ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
soğuk suyla yıkanmak
-
uzmanlar soğuk su ile yıkanmak daha sağlıklıdır, cildi güzelleştirir, kalp krizi riskini azaltır diyerek tavsiyede bulunuyor. hadi soğuk suyla yaz günü, dışarısı 40 dereceyken bir nebze olsun yıkanmak mümkün oluyor ama bu işi şu mevsimde yapmak cidden zor. buz gibi su değince vücuda affedersiniz insanın siki, taşağı kayboluyor büzüşmekten. dün banyo yaparken kombi arızaya geçip, kapatmış ateşlemeyi. köpüklü köpüklü kalmayayım diye devam ettim buz gibi suyla yıkanmaya, iki gün oldu hala ısınamadım.
18 temmuz 2022 kyk faizlerinin silinmesi
-
bu ülkede neden borcunu vaktinde ödeyen insanlara bir kıyak geçilmiyor anlamış değilim!
27 temmuz 2017 istanbul yağmuru
-
galiba helak oluyoruz, çok heyecanlıyım.
izmir'de yavuz bingöl sokağı adının değiştirilmesi
-
narlıdere'de gerçekleşen basit ama anlamlı olay. yeni adı ne mi olmuş? tabiki berkin elvan
haber linki
2019 avrupa ile vize serbestisi
-
(bkz: cem uzan'a hapis şoku)
ibb'nin piknik alanında tüpü bile yasaklaması
-
çok güzel yapmışlar, elleri dert görmesin dediğim hadise
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
eğitim sırasında şarjörünü kaybeden asker son derece ciddi söylemiştir;
"- fazla şarjörü olan var mı?"
nokia şarj aleti soruyor sanki anten.
türkiye'yi atom bombasıyla yeryüzünden silerim
-
(bkz: sen kim'sin ya)
stanley kubrick
-
akira kurosawa'nın en iyi 100 film listesinde barry lyndon 73. sırada. (uyarı geldi, liste kronolojik. haliyle sıranın önemi yok.)
steven spielberg'e göre kubrick ve 2001 a space odyssey.
woody allen, 2001 a space odyssey'i ilk seyrettiğinde beğenmediğini, hatta hayal kırıklığına uğradığını, daha sonraki izlemelerinde ise fikrinin tamamen değiştiğini vurguluyor.
richard linklater, 2001 a space odyssey'in sinemaya adım atmasındaki etkisinden bahsediyor.
michael mann, dr. strangelove'ı görene kadar sinemaya ilgi duymuyormuş.
martin scorsese'nin ağzından kubrick ve 2001 a space odyssey.
federico fellini'nin en favori 10 filmi listesinde 2001 a space odyssey.
david lynch, kubrick'in kendisi için öneminden, kendisini nasıl cesaretlendirdiğinden ve favori kubrick filminin lolita olduğundan bahsediyor.
terry gilliam, spielberg ile kubrick'i kıyaslarken, spielberg'ün izleyiciye doğru olanın ve düşünmesi gerekenin ne olduğunu dikte etmeye çalıştığını, kubrick'in ise 2001 a space odyssey ile bunu izleyicinin inisiyatifine bıraktığından bahsediyor.
luis bunuel, my last breath adlı kitabında favori filmlerinden birinin paths of glory olduğundan söz ediyor.
takeshi kitano'nun top 10 listesinde iki kubrick filmi: 2001 a space odyssey ve a clockwork orange.
wes anderson, moonrise kingdom'dan sonra verdiği bir röportajda kubrick'ten favorilerimden biri şeklinde bahsediyor.
sidney lumet'in favorilerinden biri de 2001 a space odyssey.
spike lee, etkilendiği 87 filmi liste olarak paylaşmış. listede paths of glory, spartacus ve dr. strangelove gibi 3 kubrick filmi var.
david fincher da peçeteye not yazanlar kervanına katılmış. fakat onunkinde favori filmleri var, aralarında kubrick'in dr. strangelove'u göze çarpıyor.
lars von trier, kendisi için bir şeyler ifade eden film olarak barry lyndon'ı belirlemiş. yalnız trier'in ilk cümlesi çok ilginç: "barry lyndon'ı izlemek, çok leziz bir çorba içmek gibi"
alex proyas da 5 favori filmini açıklamış, dr. strangelove listede.
paul thomas anderson en sevdiği filmlerden bahsederken the killing, paths of glory ve spartacus gibi 3 kubrick filmini örnek gösteriyor ve adeta dostoyevski'ye selam çakıyor: "hepimiz kubrick'in çocuklarıyız."
