hesabın var mı? giriş yap

  • okulda bir arkadaş anlatmıştı böyle bir yöntemi. kız epey bir güzel. eleman çekingen bir fotoğraf öğrencisi. kızın uzaktan fotoğraflarını çekiyor. bunun için ciddi bir mesai harcıyor.
    günlerce, haftalarca kızın yolunu gözlüyor.
    bazen kar yağıyor, sırf onun beyazlar içinde bir kardelen gibi yükseldiği bir kare için bekliyor.
    bazen yağmur, fırtına hiç dinmiyor, eleman yılmadan bekliyor...
    en sonunda kızın çok güzel bir karesini yakalıyor. çok doğal ve kızın tüm güzelliği, fotoğrafa yansımış... eleman o kareyi çerçevelettirip hediye paketi yapıyor.
    kız bir gün okulda yürürken, tüm cesaretini topluyor ve karşısına çıkıyor.
    şaşıran kızla hiç konuşmadan elindeki paketi veriyor.
    kız paketi açıyor, kendi fotoğrafına bakıyor...
    bir süre sonra kız hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.
    "hiç kimse benim için böyle bir şey yapmadı" diyor...
    olayı dinleyenler, heyecanla soruyor;
    ee peki sonra, eleman kızla sevgili oldu mu?
    anlatıcı yanıt veriyor...
    bizim eleman çok çirkindi laa, kız kabul etmemiş...

    kıssadan hisse: önemli olan yarışmaktı...

    oha: 500 küsür favori ve 2015'in en beğenilen entry'lerinden biri olmuş. emeği geçenlere sevgiler.

  • 4 milyon dolarlik evleri alip gotune sokabilecek olanlarin hic bulasmamasi gerektigi konu. varsin herkes insan olmasin, halden bilmesin.

    yardim eden de, ufak da olsa iyi niyetle caba sarf eden de sag olsun.

    kazandigi parayi paylasmak icin degil, sekil icin tutan da kahrolsun.

    humanizmden selamlar.

  • performans geliştirme konusunda oldukça kuntiz yollar izlemiş ve yönetim biliminde ipneliğin sınırlarının gökyüzüne kadar çıkarılabileceğini; yani günümüz iş dünyasındaki seviyesine çok rahat bir şekilde erişebileceğini bundan 80 sene önce kanıtlamış kişidir.

    mayo boş adam değildir, kafası cayır cayır çalışan bir psikologtur. yönetimin tarihçesinde kendisinden önce denenen ve başarılı olan motivasyon ve verimlilik artırım çalışmalarında kullanılan çalışma koşullarının**** iyileştirilmesi ya da ücret artırımı gibi işletmeye direk maliyeti olan araçlara ihtiyaç olmadan da çalışan performansının artırılabileceğini hatta ve hatta bunun neredeyse sıfır maliyet ile gerçekleştirilebileceğini savunur.

    mayo, bunun için çalışanlarla belirli aralıklarla mülakatlar yapmaya başlar. mülakatlarda çalışanlardan dertleri, sıkıntıları ve diğer düşünceleri hakkında görüş belirtmelerini talep eder. malum işçi dertli; paradan, puldan tut, iş güvencesinin olmayışından, evdeki karısıyla geçirdiği tartışmalara kadar içini döker mayoya. bir süre sonra mülakata alınan çalışanlarda belirgin bir verimlilik artışı gözlemlenir. mayo görüşmelerde öyle manupüle eder ki çalışanları, görüşme bitiminde çalışan hem iş ve sosyal hayatındaki dertlerini kusmuş, hem de kendisinin dinlendiği, daha da güzeli önemsendiği* hissine kapılmış, işletme içerisinde bir yeri olduğunu düşünmüş ve bu gazla mutlu ve mesut bir şekilde iş yaparken bulmuştur kendini.

    mayo ise, ne çalışanların sıkıntıları yönetime bildirir, ne de bu sıkıntılara herhangi bir çözüm önerisi getirir. onları sadece dinler ve önemsendikleri hissini uyandırır, gazı verir ve çok daha verimli iş yapmalarını sağlar. bu sayede gerçekten de minimum maliyetle çalışan performansının artırılabileceğini kanıtlamış olur.

  • mevlana'nın batıni yönünü tamamlayan can dostu. bir anlamda hocası da diyebiliriz. aralarındaki sevgi-aşk ilişkisini anlatmaya sözcükler yetmez. aşağıdaki anekdot fikir verir sanırım:

    şems birgün kaybolmuş ortadan.
    mevlana "şems" deyu deyu ağlar olmuş.
    birgün uzun yoldan bir adam gelmiş.
    "şemsi gördüm, şems'ten haberlerim var" demiş.
    adam mevlana'nın huzuruna çıkmış
    ve anlatmaya başlamış
    ipe sapa gelmez tutarsız şeylermiş ama anlattıkları.
    mevlana çıkartıp hırkasını vermiş adama
    "anlamadın mı adam yalan konuşuyordu" demiş yanındakiler
    niye hırkasını verdiğini merak ederek.
    "ben" demiş
    "yalan haberine hırkamı verdim"
    "doğru olsaydı anlattıkları canımı verirdim"

    bu durumda lafı kesmek düşüyor bana.

  • benim kaynımın kayınpederi bu. aydın abi.

    dükkana raf yapılacak, ne yaptı ne etti marangozu saf dışı bırakıp sabah ezanıyla dükkanın önüne, elinde alet çantası, su terazisiyle damladı. raflar sik gibi oldu.

    çanakkale'den yazlık alacağız, aydın abi ekspertiz kesildi başımıza. 2 yıl oldu hala bir yazlık alamadık.

    rakı sofrasındayız, aydın abi hancı. rakıya buz atılmaması gerektiğini anlatıyor. rakı şalgamla içilmez, onunla içilmez, bununla içilmez. arsenikle içebilir miyiz aydın abi?

    balık yiyeceğiz, aydın abi atlıyor hemen, yılların balık pişiricisi.

    bir arkadaşımız araba alacak, nereden duyum aldıysa aydın abi ışık hızıyla araba pazarında ortaya çıkıyor. çocuk vw isterken bunun gazıyla fiat albea aldı. ağlıyo şimdi köşelere çömelip.

    aydın abi çıkan omzu yerine oturtur, et terbiye eder, mangal yakar, mangalı söndürür, avize monte eder, mobilya cilalar, balkonda yasemin yetiştirir, gül budar, ütü yapar, mantının yapımını bilir, şarap eksperidir, boğa güreşcisidir, astronottur, tuvaldeki kadındır. hiç susmaz, herşeyi bilir, ölümüne tartışır.

    yaşıtları hacıya gidiyor. keşke bu da gitse biraz.

  • gideceğiniz yere ulaşınca inmeye çalışmak gibi bir hata yapmayın. kaldı ki bu zaten mümkün değildir. 500t sizi uygun bir zamanda, uygun bir yerde indirecektir.

  • birkaç ay önce r4bia diye dalga geçiyorduk, simdi r4bia olsa “dolar dip yaparken sesi cikmayan eksici” derler bizle dalga geçerler.

    griz mriz yoh, ehonomi çoh eyi.