hesabın var mı? giriş yap

  • çıkarması çok güç olarak bilinen leke. doğru yöntemlerle yine de mümkün. ancak temizliğe başlamadan önce şarabın lekelediği kumaşın cinsinin önemli olduğunu unutmayın ve kumaşa zarar verebilecek işlemlerden kaçının.

    öncelikle unutmayın, kırmızı şarap lekesi çıkartılırken asla sıcak su kullanmamalısınız. sıcak
    su lekenin kumaşa yayılmasına neden olacaktır.

    yeni oluşmuş bir lekede şu işlemleri yapmalısınız:

    şarap döküleli çok zaman geçmediyse ve hala ıslaksa, lekenin üzerine müdahale etmeden önce tuz dökün ve bir süre bekletin. tuz lekenin kumaşa yerleşmesini engelleyecektir. daha sonra tuzu vakumlayarak temizleyin ve ıslaklık yok olana kadar bu işlemi tekrar edin.
    leke hala duruyorsa üzerine bir miktar beyaz şarap dökün. bu işlem lekenin renginin kaybolmasını sağlayacaktır.
    sonrasında kuru bir bezi lekenin üzerine koyun ve bezin kumaştaki lekeyi çekmesini sağlayın. elinizdeki bezin üzerine hiç leke çıkmayana kadar bu işlemleri tekrar edin.

    kurumuş şarap lekelerini çıkarmak biraz daha zahmetlidir. burada da yapmanız gerekenler şunlar:

    lekenin üzerini kaplayacak şekilde soda dökün. bu kurumuş lekenin hareketlenmesini ve çözülmesini sağlayacaktır.
    ardından kuru ve temiz bir bezi lekenin üzerine yavaşca bastırın. ve bezin üzerine hiç leke gelmeyene kadar işlemi tekrarlayın.
    soda ve şaraptan kalan artığı temizlemek için ılık su ve hafif deterjan karışımı ile kumaşı temizleyin.
    lekenin hiç kalmadığına emin olduktan sonra kumaşın üzerine kuru bir kağıt havlu ve onun da üzerine ağırlık (örneğin kitap) koyarak bir gece bekletin.
    sonrasında leke tamamen çıkmış ama hala ıslaklık varsa, kurutun.

  • babam tüm işleri batırmış çekmiş gitmiş. annem işsiz, abim askerde. ben ortaokula gidiyorum kardeşim ilkokula gidiyor.

    mevsim yaz okullar tatil hava cehennem sıcağı. eve gelen icraların haddi hesabı yok sonunda evden çıktık bir tanıdığın yanına yerleştik geçici süre için. rahatsız etmeyelim diye sabahın köründe çıkıyoruz evden akşama kadar deli gibi dolanıp duruyoruz. karnımız aç cebimizde 5 kuruş yok. akşam eve dönünce önüme konan yemeği yemekten utanıyorum. sürekli midem ağrıyor.

    bir gün bi baktım annem abimin yeni sayılabilecek gömleklerini ütülüyor. neden ütülüyorsun abim yok ki dedim, gelince hazır olsun diye dedi. dünya saçması geldiyse de bir şey demedim. aradan birkaç gün geçti bir sabah bir baktım annem elinde abimin gömlekleriyle dışarı çıkıyor, bir işim var siz bekleyin yarım saate dönerim dedi çıktı. 1 saat sonra elleri boş geldi. hadi ayakkabılarınızı giyin çıkıyoruz dedi.

    hatırlayan vardır mutlaka eskiden mudurnu chicken vardı tavuk döneri meşhur. oraya gittik. annem bize tavuk suyuna çorba söyledi. kendine söylemedi. iştahla 2 kaşık aldım canım nasıl çekiyor ama midemin ağrısından içemiyorum. biraz bekliyorum geçer diye yok. su içiyorum yine bekliyorum. geçmiyor. içemedim. ve o gün o çorbayı içemediğim için 2 gün ağladığımı hatırlıyorum.

    velhasıl üstünden yıllar geçti, çok şükür herşeyi toparladık hepimiz okuduk meslek sahibi olduk. annem abimin gömleklerini satıp aldığı için midir, aylarca çektiğim mide ağrısından mı bilinmez ama hala tavuk suyuna çorba içemem.

