hesabın var mı? giriş yap

  • #fahişyemeğeboykot hashtag'i ile x platformu üzerinde başlatılmış olan boykot çağrısıdır.

    son yıllarda kalitelerinde ciddi düşüşler olan cafe ve restoranlardaki yiyecek ve içecek fiyatlarındaki fahiş fiyat artışına karşı başlatılan boykuttur.

    mevzu sadece enflasyon değil. bu ekonomik ve sosyolojik şartları fırsat bilip ücretlerde fahiş artış yapan her bir işletme için bir uyarı niteliği taşımaktadır. boykot edilen şey, işletmelerin fırsatçılığıdır.

    hashtag altında bir adet anket ve insanların görüş ve düşüncelerine bakılırsa hızla geniş kitlelere yayılan bir çağrı olmuş durumda.

    yiyecek, içeçecek sektörü için yapılan bu boykot çağrısı, ileride zincir marketler ve akaryakıt sektörü için de uygulanabilir.

    edit: yazar bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, yapılan anket sonucunu da paylaşmak istiyorum. ilk boykot 20-21 nisan, cumartesi ve pazar günlerini kapsayacak şekilde olacak.

    link

    edit2: ancak, sadece bugünlere bağlı kalınmaması, kayda değer bir sonuç alınıncaya kadar bu boykotun kararlılıkla devam ettirilmesinden yanayım.

    edit3: biz dışarıda yemezsek ölmeyiz. ama bize bunu yapan aç gözlü, fırsatçı esnafın, bu ekonomik şartlarda ne kadar dayanabileceğini hep birlikte göreceğiz.

    edit3: bir yazar arkadaşımın çok güzel bir tespiti olmuş. covid zamanında biz esnafımıza sahip çıktık. onlar ise, ilk fırsatta bizden faydalanmaya çalıştılar. bu ihanetin mutlaka bir bedeli olmalı.

  • ingilizler kolonileşme döneminde bunun gibi ilkel kabilelerden insan alıp, onlara güzel davranıp, onlara hediyeler, ödüller vererek ingilizlerin iyi kalpli sevgi kelebekleri olduklarını göstermek gibi bir strateji geliştirmişler.

    ingilizler bu ilkel insanları ikna etmeyi başardıklarında ise tekrar kabileye yollayarak kaçırılan bireylere yaşadıklarını anlatmalarını istemişler. kabile bireyleri ingilizlerin onlara yardımcı olmak istediğini sanıp bunlara inanmış ve bu sayede de böyle kabileler kolaylıkla kolonize edilebilmiş.

    adadan 2 yaşlı 2 tane de çocuk kaçırılmış. yaşlı bireyler ölmüş, "biz bunların ölümüne sebep olduk, artık ne kadar uğraşsak da bizi dinlemezler" diyip çocukları adaya geri getirmişler. ingilizlerin kolonileştirme hayalleri de böylelikle sona ermiş.

    bağışıklık sistemlerinin bizimki gibi gelişmediği için modern hastalıklara karşı direnç kazanamadıkları için öldükleri tahmin ediliyor. bu durumda adadakilerin agresif tavırları da anlaşılabilir, sonuçta adamların arkadaşlarını ve çocuklarını kaçırmışsınız bir de öldürmüşsünüz. ne yapacaklardı, sarılacaklar mıydı size? aynı dili de konuşamıyorsunuz, nasıl anlaşacaksınız?

    tahmin edebildiğim kadarıyla adaya gelen yabancılar uzaylı olarak falan görülüyor. büyük ihtimalle nesilden nesile, aktarılan hikayelerle yabancı düşmanlığı kuvvetlenmiş.

  • 1993-94 eğitim öğretim döneminde ilkokula başlamıştım babam hergün 500 lira verirdi. simit ise 1000 liraydı. hacı abi diye bir adam vardı simit satardı ilk teneffüs okulumuz çok küçük kantini olmayan bir okul olduğu için sadece simit alabilirdik. hacı abi ilk zamanlar bana yarım simit verirdi. sonraları ise vermemiş, geri kalan yarısını satamıyorum kimse senden başka yarım simit almıyor demişti. bende bana göre fazla harçlık alan arkadaşlarımla ortak simit alır arkadaşa aldığım simitten yarısını verirdim. benim sayemde bir buçuk simit yiyen çok arkadaşım oldu. ikinci dönem 500 lira tedavülden kalkınca çok sevinmiştim. çünkü babam artık bana 1000 lira veriyordu. ama simit 2500 lira olmuştu. enflasyonu daha 7 yaşında tatmışım. şimdi ne zaman simitçi görsem fazla fazla alır etrafımdaki çocuklara veririm. belki ceplerinde sadece yarım simit parası vardır diye.

    edit; imla.

