ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nsa
-
bunların tailored access operations denilen seçkin hacker takımları da varmış. takip ettikleri kişilerin internetten laptop vs. alışveriş yapmaları durumunda, kargoyu önce kendileri teslim alıp malware yada takip programları yükleyip, bilgisayarları uzaktan kontrol edebiliyorlarmış. özellikle dell'in bu konuda başı ağrımıştı.
tabii avrupa'yı dünyaya bağlayan fiber optik kablolara müdahale etmek, huawei'yi hacklemek ve devletlerin değerli bilgilerine sızmak gibi işleri de yapmışlar.
adamlar hdd ve taşınabilir disk üreticileri için bile, ayrı ayrı malware programları yazmış lan.
(bkz: western digital) (bkz: seagate) (bkz: samsung) (bkz: maxtor)
bak daha facebook, twitter, gmail, yahoo ve youtube gibi mecralardaki başarılı faaliyetlerini saymadım.
tabii bunlar eski bir tao çalışanının ve kurt gazetecilerin 'iddiaları'.
entry'i dell marka dizüstüyle girmem de ayrı bir ironi oldu.
türkiye'yi makarnaya boğarız
-
adam ülkenin paniğini görmüş ve açıklama yapma gereği duymus,
"merak etmeyin, yuksek fiyatlara e-ticaret sitelerinden almayin, makarnamiz var" demis.
simdi bu aciklama yapan adami sirf makarna üretiyor diye neden saçma sapan bir şekilde elestiriyorsunuz ki?
acaba bu elestirileriniz " makarna eşittir akp" diyen beyninizdeki eşleşmeden olabilir mi?
kaldı ki adam, ülkeyi en azından makarna konusunda merak etmeyin diye uyaran ve makarna ürettiği halde yüksek fiyata almayın diyen insan.
kadın erkek eşitliği
sergen yalçın'la sıkıntı var
-
(bkz: gökmen özdenak'la amuğa)
17 aralık 2013
-
kızımın sabah saat 7:00'de gözlerini dünyaya gözlerini açtığı gündür. tarihe not düşelim.
saniyelik salaklıklar
-
dolaptan soda alıp açtıktan sonra, sodayı mutfak tezgahına bırakıp, elde açacak ve kapakla odaya dönmek.
(bkz: gülmeyin lan)
neden para basıp borç ödemiyoruz
-
on numara soru. ortamlarda petrol bulduk dersin, kim bilecek amk!
kediye tekme atan şahsı döven kral
-
böyle net olayları seviyorum.
“napıyon la” yok
“itiş kakış” yok
“sen kimsin lan, asıl sen kimsin lan” yok
“bak döverim seni vs” yok
olayı görüp anında müdahale, süper işte.
oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu
yanlış kişiyle evlenildiğinin anlaşıldığı an
-
eski eşime 35 kere falan şans tanımışımdır. evliliğim bitsin istemedim çünkü. ne kadar sevsem de yanlış insan olduğunu biliyordum ama içimin bu kadar öleceğinden de haberim yoktu...
birlikte yaşadığımız evde misafir gibiydim. asla sınırlarıma saygı göstermedi. oysa ben ona iyi hissettirmek için elimden geleni yaptım. ancak hep daha fazlasını isteyen insanları mutlu edemiyorsunuz.
ha benim eşşekliklerim yok mu? var tabii bi dünya. ama hep alttan aldım. kırgın kalamam ki.
neyse hatırlayıp tekrar yaşamak istemiyorum birçok şeyi... o yüzden es geçeceğim.
direkt uyandığım en büyük anı anlatayım.
aracımızla trafik kazası yaptım, doğal olarak ilk önce arayıp eşime haber verdim. bana sorduğu ilk soru "ne kadar hasar var?" oldu. çünkü her şeyden önce varlığımı önemsizleştirmişti. kalbim büyük kırıldı. (bunu hala affedemedim)