hesabın var mı? giriş yap

  • hp alin hem sicak hem soğuğu yaşayin. kasada yanma ekranda donma şeklinde

    yıllar sonrası için edit: lenovo hiç almayın! hp'yi rahmetle ararsınız.

    2020 editi: başlığa baktım şukela modunda en tepede kendimle karşılaştım. şunu söylemem lazım 2003 de toshiba aldım 5 sene taş gibi sağlam çıktı. 2008de bir toshiba daha aldım 6 sene çatır çatır kullandım. sonra ne olduysa ( olan belli aslında maliyetler ve rakiplerin kalitesiz ve düşük fiyatları tabiki) bu japonlar piyasadan çekildi. lapin çinlisine topun korelisine kaldık. en son seviye işlemci ram vs va kullansalarda hiçbiri 5 para etmiyor. ah be toshiba kalitesi seni rahmetle arıyoruz.

  • 30 yıla bir denk gelen ingiliz kraliyet düğünlerinden birine tanıklık etcez 29 nisan'da, ingiltere "prensi" william, kate diye cici bi kızımızla evlenecek.. hayırlı olsun..

    durum şudur ki bi vesile ile bu iki gencin "flört" dönemlerinin tarihçesini okudum.. yaklaşık 7 sayfaydı.. ben de bu aşk meşk konularında kendimi şanssız sanırdım, okudukça şaşırdım, şaşırdıkça açıldım resmen.. meğer ne talihsiz yavrucaklar varmış dünyada..

    şimdi bu cici kızımız, talihsiz yavrucak kate bacımız, williamla 2001'de tanışmış.. amma velakin bi şekilde kankaya bağlamışlar.. 2004 başlarında iş aşka dönmüş ki bu süre bi içimi açtı açıkçası.. doğal olarak basın, magazin vs hayatı dar etmiş kızcağızımıza.. bir de tabii ki "evlenme baskısı".. çifte sorulan her iki sorudan ikisi "ne zaman evlenceksiniz"miş ki bu zaten bir kadının egosunu yakıp yıkıp, bi prensesin içinden kurt adam çıkarmaya yetcek bir sorudur.. zira kızımız içten içe "nikah" diye yanmaktadır, yandaki dallama durumu sallamamaktadır, kız da karizmayı bozmamak için susmaktadır.. ki bunları yaşamak için prens/es olmaya gerek yok..

    kıza dar gelmiş, 2007 de ayrılmışlar.. zaten laf aramızda "saray"da pek olumlu bakmazmış bu ilişkiye..

    sonra 2008 başında yeniden barışmışlar.. bu sefer william kızı daha bi adam yerine koymaya başlamış, davetlere birlikte katılmalar, sonracığıma, william gidemediği zaman kate bacımızın kendisini temsilen kokteylden kokteyle koşması falan derken, işin resmiyete bineceği az çok belli olmuş.. bu arada kızımız "the queen" kraliçe hazretleriyle de tanışmış bir düğünde, ki kendisinin bu tanışmayla ilgili yaptığı yorum "she was very friendly"miş.. varın gerisini siz düşünün..

    neticede 2010'un kasım ayında (son barışmanın üstünden yaklaşık 3 yıl, tanışmanın üzerinden 9 yıl geçti dikkatinizi çekeyim) nişanlandılar ve 2011'in nisanında da evlenecekler..

    sözüm kate hanım kızımıza..

    bacım sende nasıl bir azim, nasıl bir strateji, nasıl bir sabır, nasıl bir ego varmış.. helal olsun.. az buz iş değil, peşinde bin ordu gezen adamı tavlıycan, bağlıycan, elinde tutcan.. "evlilik?" diyenlere takılmıycan, arıza çıkarmıycan, asaleti koruycan.. adama teslim olmıycan, gizemi koruycan ama sevgiyi ilgiyi de eksik etmiycen.. o babaneyi alttan alcan.. parmağına taktığın üç bin beş yüz karatlık yüzüğü, moda harikası sapkanla saray bahçelerinde salım salım salınmayı, koluna "future king"i takmayı.. hepsini dibine kadar hak ediyosun helali hoş olsun..

    ha diyenler olcak ki "ulen kız kraliçe olcak tabi azmeder.." arkadaş biz burda sümüklü sümüklü herifleri bağlamak için yıllarca uğraşıyoruz yeri geldi mi.. kız 9 yıl uğraşmış, yatırımı doğru yere yapmış işte kötü mü..

    bir de tavsiye.. düğünde tırı vırı şeyleri geç de.. şöyle patlat bi bengü, "adım adım yaklaştım zafere" diye inlet ortalığı bacım.. saygılar..

  • tavuk ve kırmızı eti muhteşem pişiren ve pişirme işleminden sonra temizlik aşamasının deterjanla değil yarım limon ile yapılması gereken tava.

    şöyle ki; dökme demir tavaların en pahalılarından tutun da en ucuzlarına kadar, temizlik esnasında sabun yada deterjan kullanılmaması gerekir. tava sıcakken (altını kapayıp içindekileri alır almaz) yarım limonun suyunu tavaya sıkıp, oranızı buranızı yakmamaya dikkat ederek suyu sıkılmış limonun kabuğu ile tavanın her yanını hafifçe ovun. hemen ardından yarım su bardağı suyu tavaya döküp, yine oranızı buranızı yakmamaya ozen gostererek musluk altında yıkayın. inatçı kalıntılar varsa bunları deterjan kullanmadan süngerin sert tarafı ile şöyle bir ovalayarak çıkarın fakat unutmayın ki bu tavalar çelik tencere değildir asla ışıl ışıl olmayacaktır, temizliği obsesyona dönüştürmüş kişilerin en baştan bu tip tava ve tencerelere bulaşmaması tavsiye olunur.

    temizlik işlemi bittikten sonra tavanızın paslanmasını önlemek ve ömrünü uzatmak için yapmanız gereken basittir. tekrar ocaga koyun, altını yakın, tüm nem uçsun ve hatta yine el değmez sıcaklıklara ulaşsın. ocagin altını kapayın, sadece 1 yada 2 damlacık yemeklik sıvı yağ döküp kağıt peçete yada kagit havluyu bir kaç kat yapıp tava/tencerenin her yanına iyice yayın, fazladan yağ kalmışsa onu da silin gitsin. bu şekilde ben ölürüm ama tavanız yaşamaya devam eder.

    ayrıca özel olarak bu ikea'nin sattığı tava için diyebilirim ki bazı balıklar hariç, herhangi bir eti daha güzel pişirebilen bir düzenek ile henüz karşılaşmadım, buna başka (ve daha pahalı) dökme demir tava ve tencereler, ağır ateşte barbekü ve türk tipi mangal dahil. çeşitli mangal tutkunu etçil denekler üzerinde ve hatta aynı eti mangalda ve bununla pişirerek de test ettim, kazanan hep bu tava oldu. ikea'yi bunun daha buyuk modellerini de çıkarmaya davet ediyorum.