ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste
-
ofiste hayat güzel, internet gani gani
sözlüğüm full time açık, 24 saat yani
girerim on bin entry, karmam hep yükselişte
ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste
işkenceci üvey annenin ceza evinde dövülmesi
-
tatlı su hümanistleri de teşrif ettiğine göre mükemmel bir haberdir.
edit: bu entry'de hümanizme bir sataşma tespit eden adam, su katılmamış bir gerizekalıdır. solunan oksijene yazık. kadın küçücük çocuklara işkence yapıyor, arkasından oklava sokup bağırsaklarını deşiyor. kendinize gelin.
edit 2: "tatlı su hümanistleri" dedim diye, bu kadın kadar cani olduğumu iddia edenler beni çok şaşırttı ve üzdü. benzer her olayda "oh iyi oldu" diyen bir insan değilim. ama burada o iki çocuğun çektiği eziyetleri görünce bir robot olmadığım, duygularım olduğu için kadının canının yanmasına sevindim. makatından oklava sokulup bağırsakları parçalanan, 2 ay hastanede yatan o güzel çocuğun hayatı bitti. bu travmadan sonra onun güzel bir hayat geçireceğini kimse düşünmesin.
evet, kadının acı çekmesi hoşuma gitti. bu beni o kadın kadar cani yapıyorsa, o zaman buyrun şikayet edin, ben de gireyim içeri. potansiyel bir tehditim sonuçta.
tekrar izleyin görüntüleri: http://www.liveleak.com/view?i=d38_1450956945
ama kulaklık takın, sesi sonuna kadar açın, gözlerinizi kırpmadan izleyin.
tarık çamdal
-
son yıllarda türk futbolunun yetiştirdiği en modern sağ bek. geçen sezondaki istatikleri parmak ısırtıyor. 0 gol 0 asist ile sezonu tamamlamış, ondan önceki sezon ise 0 gol 1 asist. umarım es es'deki performasını gs'de de sürdürür.
behzat ç.
-
dizideki karakterlerin zeka seviyesine göre (iq ve eq toplamı) sıralaması:
1.ercüment çözer
2.ağbimiz ("gel seninle biraz yürüyelim")
3.memduh başgan
4.behzat ç
5.şule
6.savcı esra
7.hayalet
8.cevdet
9.akbaba
10.şevket ağbi
250.harun
elisa lam
-
muhtemel teoriler şöyle:
1) 0m12s'de, asansör açılmaya başlamış ardından birden kapanmış. acaba asansörü kontrol eden bir yetkili mi var?
2) 2m27s'de, elisa sol adımını atıyor, ardından sağ adımını atıyor. fakat işin enteresan kısmı elisa'nın sol adımının çok daha ileride olması gerekirken sanki adım atmamış gibi önde durması. zaten elisa hızla çekilmiş gibi duruyor orada. acaba son kısımda görünen şey başkasının ayağı olabilir mi? bence en güçlü teori bu.
3) 2m58s'de, neden asansör ''1/5'i açılmış olarak'' başlamış açılmaya. editleme var gibi. bu işin arkasında insan eli olabilir.
karnıyarık harcından ekmek arası yapıp veren anne
-
dünyanın en şahane, en muhteşem annesi. karnıyarık için hazırladığı kıymalı soğanlı biberli harcın bir kısmından, ki bu genelde artan kısımdır, ekmek arası yapıp açlıktan huysuzlaşan evladına verip ihya eder sefili. o ekmek ki açlıktan telef olma noktasına gelen evlada cennet bahçesinden uzatılan bir ekmektir, değeri hiçbir şeyle ölçülemez. belki bi' tabak kuru fasulyeyle ölçülür. yok lan onunla da ölçülmez. en güzeli içine karnıyarık harcından bir miktar konulmuş çeyrek ekmek yine, en lezzetlisi en tatlısı. evet.
