hesabın var mı? giriş yap

  • lordum oturun isterseniz ..kafayı baya iyi bulmuşsunuz...biraz çekirdek yiyin iyi gelir...
    (bkz: marshall yardımı)
    1957 yılına gelindiğinde abd yardımının ön gördüğü koşullar neticesinde yapılan gizli anlaşmalar ile hükümetin( yok chp değil demokrat parti başta o zaman) emri sonucunda türkiye'deki uçak üretimi tamamen durdurulmuştur. fabrika daha sonraları uçak üretimi yerine traktör ve çeşitli makine parçaları üretmeye devam etmiştir.
    aselsan kuruluş 1975, rte askeri kantinde sucuk satıyor...
    savunma sanayi müsteşarlığı kuruluş 1985, bilal ilk defa babacığım dedi...
    tai kuruluş 1984, selçuk bayraktar artık tuvaletini kendi başına yapıyor...
    tusaş motor sanayi kuruluş 1985, ailenin en zekisi sümeyye doğdu, bilal telefonu sümeyyeye ver...
    roketsan kuruluş 1988, rte darphane işçileri grev sözcüsü..2012 de grevi yasakladı.. bu arada 1981 de mezun olduğu üniversite diploması yerine lise diplomasıyla başvuruda bulundu ehliyet için ...
    geçmişten gelen bir tane bilgi birikimi olmaması cidden çok mu zor, çok mu zorlanıyorsun, çok mu zorluyorlar seni... kıyamam sana lordum...

  • hala ile yeğen gece vakti saklambaç oynamaktadırlar. yeğen ebedir. hala* gider salondaki bir koltuğa boylu boyunca uzanır(saklanmıştır). yeğen, ışığı yanan odalara bakar bulamaz.

    y: hala nerdesiinn?
    h: ...
    y: halaaa!
    h: ..
    y: babaanne halam kayboldu(!) bulamıyorum!
    babaanne: söyle ses versin oğlum.
    y: hala ses ver!
    h: öhhö öhö.
    (yeğen gelir salona, doğrudan tdp nin bulunduğu yere bakar lakin bilmem karanlıktan, bilmem saflığından, göremez.)
    y: hala sesinin geldiği yerde yoksun?
    h: (sessiz kahkahalar arasında tdp doğrudan yeğenine bakmaktadır lakin yeğen görmez) git bak bakalım mutfakta mıyım?
    y: (gider mutfağa bakar, salona geri gelir) mutfakta da yoksun!!
    tdp artık kahkahalarını tutamaz ve karanlıktan çıkar. yeğen acaip kızmıştır;
    y: daha salonu mutfaktan ayıramıyosun bi de benimle saklambaç oynuyosun!!!
    h: ?!

  • anne bir hışımla odaya girer;

    evde böcek olduğunu ve tepsileri odada bırakmamamı ister.
    o sırada bilgisayarda pause da bekleyen bergman filmindeki adama bakıp nuri amcan mı bu çok yaşlanmış der ve odadan çıkar.

    not : film - 1907 tarihinde geçmektedir adamın üzerinde frak vardır ve yanında da kırmızı kadife elbiseli bir kadınla görülmektedir. esas işin garibi nuri amca tesisat işi yapmaktadır. ve sanırım hayatı boyunca frak giymeyecektir.

  • ingiliz yetkililerin "çok uzağa gitmeye gerek yok bakın 2015 yılının başlarında türkiye'de de bir teyze hastaneye sıçmıştı. sıçmak insanın fıtratında var." diye açıklama yapacağı olay. yola gelin, batı bizden örnek almaya başladı. medeniyet anadolu'dan doğuyor.

  • efsane oyun fm'nin yeni çıkacak serisinden sızdırılan bir özellik. bu modda oyuna başlarsanız takım içi dengeleri gözetmek zorundasınız. uyruğu bulunduğunuz ülkenin vatandaşı futbolculara zamlı kontratlar imzalatmazsanız ''camianın evlatlarının arkasında durmayalım mı?'' uyarısı verip oyundan atıyormuş. ayrıca her basın toplantısı için en az bir ''ilgilenmiyoruz'' butonu olacağı da gelen bilgiler arasında.

