hesabın var mı? giriş yap

  • pr veya değil. olması gerekeni yapmış.
    istanbul taksiciler esnaf odası, savcılık , valilik 3 maymunu oynamayıp gereğini yapsaydı da pr fırsatı vermeseydi madem.

  • çok gereksiz yere sorulmuş bir soru. süt mikroskopta incelenir, biryerlerinde allah yazıyorsa o süt müslümandır.

  • "kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı."

    schopenhauer böyle der, o zaman mutlulukla aptallık arasında bir bağlantı mı vardır diye aklımızda soru işareti oluşturan bir önermedir bu.

    eğer mutluluk gelecekse uykuyla birlikte aptal olmayı kim takar ki?

  • pratik kar zinciridir. 10 tanesi 35-40 tl'ye satılan bu zımbırtılar pek sık kar yağışı görülmeyen yerlerde yaşayanlar için kara saplandığınızda iş görmektedir.

    aracınıza çok fazla kıymet veriyorsanız jant ile bu zımbırtı arasına koyacağınız bez, kumaş parçası gibi şeyler de bulundurabilirsiniz. birkaç kere istanbul'da kullanmak durumunda kaldım. yolda uzun süre kullanmaya uygun değil, zaten istanbul'da yolda kar görmek de pek mümkün değil ancak şu durumda aracı çıkarmak için iş görüyorlar.

    şu fenerlerden de bulundurabilirsiniz. kaza vs. olduğunda yola koyacağınız reflektörlerden daha çok işe yarıyor. şu minicik şey 3 tane aaa pil ile çalışıyor ve oldukça kuvvetli ışık yayıyor. ikaz (flaşör) modu da var. torpidoda dursun ne zaman lazım olacağı belli olmaz. koçtaş'ta 10 tl'ye satılıyordu. şimdi herhalde 15 tl falandır.

    akıllı telefon kullanıyorsanız kaza tespit tutanağı bulundurma devri de bitti. telefonunuza mobil kaza tutanağı'nı kurarak olası bir kaza durumunda zahmetsizce tutanak tutabilirsiniz.

  • faturayı kesen şirketler için, eksi faizli bir kredi... resmen şirketlerin sıcak para ihtiyacını vatandaşa sokuyorlar!

    üç ay deli gibi fatura kes, üç ay sonra fazla kestiklerini geri ver, onu da düzgün hesaplarlarsa... böyle bir soygun dünya üzerinde yok!

    şirketler batmasın diye yapmayacakları şey yok... millet batsın ama şirketler batmasın!

  • sonunda birisi çıkıp tinerciyi "poooliiiis" diye bağırtabilmiş. zerre üzülmedim. ülke zaten orman kanunlarıyla gidiyor, en azından suçsuz olan değil şerefsiz olan görmüş ebesininkini bu sefer.

    o adam bunu yapmasa büyük ihtimalle bıçaklanacaktı ve o "poooliiiis" diye yırtınan lavuk da hiç bir şey olmamış gibi aynen devam edecekti her şeye.

  • wikipedia'dan alıntı;

    ''sharing is also a common freegan practice. food not bombs recovers food that would otherwise go to waste to serve warm meals on the street to anyone who wants them. the group promotes an ethic of sharing and community, while working to show what they consider to be the injustice of a society in which they claim fighting wars is considered a higher priority than feeding the hungry.''

    yani diyor ki, yemediğin, tüketmediğin besin maddelerini paylaş. bir paylaşma ortamı yarat. bunları çöpe atmak yerine, bunları bulamayanlara ver, değerlendir. en küçük bir besin maddesi bile boşa gitmesin. çünkü senin ihtiyacın olmayan şey, başkası için çok büyük bir ihtiyaç olabilir. herkes freeganist olursa eğer, öncelikle insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bir zincir oluşturulur. üretim yapılır ve bu üretimde insan gücü kullanılır. herkes, kendi yiyeceğini kendi üretir, bu üretimde bireyler ihtiyaçlarından fazla olanı da üretmek için gücü olmayanlarla paylaşır. burada ''beleşçi'' olarak tanımlanabilecek olan kişi ise, bu üretime katılıyormuş gibi yapıp, çalışmayandır. ancak freegan olan kişi, sadece çöp toplamaz. aksine üretmeyi de seçer. ancak bu üretim için de, tamamen doğaya dönmek ve doğayı tamamen anlamak gerekir. şehirde yaşayan bir insanın üretim yapması oldukça zordur.

    freeganism, savaşlara harcanan paranın bırakılıp, aç insanların doyurulması için kullanılmasını ister. bu isteğinde de oldukça hayalci olsa da, tutarlıdır. eğer bu para, insanlığın yiyecek, giyim ve yaşam koşullarını düzeltmek için kullanılsaydı, bugün tüketim toplumlarının en fazla şikayet ettiği aşırı tüketim ve sonuçları gibi durumlar oluşmazdı. aslında en küçük bir tüketim malzemesinin, örneğin kolanın, ne kadar vahşi bir kapitalizmle üretildiğini bilenler, bunu bildikleri halde bu tüketime devam edenlerin ''ne yapalım. tüm mamüller, bu spor ayakkabı, bu laptop, bu kola böyle üretiliyor. aç mı kalalım? bunları kullanmayalım mı? o zaman hiç yaşamayalım olsun bitsin. '' açıklamasına karşı bir duruştur. yani ''ne yapalım?'' sorusuna verilmiş bir cevaptır, cevap da ''üret'' tir. kapitalizmin insanlar üzerindeki en büyük etkisi, üretmemeyi aslında psikolojik olarak yediriyor olmasıdır. bireyselcilikle, toplumların içindeki boşlukların tamamlanmayacağı oldukça aşikarken, freeganistler, oldukça ütopik de olsa, bu duruma karşı bir tepki hareketi olarak doğmuşlardır.