  • büyüsün de caddede düşük bel giyinip pijlik yapsın diye konulur bazıları;

    -->maşallah ne tatlı adı ne?
    -->adı yamaç
    -->paraşütü var onun di mi?
    -->hııııııı

    çocukların üstünde çok yapay dururlar

    -->maşallah ne tatlı adı ne?
    -->adı poyraz,
    -->kardeşi? keşişleme falan mı
    -->yoook. kardeşi ada

    bazılarını anlamazsınız,

    -->maşallah ne tatlı adı ne?
    -->adı burçiğ
    -->burçin?
    -->yoook burakla çiğdem'den burçiğ,
    -->iç ses: hay mnıza koyim sizin...oooo çok yaratıcı ya

    var bir sürü; arca, adonis, suyüz, erke, doruk, çınar falan bir sürü...

    fehmi ulan fehmi!

    fehmi!

  • arkadaşınızdan aklından sıfır-yüz arası bir sayı tutmasını isteyin.
    başka bir arkadaşınızdan aklından sıfır-yüz arası bir sayı tutmasını isteyin.
    üçüncü bir arkadaşınızdan aklından sıfır-yüz arası bir sayı tutmasını isteyin.

    üçünüde doğru tahmin etme ihtimaliniz, bu arabaya sahip olma ihtimalinizden çok daha fazla.

    dostoyevski okuyun roman kahramanı olun,
    tarantino izleyin, film kahramanı olun.
    sözlükte hayallerinizi anlatan entariler döşeyin.
    ama bu arabanın hayalini kurmayın olm.

    bu ülkede birkaç kişi bu güzel şeye binecek.
    belki bunlardan biri de ekşici bir piç olacak.
    ama binilebilecek daha güzel şeyler var,
    daha ulaşılabilir, daha güzel şeyler.
    bence onlara yönelelim.

    velhasılkelam; çok pahalı bir araba.

    edit: opel corsa dizel aq!

  • bazen metronun yürüyen merdivenlerinden çıkarken bazı çiftler görüyorum. genelde çocuk, kızdan daha uzun tabi. çocuk bir şeyler anlatıyor, kızın gülüşünden çok ciddi olmadığını anlıyorum. ama kız çocuğun gözlerinin içine bakıyor resmen. çocuk ya önüne bakıyor ya da gözleri etrafı tarıyor oluyor ama kız sadece çocuğa bakıyor. en az 7-8 defa denk geldim böyle çiftlere. o an diyorum ki "lan bir erkek bir kızı kendine bu kadar aşık etmek için ne yapmış olabilir?". bunun yanıtını bulamıyorum işte. sonra düşünüyorum, eskilerden kimse bana böyle bakmış mıydı diye...ona da olumlu yanıt veremiyorum. neyse, en iyisi ben işime döneyim, skerler aga...

  • adını katar’ın telefon kodu ve 974 geri dönüştürülmüş konteynırdan alan (bkz: stadium 974), turnava sonrası sökülüp tunus’a hediye edilecek dünya kupası statlarından birisi bu şekilde değerlendirilmiş olacak.

  • doğru karardır, adamlar yeterince ülkemizde bedavadan her yeri gezip görüyorlar zaten. yurt dışında gördüğümüz fiyatlandırma uygulamasını yabancılara da yapmamız gerekiyor.

  • mehmet demirkol'un "en büyük başarın hangisi?" sorusuna verdiği cevap:
    "bence en büyük başarısı bir insanın, tembelliğine karşı koymasıdır. bunu yapan her şeyi yapar."

    hayata ve hayatına yön vermek isteyen fakat bir türlü harekete geçemeyen, kendine motivasyon sağlamak için birinin gazına ihtiyacı olan herkese semih saygıner'in röportajlarını izlemeyi tavsiye ediyorum... sen çok yaşa semih abi.

  • tabi siz gelinlikle gittin kefenle dönersin diyen baba istersiniz.hayatınıza bi eş değil köle alınca babasının kızına her daim sahip çıktığını görmek rahatsız edici olabilir.