  • hakkında bu kadar şey yazılmasına rağmen, bu soruya cevap arayan insanlara teknik açıdan doğru dürüst cevap verilememiş olması büyük ayıp. neyse, ilk [(bkz: dslr)dslr] makinası almaya karar vermiş biri olarak son üç aydır yaptığım araştırmaların özetini paylaşayım da bu sayede benden sonra bu işi kalkışacak olanlar hazıra konsunlar, insanlık ölmedi ya...

    cevap aranacak ilk soruyla başlayalım; fotoğrafçı mı olmak istiyorsun yoksa sanatçı mı?
    fotoğrafçı olmak istiyorsan markanın/modelin bir önemi yok, git hayyama, kit objektifle satılan bütçene en uygun cihazlardan birini al, başla gördüğün her şeyi çekmeye, sonra da instagram'da, facebook'da paylaş paylaşabildiğin kadar. tebrikler, artık profiline 'photographer' yazabilirsin.

    ancak 'ben sanatçı' olmak istiyorum diyorsan; sanatçı olunmaz, doğulur derim, sen de mal gibi kalırsın öyle karşımda. varlığının derinliklerinde hissettiğin ve seni rahat bırakmayan, dışarı çıkıp ifade edilmek istenen duygular varsa, zihninde an be an kendiliğinden ortaya çıkan fotoğrafik kareler varsa, gözün bir şeye baktığında onu başkalarının gördüğünden farklı görüyorsan; bak işte o zaman sende sanatçı mayası var demektir. ve evet, ben bu satırları sana yazdım, okumaya devam et...

    ilk iş sabırdır elbette, hemen olayın içine dalıp bir şeyler yapmaya kalkışırsan hiç bir şey yapamadığı fark edip hayal kırıklığına uğrarsın, şüphen olmasın. makina seçimini bir yana bırak, git oku adam ol önce. fotoğrafçılık üzerine yazılmış ne kadar kitap varsa okumalısın; pozlama nedir, diyafram/enstantane/iso ilişkisi nedir, objektif nedir, hangisi ne işe yarar gibi klasik ancak her şeyin özü olan bu ve bunun gibi sorulara cevap bulmadan atacağın her adım yanlışa biraz daha sürüklenmene sebep olur. hele ki ışık bilgisi olmadan yola çıkıyorsan, hiç çıkma, dışarısı soğuk üşütürsün sonra. kompozisyon diyeceğim ama aklına okulda öğretmeninin yazdırdığı ilk kompozisyon gelecek diye ödüm kopuyor. özetle; oku arkadaşım, önce oku, neyin ne olduğu kabataslak da olsa öğren...

    nihayetinde işte o can alıcı noktaya ulaşacaksın; hangi gövdeyi almalıyım?

    öncelikle şunu bilmelisin ki; çekeceğin fotoğrafın kalitesini belirleyecek olan ilk şey senin bilgi birikimin ve yeteneğinin olacaktır, ama bir sonraki belirleyici etmen makina değil [(bkz: objektif)objektif] olacaktır. diyafram açıklığı f/2 civarında dolaşan, 8, 9 bıçaklı ve elbette [(bkz: prime lens)prime lens] olmazsa olmazındır. fiyat mı? ne sen sor ne ben söyleyeyim... makina gövdeleri gelip geçicidir, bugün hayranlıkla kullanırsın, iki yıl sonra onu ezip geçen özelliklerde bir makinaya ağzın sulanır, dayanamaz gider alırsın. ama lenslerin öyle değildir, on yıl sonra bile halen ilk aldığın lensleri kullanabilirsin. bu sebeple piyasada senin çekmeyi arzu ettiğin fotoğraflar için en uygun lenslerin hangileri olduğunu belirlemen gerek.

    makinanın kalbi olan sensörlerin her makinada değerleri farklıdır, bu sebeple her lens, her makinada hatta her modelde aynı sonucu vermez. şu siteden almayı planladığın lenslerin hangi marka dslr makinanın hangi modellerinde en iyi sonucu verdiğini bulabilirsin; dxomark şu sitede de almayı planladığın lenslerle çekilmiş fotoğraf örneklerini görebilirsin; http://www.pixel-peeper.com/lenses/

    bütçe en büyük sorun olarak karşına çıkacak, profesyonelce sanatımı icra edeyim dersen, bir adet prime lens için ödeyeceğin bedel ortalama 1000-4000 amerikan çakılı ve hatta daha fazlası olacaktır. bütçeni belirle, elindeki bütçenin ne kadarını lens/lere ayıracağını belirle, sonra o bütçe ile alabileceğin en iyi lens/lerin hangileri olduğunu az önce linkini verdiğim site gibi araştırma/test sitelerini inceleyerek, bu lensler ve makinalarla çekilen fotoğrafları da inceleyerek kararını ver. sonrasında tercih ettiğin lens/lerin en iyi sonucu hangi marka dslr'nin hangi modelinde verdiğini tespit et ve git al, alırken tereddüt dahi etme...

