hesabın var mı? giriş yap

  • bir farazi v kayra albümüdür.
    tekrar tekrar dinlenir ve her seferinde yeni şeyler anlaşılır bu albümden.
    her parçası ayrı bi hikayedir. dinleyen herkes kendinden bir şeyler bulur; çocukluğundan, gençliğinden, aşık oluşundan, dibe vuruşundan.
    bu albümü bu denli dramatize etmek doğru mu değil mi emin olamasam da, bu albüm çok yoğun duygular, çok yoğun olay ve düşünceler barındırır.
    bir rap albümünden çok daha fazlasıdır; müzik doyumuna ulaşmaktan daha fazla şey katar dinleyene.

  • çok çileli bir işti. o dönemin haritacılarının genelde bir süre sonra akli dengelerini kaybettiği ya da çok genç yaşta aramızdan ayrıldığı söylenir.

    - eveeet... 17 aydır üzerinde çalıştığım âli osman siyasi haritasını bitirmiş bulunuyorum.

    - erkan efendi!!! erkan efendi!!! sultan süleyman katar, bahreyn, kasr-ı şirin, bağdat ve tebriz'i de almış.

    - e sıçacam ama...

  • devre arasında prandelli kesinlikle sneijder'i çıkarıp direnci arttırmalı demişti. not düşelim buraya. bu yüzden sen devre aralarında tv'de yorum sıçarken prandelli gibi adamlar ise soyunma odasında taktik veriyor.

    eyyorlamam bu kadar.

  • bazı insanlar zannediyor ki, yurtdışına kaçan gençlerin hepsi sadece akp zihniyetinden kaçıyor.

    oysa kaçanların büyük çoğunluğu bir tarafta akp, diğer tarafta "benim köpeğim sabaha kadar havlasa da benim köpeğime tapacaksin, yoksa köpeğimin boklarını evine atarım" zihniyeti olduğu için kaçıyor.

    iki ucu boklu değnek, cahiller tımarhanesi.

  • pr veya değil. olması gerekeni yapmış.
    istanbul taksiciler esnaf odası, savcılık , valilik 3 maymunu oynamayıp gereğini yapsaydı da pr fırsatı vermeseydi madem.

  • " büyükada'dan kadıköy'e dönmek için kullandığım vapura son dakikalarda bir adam bindi.
    gelip tam karşıma oturdu ve bana 'kabataş vapuru değil mi' diye sordu...
    bilmiş bir edayla 'hayır kadıköy vapuru' dedim...
    çünkü görevliye sormuştum.
    vapur kalkmak üzereydi. adam koşarak indi...
    az sonra koşarak tekrar bindi; ' bu vapur kabataşa gidiyormuş görevliye sordum' dedi...
    'sıçtık' diye düşündüm ve bu sefer vapurdan ben koşarak indim...

    vapur önce kadıköy sonra kabataş'a uğruyormuş.
    tekrar koşarak vapura binip, bir kahve aldım ve o adamın tam karşısına oturdum...
    ikimizde nefes nefeseydik. kahvemi yudumlarken ne kadar 'salak' olduğumuzu düşündüm.

    her şeye rağmen güneş bulutların arasından dik açıyla yüzümüze vururken, kısık gözlerimiz ve parlayan dişlerimizle biz had safhada mutlu gibi görünüyorduk... evet."

  • ülkede deprem vergisi toplanıyor hükümet o vergiyi yola harcadık diyor ve harcadık dediği yollar depremde kullanılmaz hale geliyor.

    az bile söylemiş

  • alpay özalan'ın başlığı sildirmesi ile haberimin olduğu başlık. ulan alpay resmen feyyaz'a iç güveysi olmuşsun.