hesabın var mı? giriş yap

  • 2019 kurban bayramı sebebi ile deneyimleyip, kolay yoldan beni yazlığa ve denize ulaştırmış olan otoyoldur.

    sorun yok mu ? yavrum türkiye 'de yaşıyorsun olmaz olur mu ?

    * hgs/ogs yazan gişeye, daha az kuyruk var diye, nakit ödeme için yanaşan organizmalar. size söyleyecek bir şey bulamıyorum. çünkü artık sizi anne rahmine geri koyamayız. sizi tekrar eğitmek, çok ciddi ekonomik bir külfet olacak. üstelik garantisi yok. başka ülkeye de iteleyemiyoruz.
    o gişenin camını açıp, orada para kabul eden şirketin gerzekliği. oysa, burada nakit almıyoruz, en yüksek ücret tarifesi ile cezanız posta adresinize gelecek dese, ne kadar harika olur.
    * bursa il sınırlarında seyahat ederken, çok ciddi bir otomobil kullanma özürlüsü yola peydah oluyor. bu arkadaşlar, sanırım bursa oto sanayi esnafı. tamirden çıkan aracı test etmek için son model bmw ve mercedesleri sıkıştırıyorlar, önlerine kırıyorlar. daha önce, (bkz: bursa'daki şoförlerin sinyal vermeme nedeni/@hosvelkam) sebebinden şüphelendiğim bir durum var. ha evet, (bkz: anasini siksen durmaz) araçlar yine bu bölgede.
    * köprü, viyadük ve diğer anayol bağlantılarında, yolda sizi hoplatacak kadar büyük bombeler var. süratli giderken, dört teker yerden kesilme veya alçak arabaların altının sürttüğünü çok gördük.
    * sol şeritten gitmeyin. çünkü sol şeritte, gerçekten haberlerdeki bilgi doğru mu diye, istanbul-izmir arasını 3 saatte almaya çalışan, mercedesler, bmwler ve şirket araçları var. (beyaz toyota, beyaz megane vs.) bu araçlardan daha üst segmentte aracınız varsa, elbette sizi tutan yok. ama en sağ şeritte tertemiz ve sakin gidebiliyorsunuz.
    * orta şeritte 100km/h sabit hızla gidenlerin sayısı az ama varlar. neden, en sağ şeridi kullanmıyorsun dayı ??
    * yol yeni açıldığı için, yol kenarı dinlenme tesislerinin bir çoğu sadece benzinlik modunda. bir kaç aya kalmaz, süper restoranlar ve dinlenme alanlarına evrilecekler. ancak, yola çıkarken depoyu dolu tutmak elzem olacaktır.
    * yol kenarındaki dinlenme alanları, kara sinek istilasında. belki zamanla azalır.
    * çoğu noktasında telefon çekmiyor. zamanla, yol kenarındaki dinlenme tesislerine, baz istasyonu montajı yapıldıkça, bu sorunun da ortadan kalkacağını düşünüyorum

  • bulletproof coffee yani kurşun geçirmez kahve, mct yağı veya ghee ile harmanlanmış bir kahve çeşididir.

    hareket performansı bakımından düşük sayılabilecek bir güne başlarken tüketmek için fazla kalorili olan ancak enerji desteğine bolca ihtiyaç duyulan bir günde büyük destekçiniz olacak kahvedir. ketojenik diyet için günlük yağ miktarı alımında destekleyici bir takviye de olabilir pek tabii. ancak düzenli olarak kullanımda ya da günde birkaç fincan tüketimde kilo alma eğilimi gösterme olasılığı bir hayli fazladır. bu açıdan tüketme sıklığını kontrol etmek mühim.

    bizim bu kahveyi tükettiğimiz günler ise koşuya çıkacağımız sabahlar oluyor. verdiği enerji gerçekten yadsınamaz. koşu performansına büyük katkı sağlıyor ve çok uzun bir süre yeme isteği oluşturmuyor. koşup uzun süre açlık halinden sonra ilk öğünde bile aslında tamamen aç olmadığımızı hissediyoruz. zaten yapılan çalışmalarda bunu destekler nitelikte. ortalama 250 kalori kurşun geçirmez kahve , sade kahveyle karşılaştırıldığında tokluk hissini artırıyor ve 3 saat sonra gerçekleşecek olan yiyecek tüketiminde azalmaya neden olduğu görülüyor.

  • volvo öncelikle hem sağlamlığı hem de güvenlik teknolojileriyle ünlüdür.

    otomobilleri gerçekten kaporta olarak sağlamdır (bkz: isveç çeliği) ki zaten önceki entrylerde kaporta sağlamlığı değerlendirilmiş.

    ayrıca başta emniyet kemeri olmak üzere, günümüzde güvenlik üzerine euro ncap in onayladığı çoğu teknolojinin mucidi olan firmadır. son olarak 2009'dan beri üzerinde çalıştıkları city safety teknolojisini dünyaya sunan firma olmaları bile güvenlik üzerine ayırdıkları zaman ve bütçenin göstergesidir.