    bir nikon lensini canon'da kullanamazsın, veya sony için yapılan lensi de nikon'da kullanamazsın. bu sebeple yola hangi marka makina ile çıktıysan, onunla devam edeceğini bilmen gerek. canonla başlayıp, bir sürü lens alıp sonra nikona geçmeye karar verirsen (veya tersi) tüm lenslerini ikinci elde bir miktar düşük fiyata satman gerekeceğini de aklının bir yerinde tut.

    hangi lenslere ihtiyacın var?

    doğa fotoğrafçısı olamak istiyorsan; 14mm, 24mm, 35mm ek olarak en azından 70-200mm zoom objektif.
    düğün dernek çekicem diyorsan; 50mm, 85mm, 135mm
    sokak fotoğrafçıcı olacağım diyorsan; 50mm, 85mm, 135mm ek olarak 70-200mm zoom objektif.
    makro çekeceğim diyorsan; 100mm makro objektif ek olarak 70-200mm zoom objektif.
    portre çekeceğim diyorsan; 85mm, 135mm ek olarak 70-200mm zoom objektif.
    yok, ben her şeyi çekebilirim, hatta prof anlamda video da çekeceğim diyorsan; 14mm, 24mm, 35mm, 50mm, 85mm, 100mm, 135mm prime lenslere ek olarak; 24-70mm ve 70-200mm zoom objektif. (full frame gövde ile birlikte, lenslerin f/2 civarı diyafram ortalamasıyla orta-üstü sınıf araba parası, geçmiş olsun)

    dslr gövde konusuna gelecek olursak; aslında bir makinanın kalitesini belirleyen ana faktör, makinanın sensörüdür. burada karşınıza iki faktör çıkar; [(bkz: full frame format) full frame] ve [(bkz: aps c)aps-c]

    full frame bir gövdenin sensörü 36x24mm iken, aps-c sensörün ebadı 24x16mm'dir. özetle; full frame sensör daha fazla algılayıcı alana sahiptir; daha fazla ışık toplar, daha kaliteli sonuç verir. ancak bu her şey demek değildir. bugün pek çok 4k video çeken cihazın sensörü de 24x16mm ccd'dir ama verdiği sonuç ortadadır.

    sensörle ilgili ikinci önemli husus pixel pitch değeridir. bu bir pixelin sensör üzerinde kapladığı alandır. değer ne kadar büyük olursa her bir pixelin ışık toplama hassasiyeti de o nispette fazla olur. ancak bu da her şey demek değildir. örneğin [(bkz: nikon d800)nikon d800] sensörünün pixel pitch değeri düşüktür (36x24mm sabit alanlı bir sensöre 36 mpixsel başka türlü nasıl sığsın) ancak buna rağmen şu an full frame makinalar arasında en fazla [(bkz: dynamic range)dynamic range] değerine sahiptir. tabi bu bir istisnadır, siz yine de pixel pitch değeri yüksek cihazı tercih edin. neden mi? okumaya devam...

    özellikle video da çekeceğim diyorsanız [(bkz: dynamic range)dynamic range] değeri çok önemlidir. kaldı ki bu fotoğraf içinde çok ama çok önemlidir. bu değer ne kadar yüksekse elde edeceğiniz kalite o denli fazla olacaktır. örneğin; uzaklarda olan bir dağın fotoğrafını çektiğinizi düşünün, fotoğrafta dağ puslu ve belli belirsiz çıkıyorsa makinanın dynamic range aralığı düşük demektir. ancak dynamic range de tek başına yeterli değildir. makinanın [(bkz: iso) iso] başarımı da çok önemli bir faktördür.

    bir örnek vermek gerekirse; full frame formatta piyasanın en fazla dynamic range değerine sahip dslr gövdesi [(bkz: nikon d800)nikon d800] modelidir. neredeyse negatif filmlerin değerine ulaşmıştır. test sonuçları böyle diyor ama gerçek hayatta durum pek de öyle değil. çünkü bu cihazın sensorune daha fazla pixel sığdırmak adına pixel pitch değerinin düşük olması, iso başarımını olumsuz etkilemekte, düşük ışıkta umulan kaliteyi vermemektedir.

    gelelim şu megapixel olayına...

