ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
-
an itibarı ile -bende- facebook'u çalımlamış, twitter'ı tokatlamış app.
dadından yenmiyor efendim.
işe giderken koşuya çıkan insanlar görmek
-
akıldan şu düşünceleri geçirendir:
-emeklidir.
-işsizdir.
-öğrencidir.
-izindedir.
-sporunu yapıp, kahvaltısını edip işe öyle gitmiyordur heralde.
-kesin işsizdir.
-hem benden geç işe gidip hem de daha çok kazanmıyordur di mi lan?
-lütfen kazanmıyor olsun lan.
-o da işten çok geç çıkıyordur kesin.
neyse ki işe vardığınızda düşünecek daha iğrenç şeyleriniz olacak.
başbakanın duygu durumundan endişe ediyoruz
-
türk tabipleri birliğinin bugün yaptığı basın duyurusunun başlığıdır.
biz de. biz yani, berkinin, burakcanın, ali ismailin, ethemin, mehmetin aileleri. gezide yaralanan, hakarete uğrayan, taciz edilen herkes.
başbakan erdoğan’ın duygu durumundan
endişe duyuyoruz!
“gezi olaylarını faiz lobisi çıkardı.”
“dolmabahçe camii’nde içki içtiler.”
“benim başörtülü bacılarıma saldırdılar.”
başbakan recep tayyip erdoğan’ın gezi direnişi’nden bu yana kullandığı ayrıştırıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı dili hekimler olarak kaygıyla izliyoruz.
dün gaziantep mitingi’nde berkin elvan’la ilgili söylediklerini dinlediğimizde ise dehşete kapıldık.
normal/de hiç kimse çocuklarını kaybetmiş iki aileyi karşı karşıya getirmeye çalışmaz.
normal/de hiç kimse ekmek almaya giderken polis tarafından başından vurulan, 269 gün ölümle pençeleştikten sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki bir çocuğu terörist ilan etmez.
normal/de hiç kimse oyun çağında öldürülen bir çocuğun mezarına konan oyuncak misketleri “demir bilye” olarak çarpıtmaz.
normal/de hiç kimse daha iki gün önce evlâdını toprağa vermiş bir anneyi miting meydanında yuhalatmaz.
bizler hekimiz.
insanın bin bir ruh halini, bin bir duygu durumunu biliriz.
başbakan erdoğan’ın duygu durumundan endişe duyuyoruz.
fevkâlâde endişe duyuyoruz.
kendisi, çevresi, ülkemiz adına endişe duyuyoruz.
endişemizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
türk tabipleri birliği
merkez konseyi
http://www.ttb.org.tr/…/haberler/basbakan-4447.html
geççek
-
bu şarkının amacı kıpır kıpır oynatmak değil, akp denen kötülük ve nifak imparatorluğunun bittiğini müjdelemektir. milenyumun çav bellası böyle olur.
toma arkası yazıları
otomatik araç sevmiyorum diyebilen sürücü
-
arabanın her parçasını kendisi kontrol etmek isteyen, hisli sürücüdür. şimdi mesela motordan çıkan gücün lastiklere iletilmesinde sürücünün bir etkisi var mı? yok. peki ben ne yapıyorum? daha parktayken, arabanın pistonlarını ellerimle çeviriyorum, arabaya hükmetmek mükemmel bir his. arabanın fren disklerini sürücü mü sıkıyor? hayır. peki ben ne yapıyorum? sürücü koltuğunun altından açtırdığım tünel ile acil olmayan frenlemelerde, sol lastikteki fren diskini elimle sıkıyorum, kontrol çok önemli. bazen fren diskini sıkıp, bırakıp, sıkıp, bırakıp abs etkisi bile yaratabiliyorum. bütün bunların yanında vitesim tabi ki manuel. araba üzerinde ancak böyle hakimiyet kurabiliyorum. ayrıca sürekli esp kapalı geziyorum, bir lastiğe kısa süreli frenleme gidecekse, onu da ben yaparım.
uyuyakaldığı için kavimler göçü'nü kaçıran adam
-
çok talihsiz bir insan. gece çok geç yatmış, ''ya neyse 3 saat uyurum, kalkar göçerim'' diye düşünmüş. ama uykusu ağır belli ki, uyanamamış, çok yorulduysa demek ki yığılıp kalmış herif.
sonra bir uyanıyor ki, eş, dost, hısım akraba göçetmiş, onların yerinde başka başka herifler, başka başka tipler. ''ulan ben vizigottum yaa, bu hunlar nerden çıktı şimdi'' diyor, adamların dilini bilmiyor, kültürünü bilmiyor, çok zor...
''kalabalıklar içinde yalnızım'' derler ya, işte o yalnız bu heriftir.
iş yaşamında yapılan en büyük hatalar
-
benim değil ama bi arkadaşımın yaptığı ise 5 kısılık japon kafilesini başlarında rehber olmadan kıbrısa tura gönderecekti.. gerizekalı andaval ucak biletini kesen kız ercan havalimanının ecn olan havalimanı kodunu erc diye kesiyor bilete bakmıyor ve garibim 5 tane japon bi başlarına erzincana gittiler.
japonlarla iş yapanlar bilir ki bu insanlar cok fazla sorgulamazlar kendilerine soyleneni yaparlar.. bunları havalimanına bırakacak olan sofor dıs hatlara bırakıyor ama yocular iç hatlara gidip bi güzel erzincan a gittiler.
kimse de dememiş ki aga bu nedir.
yaran behzat ç. diyalogları
-
8. bölüm. hayalet ve akbaba ana okulunun bahçesinde bir öğretmeni sorgulamaktadırlar. olaylar gelişir;
çocuk : senin adın ne ?
hayalet : benim adım? benim adım sabri.
çocuk : senin adın ne ?
akbaba : ismet. senin adın ne ?
çocuk : benim adım alaaddin.
akabinde;
akbaba : senin adın sami değil miydi lan ?
hayalet : sen yine iyi hatırlıyon ha. ben hiç hatırlamıyorum. ismet ne lan ?
akbaba : yürü lan yürü...
kanser ilaçları dahil tüm ilaçlar ücretsiz olacak
-
miadı dolmuş ilaçları, yeniden ambalajlayıp ''alın amk fakirleri'' edasıyla hayır yapılacakmış gibi bir his var içimde.
cuma akşam eve girip pazartesi sabaha dek çıkmamak
-
üç çeşit kurabiye, yeterince demli çay, 10 sezon friends ve büyük lcd televizyonlardan biri ile dünyada cenneti yaşamanın en güzel yollarından biridir.