunda hazirlanan, egitim amacli dans ve drama gosterisinde izledim ilk once arkadaslarimi.
    oldukca amator bir girisimdi ama ayni olcude buyuleyiciydi.
    sozlukten de ve yillarca ayni apartmanda komsuluk yaptigim bilge hatunu cok kiskandim mesela o gosteride izleyince.
    bir sonraki sene yine gerceklesecegini duyunca da biraz tereddutle ben de katildim.
    sifirdan basladik. aylarca on calisma koregrafi calistik gec saatlere kadar.
    gercekten butun yoruculuguna ragmen muthis bir duyguydu.
    ve sahne gunu geldi catti.
    yuzlerce insan karsisina cikacak olma heyecani, becerebilecek miyim korkusu ile..
    ve sahne !
    benim gosterimde; hayatin hizi, mekaniklesmesi insanin ama sonunda elimdeki kagittan okudugum insan oldugumuzu hatirlama ani...
    sadece kopan buyuk alkisi hatirliyorum.
    tabi ki, ozne degildim. zaten dans dramada ozne yok. bir butunun parcasisiniz. bir sorunun, bir cozumun.
    hayatimin en buyuk hayalini gerceklestirmistim. titreyerek ciktigim sahnede baktigimda isiklardan baska bir sey gormuyordum.
    ta ki kizimla birlikte selamlamaya ciktigimda salonda kopan alkis tufanina kadar.
    sanirim, gercek anlamda mutluluk buydu...

    sonra, oyun cikisi bir ogretmenimizin;
    -kizim sizinle tanismak istedi. bir turlu veli oldugunuza ikna edemedim.
    demesiydi o gece ve belki butun hayata yayilacak kuvvetteki gulumseten detay.

    hayatta her sey mumkun...

  • süper marketlerdeki manav reyonunu hatırlatan kafedir. marketlerde de hıyarların, maydonozların üzerine aralıklarla su serpiliyor, bu kafelerde de.

  • hiç kapatmaya gerek yok. aracını satmaya çalışanları puanlama özelliği ile birlikte ilana yorum yazma özelliği koyacaksın sonra otur seyret cümbüşü.