hesabın var mı? giriş yap

  • ilk izlememden aylar sonra ancak 4. defa izleyip hakkında bir şeyler yazmaya cesaret edebildiğim film. fellini satyricon daki imparatorluğun grotesk ve itici çılgınlığının bu filmde sığınakta son günlerde yapılan partiler, eğlencelerle nasıl örtüştüğünü, wenders'ın der himmel uber berlin'indeki parçalanmışlığa karşın alman halkının bir zamanlar nasıl bir bağ içinde olduğunu, vilsmeier'in stalingrad'ında cephede mahvolan askerlere karşı berlinde bir sığınakta ferreri'nin la grande bouffe'sini aratmayacak subay davranışlarına kadar bir çok filmi beynimde çalkalamış, hepsinden de önemlisi bunların hiçbirinden etkilenmeden kendine özgü sinematografisiyle beni koltuğa zımbalamıştır. soranlara sadece başyapıt deyip geçebiliyorum.

  • - ne oynuyorsunuz öyle ?
    - basket baba, ben yeniyorum oglunu...
    - verin biraz da ben oynayayim bari...
    - baba cok heyecanli, ya sonra oynatiriz seni...
    - olm iki dakka oynayayim, neymi$ merak ettim
    - babaaaaa
    - bu yüzden gelmiyorum, ilgilenmiyorum i$te, sizin gibi ewlatlarin ben anasini... nerde annen ?

  • günü komedisi: e-devlet üzerinden araç sorgulama kısıtlanmış, sadece kendi araçlarımızı sorgulatabiliyormuşuz. gerekçe de kişisel verilerin korunmasıymış.

    bre salak, ben kendi aracımı neden sorgulatayım? kendi aracımla ilgili herşeyi biliyorum, ruhsat elimde, tescil trafik elimde, poliçeler elimde...

    ikinci el bakarken araç tipi ile bilgileri uyuyor mu, araç çalıntı mı, üzerinde haciz var mı diye baktığımız ekranı ne bok yemeye kapatıyorsun? bunları araçları aldıktan sonra mı öğrenelim?

    hem neden kapatıyorsun? bu ülkede 50 milyon kişi tc kimlik numarasına varıncaya kadar fallafoş oldu sizin beceriksizliğiniz yüzünden. acaba hangi suçu / krediyi / borcu / faturayı üstümüze kim ne zaman yıkacak diye bekliyoruz.

    bu saatten sonra sizin alacağınız tedbirin içine edeyim. bakan yaptığınız yaratıklar psikolog lazım değil bize din adamı gönderin derken, aynı zamanda bu çağda digital bilgi almak sizin ne haddinize, gidin müneccim bulun demek istemiş.

    edit: bir arkadaş noter ekranında çıkıyor demiş. yani beğendiğin her aracın durumunu öğrenebilmek için sahibi ile beraber notere gitmek mantıklı geliyor kimisine. herkes ilk baktığı aracı alıyor sanıyor. çevre illerden bakıp beğenmek konusuna hiç girmeyeceğim. araç üzerinde rehin varsa bazen kafadan eliyorsun arabayı. telefon bile açmıyorsun sahibine.

    büdüt: gazetelerin yeni haberi oluyor...

  • işini düzgün ve onurlu yapan taksi emekçilerini tenzih ederek söylüyorum, bu taksicilerin dağdaki teröristten bir farkı yok. bunlarla ilgili çok ciddi yaptırımlar gelmediği ve uygulanmadığı sürece daha çok rezilliklerini görürüz.

  • başlık aslında "antalya'ya gelen ukraynalı sığınmacıların çöp toplaması" olacaktı ancak karakter sınırına takıldı.

    savaştan kaçıp ülkemize sığınan birkaç ukrayna vatandaşı teşekkür etmek amacıyla antalya'da sahile atılan çöpleri toplamaya başlamışlar.

    açıklamada ise şöyle yazıyor:

    "merhaba, benim adım kate. 24 yaşındayım ve ukraynalıyım.
    fotoğraftaki diğer birçok insan gibi ben de anavatanımdaki savaş nedeniyle antalya'ya geldim.

    insiyatif alıp kısmen de olsa antalya'nın kirli alanlarını temizlemeye karar verdik. hedefimiz:

    - öncelikle, türkiye'ye ve türk halkına destekleri ve misafirperverlikleri için teşekkür etmek.

    - ukraynalılara burada sadece misafir olduğumuzu hatırlatmak ve buranın yerlilerine saygı göstermek.

    - ukraynalıların bir avrupa milleti olduğunu göstermek.

    aynı zamanda inanıyorum ki açık ukraynalı kalplerimiz ile dünyada binlerce kalbi ısıtacağız."

    sığınmacı var, sığınmacı var. işin ironisi bizim iyi bakamadığımız sahillerimize savaştan kaçıp gelen insanların sahip çıkması.

    görsel

    görsel

    linkedin postu

    edit: link eklendi

  • 11 yaşındaki ege ile the truman show izledikten sonra uyku öncesi muhabbet...

    romica: iyi geceler egeman, ayyyy, ağzımdan kaçtı, neyse itiraf edeyim o zaman...
    ege: tabi tabi itiraf et
    romica: ege, canım benim, yıllarca seni kandırdık, ben senin gerçek anan değilim, bak şu lamba da kamera el salla bakayım, bu aslında the egeman show!
    ege: ancak senden beklenir!
    romica: ne beklenir benden?
    ege: zevzek zevzek espriler!

  • osmanlı imparatorluğunun az bilinen çöküş nedenlerinden biri. özellikle 18. yüzyıldan sonra vergileri alanlar ile vergiyi verenler arasındaki ilişkinin cılkı çıkmıştı. vergisel ilişkiler cıvımıştı. abdullah efendi buğdayını ver, raci efendi bulguru ver, nurllah efendi patatesi ver, pelin hatun'a gelince "pelin zorlanacaksan bu seferlik verme ya sen, sonra verirsin önemli değil". ya önemli değil... gitti işte devlet.

  • hmm, başarılı...

    ulan köy kahvaltısı yapıyoruz, adam domatesten bir ısırık aldı ve bunu söyledi.