hesabın var mı? giriş yap

  • ev arkadaşımın odasından hatun sesi geliyordu geçen gece. adamı tanımadığınız için size paranormal gelmeyebilir tabi şimdi.

  • elitliğe bakar mısınız?

    bu ülkede

    bakanın biri iki gün üstüste aynı gömleği giydi diye,
    diyanet işleri bakanı evine yürüdü diye,

    acindirma yapılıyor.

    utanma duygusu olur insanda... herkes mercedes'e binebiliyormuş. bu cümledeki "herkes" hangi herkes? bizim çalık, milletin a.ına koyacağız, bakara makara, gemi değil gemicik, alo fatih, bilmemne villaları, urla, kupon arazi kavramlarının muhatabı "herkes" mi?

    yoksa, ananı da al git denilen çiftçi, çizmesi sedyeyi kirletir diye endişelenen madenci, kendisine iş verildi diye şükretmesi gerektiği söylenen engelli, dilenci yerine konulan kanser hastası öğrenci, 30 yıldır çocuklarından haber alınamayan anneler mi?

    insanlar var gözleri görür, sözleri dünyamızı karartır,
    insanlar var gözleri görmez, sözleri dünyamıza ışık tutar.

    edit: ajitasyon dogru tabir degilmis. acindirma olarak degistirdim. uyaran rolandmicrocube'e tesekkurler.

  • beni de yanına çırak alır mı diye merak ettiğim kişi.

    --- spoiler ---

    durmadan para sayıyordu nihat,
    makine yeter diyordu, makine yorgun, makine argın,
    makine terli...
    fakat durmuyordu nihat, saymaya devam ediyordu!

    --- spoiler ---

  • ülkede kimlerin nasıl zengin olduğuna bakılınca şaşırtmayan hediye. özenilecek birşey değil..

    bana 12 milyon dolar verseler seda sayan gibi bir annem, nihat doğan gibi bir sevgilisi olsun istemezdim. yazık çocuğa, milyar dolarla bile kapatamazsın bazı şeyleri..

    çok şükür annem gibi bir annem var, şanslıyım. 1000-0 öndeyim..

  • sinemanin ilk zamanlarindaki dokumanter yaklasim veya bilimsel arastirma amaci olarak gorulen (lumiere kardesler cinematographe i gelecegi olmayan bir icat olarak nitelendirmisler zamaninda) ve daha cok yeni olan sinemaya kurgu kapasitesini katmis sayilir bircok sinema tarihcisi tarafindan.
    lumiere kardeslerin filmlerinde de kucuk buyuk bir takim mise-en-sceneler vardir ama bir olay butununu kurgulayarak anlatmayi amaclamazlar, daha cok kadraj, isik kaygilari yuzunden kullanilirlar. oysa melies hikayeler, olaylar, dekorlar yaratmis, uyarlamis, insa etmis ve filme cekmistir. sinemanin bugunku bir olayi anlatabilme becerisi, bir bilgi verme aracindan cok sanat halini alabilmis olmasi bu naratif kapasitenin kesfedilmesi, uygulanmasi sayesinde olmustur.

  • başlığı açan yazarın iyi niyetini anlıyorum, yardım etmek isterken yaptığının çok doğal bir hareket gibi geleceğini de tahmin ediyorum, bana da öyle gelirdi ama zaten hiç kimseye izinsiz dokunulmaması gerekliliği bir yana, görme duyusunu kaybetmiş birinin birden sırtında bir el hissetmesi çok ürkütücü olabilir onun adına. şehirde binbir türlü insan var ve herkes iyi niyetli değil. kibar bir şekilde derdini anlatmış. anlayışla karşılamak gerek.