  • şu kalabalık istanbul'un yoksul, getto semtlerinden birinde toplanmış olsa muhtemelen moda sahilde tepinen videodaki bu embesil kitle etmedik laf bırakmayıp, cahillikten dem vuracaktı.

    görüldüğü üzere gerizekalılığın semti yok. yani aşı bulundu, ilaç halloldu virüs mü bitti? lan ne salak insanlarsınız siz.

  • "doktorların doktoru metin abimiz" dedi acun.
    adam 120 gün kırık çıkık yanık yırtık bulantı grip herşeye su ve buzla müdahale etti.
    gururlu edit :
    bu sene doktor sprey kullanıyor.
    ekşinin gücü :)

  • belit: bi dakka anne şu filmlere bi bakıyım...
    anne: korsan diil mi kızım bunlar?
    belit: evet ööle, bi dakka bişeye bakmaya çalışıyorum...
    anne: (satıcıya döner) hmm, demek korsan bööle oluyomuş.
    satıcı: biz diiliz hanımefendi cd'ler korsan...
    anne: haa...

  • avrupa'nın türkleri dışarıda tutmak için bulduğu çözümlerden birisidir. domuz yemeyen türkler ülkelerine giriş yapmasın diye sabah akşam her yeri domuzlu ürünlerle bir güzel kokutuyorlar. hatta teşvik amaçlı belediyeler evlere bedava domuz eti gönderiyor. yoksa yedikleri yok ha, sırf şekil olsun diye ürünlerini satın alıyorlar.

    not: hatta bu sabah tren istasyonunda gördüm. temizlik görevlisi kılığına girmiş bir tip yerleri domuz yağı ile silip bir yandan da üstlerine "işlem tamam hans" diye onay veriyordu. "ooooh biraz da şuraya domuz süreyim", "hmmmmh şuraya da domuz koyayım".

  • e ne yapalim? yillarca kaymagini yerken sesiniz cikmadi da simdi ayni sefaya devam edin diye halk olarak bir de sizin zararinizimi karsilayalim? ne guzel dunya oh valla. ticaret yap, kar ederken ses çıkarma ama zarar edince bindir halkin sırtına.

  • arkadaş: katılalım mı? (kim milyoner olmak ister)
    ben: katılalım abi nolcak.
    arkadaş: olum sosyal medya fobisi var bende.
    ben: ?
    arkadaş: ilk soruda elenip toplumdan tepki almak var.

    başka bir arkadaşla;

    arkadaş: telefon jokeri de önemli bence.
    ben: orada sıkıntı var abi. kim çıksa ''ahmet'i arayalım kendisi ressam, ayşe'yi arayalım kendisi öğretmen'' falan diyo. var mı bizde öyle çevre?
    arkadaş: .....
    ben: yok... ahmet beyi arayalım. ne iş yapıyor? hiç. öyle, mahalleden.

  • maç öncesi "neden olmasın?" diyen galatasaraylılar vardı. neden olsun? neden olsun lan? kadro planlaman yanlış, oyuncularının paralarını ödememişsin takımının yarısı sene içinde kaçmış gitmiş, basketbolun karanlık yüzü olan koçun kah oyuncusunu tokatlamış, kah uluslararası krize neden olmuş, yenilmez armada zannettiğin takım el'de averaj takımı olmuş, ligde desen 15 g 15 m ile son anda play-off'lara kalabilmiş. karşı taraf tam aksine her şeyin doğrusunu yapmış, avrupa'nın en iyi koçuna sahip, kendi salonu var, belli bir oyun sistemi var, oly'lere, barca'lara, cska'lara kafa tutmuş f4 yapmış, o kargaşada bir de lig lideri olmuş. neden olsun lan? bu kadar mı ucuz bu kadar mı emeksiz bu memlekette işler? azıcık haddinizi bilin arkadaş ya. ha bir de efes'e gözünüz gibi bakın, önümüzdeki yıllarda tıpkı eski günlerde olduğu destekleyeceğiniz ilk takımınız o olacak çünkü.