sıçtık kelimesinin mesleklerdeki terminolojisi
-
(bkz: bakın şimdi çok enteresan)
nba 2018-2019 sezonu
-
2 nisan 2019 itibariyle,
batı konferansı:
gsw batı 1. liğini şu saatten sonra vermez. batı 2. liği için her ne kadar denver'dan 2 galibiyet geride olsalar da kalan maçlara bakarak houston'ın ikincilik için şansının hala olduğunu düşünüyorum. portland'ın galibiyet sayısı houston ile aynı olsa da kalan maçları daha zor, muhtemelen 4. olacaklar batıda. gerçi çok bir şey farketmeyecek 2. ve 3. için, denver ve houston ilk turu geçerek konferans yarı finalinde birbirleriyle oynarlar. bu iki takımdan biri konferans finalinde gsw ile oynar. benim tahminim bu takım houston olur.
normal sezonda houston-denver arasında oynanan 4 maçın 3 tanesini houston, 1 tanesini denver kazandı. ilk maçı dış sahada 109-99 houston, ikinci maçı kendi evinde 125-113 houston, üçüncü maçı kendi evinde 136-122 denver, dördüncü maçı kendi evinde 112-85 houston kazandı.
gsw'nin kiminle yarı final oynayacağının bir önemi yok zaten. yanlız, yine kalan maçlara bakacak olursak, büyük bir ihtimalle batı 7. si spurs ve 8. si okc olacak. ilk turda gsw-okc eşleşmesi gsw'a daha play off'un hemen başında zarar verebilir. bu da tüm hesapları değiştirebilir. yine de geçen senenin tıpatıp tekrarı, 7. maça gidecek bir batı finali bekliyorum.
doğu konferansı:
bitime 5,6 maç kala milwaukee 58, raptors 55, 76 ers 49 galibiyette. 4. boston 46 galibiyette ve bir mucize olmazsa bu sıralama değişmeyecek. bu 3 takım ilk turda rakipleri kim olursa olsun en fazla 1 maç kaybederek yarı finale yükselirler. dolayısı ile yarı final eşleşmelerinden ilki toronto-philadelphia olacak. diğeri de büyük ihtimalle milwaukee-boston olacak.
bu eşleşmelerin sonucunu tahmin etmek batıdaki kadar kolay değil ne yazık ki! ki bu iyi bir şey. bu sene doğu yarı final ve konferans finalinde oynanan hiç bir maçın kaçırılmaması gerekmekte bence. şimdi olası yarı final final eşleşmelerini bir inceleyelim.
normal sezonda milwaukee-boston arasında 3 maç oynandı. ikisini milwaukee bir tanesini boston kazandı. hatta sezonda karşı karşıya geldikleri ilk maçta milwaukee'ye sezonun ilk yenilgisini boston tattırdı(117-113). boston'daki ikinci maçı (120-107) ve sezonda oynadıkları üçüncü maçı (98-97) milwaukee kazandı.
normal sezonda toronto-philadelphia arasında 4 maç oynandı. 4 maçın 3 tanesini toronto, 1 tanesini philadelphia kazandı. philadelphia'nın kazandığı tek maçta da, toronto'nun süper starı kawhi leonard'ın oynamadığını hatırlatmam gerekiyor. ilk maçı toronto kendi evinde 129-112 toronto kazanıyor, ikinci maçı toronto yine kendi evinde 113-102 kazanıyor, üçüncü maçı philadelphia kendi evinde 126-101 kazanıyor, dördüncü maçı philadelphia kendi evinde 119-107 kaybediyor.
saha avantajına sahip olmalarının yanı sıra, hücum verimliliği ve savunma verimliliği istatistiklerinde rakiplerinden önde olan toronto ve milwaukee'nin konferans yarı finallerini geçip konferans finalinde birbirleri ile karşılaşacaklarını düşünüyorum.
türk'ün gücünü göreceksiniz
-
işte yüzünün gösterilmesinden bile tırsan o bakteri
fsm'de meydana gelen korkunç kaza
-
en sag seritte duran araca bahane bulan ve kazanin gerekcesi olarak gosteren herkesin -varsa eger- surucu ehliyeti elinden alinmalidir.