-----
bunların dışında favori filmlerinden, yönetmenlerinden hiç bahsetmeyenler, kubrick'in filmlerine dönem itibariyle denk gelmeyenler ve denk gelseler dahi kubrick'ten etkilendiğini söylemeye gerek duymayanlar da mutlaka vardır. onları bulabilmemiz mümkün değil.
bütün bunların ışığında, hemen herkesin @2 olup laf sokmaya çalıştığı şu ortamda birileri kubrick'i sevse ne, sevmese ne yahu? gerçi üşenmeyip yukarıdaki linkleri bulduğuma göre kendimle de çelişiyorum. he deyip geçmek lazım aslında.
arayüz fırçası
-
muhteşem bir icat.
dandik telli bir plastik parçasının, kullanımı bu kadar kolay ve ağzı bu kadar ferahlatan bir şey olması çok acayip. tepe'nin 0.4 ve 0.5 mm olanını kullanıyorum. bazı dişlerimin arasında neredeyse hiç boşluk yok; iple bile zorlanırken, bazen diş etimi kanatırken 0.4 olan arayüz fırçasıyla bunu hiç yaşamadım.
diş ve ağız sağlığı için pek çok ürün kullanıyorum. hem kendime saygım var, hem de başka insanlara bununla zulmetmek bana çok çirkin geliyor. arayüz fırçası ve ağız duşu listenin en tepesinde. lüzumsuz gibi görünen/algılanan ama bir kez alışınca varlıkları aranan diş bakımı nesneleri kesinlikle!
dişlerine düzenli bakmayıp da adını bilmediğim bir sürü işleme maruz kalmayı tercih eden, o işlemlere yığınla para döken, üstelik hayatındaki insanlara da zerre kadar saygısı olmayanları asla anlamayacağım. diş bu ya... neanderthal misiniz siz!
the queen's gambit
-
diziyle ilgili eklemek istediğim bir bilgi:
dizinin sonlarında harmon'ın, kiliseden gelen parayı reddettiği bir bölüm var. izlerken, 'niye böyle bir şey oldu ki?' diye kendime sordum, 'jolene'yi yüceltmek için' desek, değil. 'böyle bir açıklamanın altına imza atmıyor' desek, harmon'ın dizinin geri kalanında bununla ilgili bir derdini izlemedik ama peki karakterinden kaynaklı diyelim. yine de tam olarak oturmuyor. bunun nedenini diziyi bitirdikten birkaç gün sonra öğrendim.
harmon'ın gerçek hayattaki karşılığı bobby fischer, rusyadaki turnuvaya giderken kilise desteğini alıyor ve turnuvaya yanında bir papazla gidiyor. fischer, harmon'a sunulan 'komunizm ve ateizmle savaşıyoruz' bildirisine inanıyor, rusları canavar ve düşman olarak görüyor. turnuva başlıyor, finalde fischer ve spassky karşılaşıyor, fischer, spassky'i yeniyor, hem de baya bi geriden gelerek yeniyor. spassky bunun üzerine, ayağa kalkıp fischer'ı alkışlamaya başlıyor, seyirci de spassky ile beraber alkışa katılıyor. fischer, bu durumdan o kadar etkileniyor ki, sahnede kalamıyor ve dışarı kaçıyor. daha sonra kendisine bu an sorulduğunda 'düşmanım olarak gördüğüm birinin bu davranışı bana çok fazla geldi' diyor. satrançta daha önce yaşanmamış bir an bu 'alkışlama anı'. fischer, bu andan sonra kendisinin de aslında amerikan hükümeti tarafından kullanılan bir piyon olduğunu anlıyor. hayatı boyunca satranç oynayan, master olan bir adam, piyon olduğunu fark ediyor. bu aydınlanma ona ağır geliyor ve şampiyonluğunu reddediyor, göz önünde olmaktan kaçıyor, en sonunda da yurt dışına çıkıyor, 64 yaşında izlanda'da vefaat ediyor. queens gambit'te, harmon'a kilise teklif yaptığında, harmon'ın reddetme nedeni bu. harmon, fischer'ın pişmanlıklarını yaşamayacak. yazar, fischer'ı, harmon üzerinden kefaretle buluşturuyor.
stephen king
-
bugüne kadar;
48 roman yazdı. tamamı türkiye'de basıldı.