    örneğin şu an full frame gövdeler içinde en profesyonel cihazlar biri olan [(bkz: canon eos 1d x) canon 1dx] sadece 19,3 megapixeldir. neden? çünkü lenslerin ışık geçirgenliğini megapixel olarak ifade etmek gerekirse; en kaliteli lenslerin bile ışık geçirme değeri ortalama 20 megapixel kadardır. şu halde çok fazla megapixel, elinizde o çok fazla megapixele uygun lens yoksa bir işe yaramaz. fazla pixel sayısının iso başarımını düşürmesi de cabasıdır, fazla söze de gerek yoktur.

    renk mi [(bkz: kontrast)kontrast] mı?

    nikon ve canon bu sorunun cevabını netleme teknolojileri sayesinde vermektedir. nikon renk aralığına göre netleme teknolojisi kullandığı için bu fotoğrafa da yansıyor ve daha parlak, daha gerçek renkler ortaya çıkıyor. canon ise kontrasta göre netleme teknolojisi kullandığı için daha net ve daha detaylı bir kalite ortaya çıkıyor. sizin için renkler önemliyse tercihiniz nikon olabilir. yok eğer netlik ve daha fazla detay yakalayayım diyorsanız tercihiniz canon olabilir.

    diğer konular;
    servis ağı önemlidir, bu sebeple ülkemizde özellikle nikon ve canon sıkıntı yaratmamaktadır. lens bulunabilirliği açısından da bu iki marka eşdeğerdir. firmware önemli konudur. cihazın yazılım güncellemesi almasının önemini cep telefonlarınızdan biliyorsunuz. bu konuda canon öndedir. hele bir de [(bkz: magic lantern)magic lantern] konusu vardır ki, canona ayrı bir değer katar. iphone'a jb yapmak ya da android bir telefona rom atmak neyse bu da canon için odur.

    özet geçmek gerekirse;

    stüdyo ortamında ya da doğal ortamda çok fazla ışık altında çekim yapacaksınız; nikon
    loş ışıkta hatta karanlıkta çekim yapacaksanız; canon
    canlı ve gerçeğe eşdeğer renkler istiyorsanız; nikon
    keskinlik ve daha fazla detay istiyorsanız; canon
    moda/katalog fotoğrafçısı olmak istiyorum derseniz; nikon
    spor veya haber muhabiri, sokak fotoğrafçısı, dağda taşta gezen olmak istiyorum diyorsanız; canon
    [(bkz: raw)raw] üzerinde photoshopla çok fazla oynarım diyorsanız; nikon
    zaten hafiften photoshoplu bir çekim olsun, rawla fazla oynamama gerek kalmasın diyorsanız; canon
    fotoğraftan ziyade video çekeceğim diyorsanız; canon

    dip not: bu yıl canondan yeni bir teknoloji barındıran sensör geliyor; 100 isoda mum ışında grensiz kayıt diyeyim siz anlayın. iso başarımı ve dynamic range aralığında negatif film kalitesi her an elimizin altında olabilir, çok az kaldı.

    edit:imla vs.

  • bugün üzerinize afiyet canım çekmesi sebebiyle, x uygulamadan giriş yaparak fiyatları görmemle birlikte
    şoka uğradım.

    bir tabak tavuk 104 tl olmuş arkadaşlar

    104 tl

    böyle bir saçmalık olabilir mi?

    asgari ücret 3000 küsürdü 30 tl tabak satışı vardı.

    5500 asgari ücrette 104 tl tabak fiyatı

    gerçekten çok zoruma gitti

    sizden ricam boykot edelim, edin..

  • şu fani hayattaki en büyük lüksüm. bi de nutella var işte.

    bi de bir tespitim var bununla ilgili. bir insan aldığı pringles ın yarısını kendisi yiyebiliyorsa düzenli bir hayatı vardır. az bi kısmını paylaşarak kurtuluyorsa çok saygılı arkadaşları vardır. ama eğer tamamını kendisi yiyebiliyorsa, o insan yalnızdır dostlarım. çok yalnızdır.