3 serit degistirerek makas atan pust dururken sag seritte duran araca suc bulmak gercekten buyuk aptallik.
evet, bazi yollarda duramazsiniz, duraklayamazsiniz, park edemezsiniz. zorunlu haller disinda bir sebep disinda durmussa eger, hep beraber linc edelim ancak durma gerekcesini bilmeden bu kadar aptalca yorumlar yapmayalim lutfen.
gerçekten hoşlanılan kişiye karşı mesafeli durmak
-
hoşlanılan kişi illa ki farkındadır bunun. iddia ediyorum öyledir. bunu yapan adamın yaptığı şey şudur: "a noktasına bakıyormuş gibi yaparken b noktasına bakmak". şöyle ki:
hoşlanan adam hocaya bakıyor gibi görünmeye çalışır. tahtaya bakar... masaya bakar... ama gözünün ucuyla hep "o"na bakmaktadır. gözleri tahtaya bakarken kafası "o"na dönüktür. kafası tahtaya dönükken göz ucuyla "o"nu izler... ikisinden biri yani. (ama illa ki bakar.)
hoşlanılan kişi eşek değilse bunu görür, anlar, daha da olmadı, hisseder: "yav sanki şu dersi dinleyen çocuk bana mı bakıyor ne? boynu pek bir garip kasılmış..." gibi. ve genellikle -hayatında biri yoksa- merak etmeye başlar: "evet yahu, resmen göz ucuyla beni kesiyor bu. kimmiş ki?". ardından ilgilenmeye başlar: "hmm, gri giymiş bugün, hoş olmuş aslında". sonra takip etmeye başlar: "allah allah, derse gelmedi bugün..."
sonra karşılıklı çaktırmamaya çalışarak birbirini kesen bir çift olurlar. müstahaktır ikisine de. herkesle can ciğer kuzu sarmasıyken bir sürü ortak arkadaşları varken, boş koridorda birbirleriyle karşılaşınca konuşmaktan öyle korkarlar ki, nefeslerini duyabilirsiniz. milisaniyelik gözgöze gelmeler yaşarlar. herşey o kadar ortadadır ki...
işin kötü tarafı, bazen hiç açılmazlar birbirlerine: "bunca zaman hoşlanıyor olsa bir selam verirdi, ben yanlış anladım demek ki" derler. ama içinde bir merak kalır hep: "acaba?.."
of, bu ne böyle ya, konuşun kurtulun, karşılıklı delirtmeyin birbirinizi.
attila ilhan
-
... "ölümüm birden olacak seziyorum"* demiştin.
"çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırap çektim
damarlarımda dünyanın bütün rüzgarları
harplere açlıklara yalnızlığıma rağmen
anamdan yolcu doğmuşum"* demiştin.
"yeryüzünde çok fazla bir yalnızlığım
başka yalnızlıklara hak tanımayan
biliyorum kuralları bozduğumu
yerimi uysal birine bırakmalıyım"* demiştin.
"bütün trenleri kaçırdım
saatin kaç suna su
yarın öleceğiz ha"* demiştin.
"korkacak bir şey yok hesap tamam
sıram geldi mi hatta güleceğim
kendimi hazırladım biliyorum"* demiştin.
ve daha nicelerini demiştin.
şimdi biz ne diyelim.
tut ki pia'nın elinden,
"çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk"*
ölümün eksiksiz olsun.
güle güle. *
amin.
babayla telefonda konuşmak
-
hayatta olsaydı da saatlerce yapsaydık dediğim.
kırmızılı kadın dansı
-
köleleştirilen bireyin baskılara ve faşizme karşı olan duruşunu pencere ferforjelerini cezaevi penceresiyle simgesellestirerek kurtuluşunu dinamik bir süreç icerisinde imgelemek isteyen bir özgür kadının otantik müzik vurgusuyla burdayiz biz dercesine yakarışiylariyla var olma çabası.
şaka lan şaka, delirmiş.