hesabın var mı? giriş yap

  • memleket toprağı söz konusu olunca, değil peşmerge'ye yol vermek, bunların ağababası amerika'ya bile orta parmak işareti yaparak dehlemesidir. bunu hem gençliğinde kıbrıs harekatına karar vererek, hem de yaşlılığında 2. körfez savaşında komşusuna saldırmak isteyen amerika'ya yol vermeyerek yapmıştır. bir beyzbol sopasıyla hizaya gelip, sabah söylediğini akşam yalayan çakma liderlere nazire olunur.....

  • "tsukuru tazaki, üniversite ikinci sınıftayken, temmuz ayından ertesi senenin ocak ayına kadar neredeyse sadece ölmeyi düşünerek yaşadı."

    bu ilk cümlesiyle yakalıyor okuyucuyu, bitinceye kadar da bırakmıyor. tsukuru niçin renksiz, hac yolculuğunu nereye yapıyor, anlayınca, uzun zamandır üstüne düşündüğü şeyi hatırlamış gibi oluyor insan.

    okurken niyeyse, yağmurlu, nemli, ılık ve yeşil hissettirdi murakami bu kitabıyla.

  • bazen enteresan şeyler de öğreniyoruz bu güldürü anılarından..

    "malumdur dersanelerde okumanın neşvesinden gelen bir şevkle güreş yapılır."..

    "okumanın neşvesinden gelen şevkle güreş yapmak" nedir, nedendir? ayı yavrusu musunuz lan siz?

  • söylenene göre los angelesa gittiğinde , los angeles artık bir tanrı bir de krala sahip demiştir. bunu lebron james i kastederek söylemiş. lebron ise buna karşılık bir formasını zlatan’a göndermiş.
    normal insanlar formayı alıp instagrama filan koyar kendi formasının yanına, kendi formasını da karşı tarafa gönderir.
    lakin zlatan bildiğimiz gibi deli olduğu için , lebronun gönderdiği formayı imzalayıp kendisine geri göndermiş.

    edit: los angeles ,welcome to zlatan. afaghdhs…

  • ben bu adamı çok seviyorum. sevdiğim için de kendisini uyarmak istiyorum: bak vedat abi, gözünün yağını yiyeyim şu yöresel ustaların hiçbir şey anlamadığı muhabbetleri kısa tut.

    gidiyorsun rizeli kuru fasulyeciye virginia'daki hububat üretiminden bahsediyorsun, diyarbakır'daki paçacı fazıl'a fransa'nın güneyinde koyunun yanağını nasıl pişirdiklerini anlatıyorsun, çanakkaleli balıkçıya "italyan köylerindeki ancelotti dolması da buna benzer" diye muhabbet açıyorsun, urfalı kebap ustasına marsilya sığırların beslenme saatini anlatıyorsun. allahını peygamberini seviyorsan kısa tut şu muhabbetleri ya da hiç açma... adam yöresel adam vedat abi, ateşin harında dura dura yaz sıcağında zebani siniri yapmıştır o. bir de "televizyoncular gelecekmiş" stresi... valla bir gün milano danası, lancaster koçu, paris billuru derken konuştuğun ustaya/tükkan sahibine balatayı contayı yaktıracaksın. tamam izleyiciler öğrensin diye de açıyorsun bu muhabbetleri ama karşısındaki ustayı da düşün. sen "kosta rika'da koyunun kellesini meşe odunuyla tütsülerler", "güney carolina'yda koçun yağlı kısmını ekmek arası ederler" derken sırf kibarlıktan "doğrudur efendim" diyen adamın dramını düşün. düşün ve insafa gel.

    vedat abi seni seviyorum ama tehlikedesin bunu bil...

  • televizyondan;

    muhabir; servet, gecen hafta magazin basınında cıkan resimlerin bayan hayranlarını oldukca üzdü.
    servet; sanmıyorum bayan hayranım oldugunu .

  • “cumhuriyet tarihinin gördüğü en alçakça, en adice hem de planlı ve organize sosyal medya saldırısından bizi koruyan bizi savunan yurtseverlere çok teşekkür ederim”

    bu dil bir yerden tanidik geliyor ama nerden? her hosuna gitmeyeni vatan haini olarak yaftalayanlarla ilginc bir paralellik var.