-the tommyknockers (altın kitaplar-şeffaf)
-the dark half (altın kitaplar-hayatı emen karanlık)
-black house (altın kitaplar-kara ev)
kitapları sahaflarda, diğerleri büyük kitap mağazalarında bulunabilir.
---------------------------------------------------------------------------------------------------
16 kısa roman yazdı. bunların tamamı türkiye'de 6 farklı kitapta (ceset, kuşku mevsimi, sis, maça kızı, geceyarısını dört geçe, kabuslar pazarı) yayınlandı. ilgili kitaplardan ceset sahaflarda, diğerleri büyük kitap mağazalarında bulunabilir. maça kızı, bizde tek bir öykü şeklinde basıldı. ceset'teki ilk öykü olan the body ve sis'teki ilk öykü olan the mist kısa roman sayılıyor. geceyarısını dört geçe, önce ikiye ayrılıp geceyarısını iki geçe ve geceyarısını dört geçe olarak basıldı, daha sonra birleştirildi. 2 kısa romanı da kabuslar pazarı toplamasında yer alıyor.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
7 kurgu dışı kitap yazdı. bunlardan yalnızca on writing türkiye'de altın kitaplar tarafından yazma sanatı adıyla basıldı. kitap, büyük kitap mağazalarında bulunabilir.
---------------------------------------------------------------------------------------------------
7 kitabı richard bachman mahlasıyla yazdı. bizde, the long walk ve the running man biraraya getirilip azrail koşuyor adıyla yayınlandı. bu kitap sahaflarda bulunabilir. the rage, ceset kitabının ikinci hikayesi. diğer 4 kitaptan (roadwork, blaze, the thinner ve the regulators) ateş yolu sahaflarda, diğerleri büyük kitap mağazalarında bulunabilir.
--------------------------------------------------------------------------------------------
106 kısa hikaye yazdı. bu hikayeler abd'de 8 farklı kitapta yayınlandı. bu kitapların bizdeki karşılıkları;
-night shift: 20 kısa hikayenin olduğu bu kitapta yer alan hikayelerin 11 tanesi, sahaflarda bulunabilecek olan, hayaletin garip huyları kitabında yer aldı. diğer 9 hikaye bizde basılmadı.
-skeleton crew: 19 kısa hikayenin olduğu bu kitapta yer alan hikayelerin 7 tanesi bizde altın kitaplardan çıkan ve büyük kitap mağazalarında bulunabilen sis adlı toplamada yer aldı. diğer 12 hikaye bizde basılmadı.
-nightmares and dreamscapes: 20 kısa hikayenin olduğu bu kitapta yer alan hikayelerin tamamı, inkılap yayınevinden çıkan ve ilk ve 3. cildi büyük mağazalarda, ikinci cildi sahaflarda bulunabilen rüyalar ve karabasanlar üçlüsünde yayınlandı. ayrıca 3. ciltte 1 şiir ve 1 kısa senaryo da yer almakta.
-everything's eventual: 14 kısa hikayenin olduğu bu kitap aynıyla bizde karanlık öyküler adıyla yayınlandı. büyük mağazalarda bulunabilir.
-just after sunset: 13 kısa hikayenin olduğu bu kitap bizde aynıyla karanlık çökünce adıyla yayınlandı. büyük mağazalarda bulunabilir.
-full dark no stars: 4 kısa hikayenin tamamı aynıyla bizde zifiri karanlık yıldızsız gece adıyla yayınlandı. büyük mağazalarda bulunabilir.
-the bazaar of bad dreams : 16 kısa hikaye yer alıyor. 2 şiir ve yukarıda bahsettiğim 2 kısa romanla birlikte toplamanın tam hali aynıyla kabuslar pazarı adıyla bizde yayınlandı. büyük mağazalarda bulunabilir.
not: yeni kitaplar çıktıkça güncellenecek.
not 2: bu entry ekşi şeyler'e de girmiş lakin bilgiler hala güncel değil. tembelliği bırakıp güncellerim yakında.
24 ağustos 2022 dar gelirliye destek paketi
-
''siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk.''
seçim olmasa dar gelirli akıllarına bile gelmeyecek kendilerini ve yandaşlarını beslemekten.
işsizliğe çözüm bulun, enflasyonu düşürün, insanca yaşamaya yetecek ücretler verin. açlık sınırının altında değil! bunları yaparsanız zaten insanların dar bir geliri ve borcu olmayacak
t: bir seçim yatırımı