    öte yandan 2020 mottosunun "hiçbir volvo ölümlü kazaya sebep olmayacak" -cümle tam doğru olmayabilir- olduğu doğrudur.

    bu değerlendirmeyi yaparken öncelikle içinde bulunduğunuz aracın sizi güvende hissettirmesi gerektiğine inanıyorum. ayrıca volvo alan adam zaten hız yapmaz, kurallara dikkat eder vb. önermeleri çürütmüş bir babaya da sahibim ki; kendisi zamanında 2001 model bir volvo s40 ile bariyerlere girmiş, 6 hava yastığı bulunan aracın ön iki 2 hava yastığı açılmış ve çok şükür ki babam içinden burnu dahi kanamadan çıkmıştır. onun dışında aracın kaporta hasarı çok net olmasına rağmen şasesinde göçük yok denecek kadar azdı.

    demem o ki; kendi çarpışma test merkezlerini kurup, ulaşabildikleri ciddi volvo kazalarını inceleyen bir markanın güvenliğine "geyik" demek mantıksızdır.

    not: volvo şirketiyle hiçbir bağlantım yok. bizimkisi sadece tutku..

  • biz orta asya'da mis gibi takılıp kımızımızı içip ata binecektik. her yer ova dümdüz, oh doğayla iç içe takılacaktık. bok vardı oradan kalktınız geldiniz de bula bula bu dandik anadolu coğrafyasını buldunuz yurt edinecek. ne depremi biter, ne afeti biter, ne savaşı biter, ne arabı biter, ne yunanı biter, deli olursun! sizin ben vizyonunuzu skeyim ata gibi! aq göçebesi otursana oturduğun yerde, sanki bana amerika'yı keşfedecekte yeni dünya'da alemlere akacak!

  • mantıksız bir hesaplama.

    300bin tl karşılığında 30 yıl konaklama hizmeti almakla, 300bin tl karşılığında mal sahibi olmak nasıl karşılaştırılıyor anlayamadım. ev senin oluyor, istediğin zaman satarsın birikimin boşa gitmez. hele ki ev sahibine hiç gitmez.

    ev almak ancak şu şekilde mantıksız olabilir. eve vereceğiniz nakit paranız vardır, fakat bu parayı eve yatırmak istemezsiniz. parayı kullanırsınız. paranızla para kazanırsınız. yani ticari zeka işlerine girersiniz. o zaman anlarım.

    lakin; memursan, maaşlı çalışansan ev almak her türlü mantıklıdır efendim. en kötü; al başkan evi kiraya ver, kendi borcunu ödesin.

  • öyle bir ülke düşünün ki adalet anlayışı; karşı tarafın ayağından asılmak olsun. yoksa kimsenin hak hukuk falan tınladığı yok. mesela şu mantık var "yahu ben çalınca hapse giriyorum ama onlar çalınca bir şey olmuyor". baştaki insanların hırsızlığını bile kendi yapamadığı için eleştiriyor yani. kendisi de çalabilse o zaman o insanların yaptığını görmezden gelecek. %50 gibi yani. kendileri de fırsat buldukları zaman çalmaktan çekinmedikleri için bazılarının hırsızlığını "çalıyor ama çalışıyor" diye savunuyor.

    evet bu örnekler ters ve konu ile pek alakasız gibi ama aynı durum olumlu şeyler için de geçerli. bir takım insana uygulanan pozitif ayrımcılık sırf kendisine uygulanmadığı için "bu nasıl adalet ben işe giderken onlar yatmasın evde" şeklinde feryat ediliyor. evet haklısın ortada bir haksızlık var ama bu haksızlık o insanların evde yatması değil senin bu olumsuz hava şartlarında işine zorla çağrılıyor olman. yani örneği ters veriyorsun. şu şekilde söylesen anlarım; "ben de insanım ve insanca muamele görüp insan gibi çalışma şartları istiyorum. nasıl ki öğretmenler olumsuz hava şartlarında evde yatıyorsa ben de bu olumsuz havada canım pahasına dışarı çıkmayı istemiyorum. adalet istiyorum ve insanca muamele görmek istiyorum."

    ama çıkıp "herkes benim gibi hayvan muamelesi görürse adalet sağlanır" diyorsan bu işte bir terslik vardır.

    not: öğretmenim. şu an okuldayım(teneffüs) evim çalıştığım okuldan tam 70 km uzaklıkta. toplu ulaşım gibi bir şansım yok ve arabamla gidip geliyorum. ayda 650 tl yakıyor. bakım ve diğer masraflar hariç. saygılar.

    not 2: tüplü

  • bir arkadasin esinin anne babasina avrupa'da bir sehirden istanbul'a ucak bileti alirken daha ucuza geliyor diye biri icin ataturk'e digeri icin sabiha gokcen'e bilet almasi.