ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
akit'in hedef gösterdiği doktorun işten atılması
-
okulda oğluna dayatılan namaz eğitimine itiraz eden doktor işten atıldı!
yalova'da özel bir sağlık kuruluşunda çalışan dr. abuzer meral, ortaokula giden oğluna zorunlu din dersi kapsamında uygulamalı namaz eğitimi dayatmasına itiraz etti. okul yöneticileri dr. meral'i, tetikçi ve yandaş "gazete" akit'e şikayet etti. akit tarafından "bu nasıl doktor" başlıklı bir haberle hedef gösterilen doktoru, çalıştığı özel sağlık kuruluşu işten çıkardı.
yalova'da özel bir sağlık kuruluşunda çalışan dr. abuzer meral, ortaokula devam eden oğluna, zorunlu din dersi kapsamında sınıfta uygulamalı namaz eğitimi dayatmasına itiraz etti. okuldan bazı öğretmenler, bir süre sonra dr. abuzer meral'i zorunlu din dersine karşı çıkması ve bu konuda sosyal medya hesabında paylaşımlarda bulunması nedeniyle yandaş, gerici ve tetikçi "gazete" akit'e ihbar etti.
tetikçi akit hedef gösterdi!
akit adlı "gazete" geçtiğimiz gün "bu nasıl doktor" başlığıyla dr. abuzer meral'i hedef gösteren bir "haber" yayınladı. aynı gün içinde, çalıştığı özel sağlık kuruluşu dr. abuzer meral'in işine son verdi.
dr. abuzer meral: siyasal islam ile derdim var
konuyla ilgili kişisel sosyal medya hesabında bir açıklama yapan dr. abuzer meral şunları söyledi:
tetikçi yeni akit beni hedef göstermiş. nedeni ortaokulda oğlumun din dersinde uygulamalı namaz kıldırılmasına ve çocukların beyinlerinin yıkanmasına karşı çıkmam. okuldan tehdit edildim. yazımı kaldırmam istendi aksi takdirde kötü şeyler olacağını söylediler. tehditlerine pabuç bırakmadım. ve tetikçi akit'te ısmarlama linç yazısı yazdırdılar. çalıştığım hastaneye ankaradan işten atılmam için tehdit gelmiş. sosyal hesaplarıma şu ana kadar yüzlerce hakaret ve tehdit mesajları yağıyor. yazdığım hiç bir şeyde suç unsuru yok. kamuoyunda paylaşılan yazılan şeyler. siyasi yorumlar. temiz inançlı müslümanlar ile hiç bir sorunum yok, olmadı, olmaz da. 18 yıldır yalovada'yım, herkes beni tanır. inançlara saygılı, özgürlükçü, çoğulcu, laik demokratik bir hukuk devleti mücadelesi veren biri olarak sadece siyasal islam ile derdim var. bu saatten sonra bana, aileme gelebilecek herhangi bir şiddet, hak mağduriyetinin sorumlusu okul yönetimi, din bilgisi öğretmeni ve kocası ile birlikte tetikçi yeni akit ve sosyal medyada hedef gösteren herkestir."
ve işten atıldı!
dr. abuzer meral, bu açıklamasından kısa bir süre sonra çalıştığı özel sağlık kuruluşunun yönetimi tarafından işten çıkarıldı. işten atıldığı nı yine facebook hesabından duyuran dr. abuzer meral, şunları söyledi:
bu akşam itibari ile çalıştığım hastane işime son verdi. kesinlikle onları suçlamıyorum. yukarıdan aranmışlar. sonuçta bir ticarethane. yüzlerce insan ekmek yiyor. korku imparatorluğu herkesi teslim almış durumda. ekmeğimle oynayanlar, tehdit edenler hesap verecek. tüm hukuki yollara başvuracağım."
http://haber.sol.org.tr/…016/12/05/tetikci_akit.jpg
taze bir islamofaşizm vakası.
öyle değil mi lan angut liberal?
game of thrones
-
konseye bak konseye. 23 nisan konseyi gibi amk. elim ayağım titriyor bu ne ya izlediğimiz gerçek mi. hedef ben miyim lan!
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
garip şekilde hoşlandığım yorgandır. ağır olsun, sıcak olsun hatta bir de kundak olayım oh mis.
akılda kalan reklam replikleri
bosch çamaşır makinesi nereye kurulmalı sorunsalı
-
burdan anliyoruz ki, bosch makinemiz bozulursa banyodan alıp mutfaga koyuyoruz sonra servisi çağırıyoruz.
pratik olun biraz.
tıbbi görüntüleme tekniklerinin radyasyon miktarı
-
uluslararası atom enerjisi ajansı (iaea) verilerine göre şu şekildedir:
- girişimsel cerrahi işlemler - 20 msv,
- anjiografi- 12 msv
- bilgisayarlı tomografi - 8,6 msv
- kalp sintigrafisi - 8 msv
- alt sindirim sistemi röntgeni - 6,4 msv
- beyin sintigrafisi- 6 msv
- kemik sintigrafisi - 4,5 msv
- safra kesesi röntgeni - 2 msv
- üst sintirim sistemi röntgeni - 3,7 msv
- böbrek sintigrafisi - 1, 9 msv
- bel omurga röntgeni - 1,8 msv
- karaciğer dalak sintigrafisi - 1,7 msv
- akciğer perfüzyon sintigrafisi - 1, 5 msv
- göğüs omurga röntgeni - 1,4 msv
- göğüs floroskopisi - 1,1 msv
- akciğer ventilasyon sintigrafisi - 1 msv
- kalça eklemi röntgeni - 0,83 msv
- göğüs fotofloroskopisi -0,65 msv
- karın röntgeni - 0,55 msv
- mammografi - 0, 5 msv
- boyun omurga röntgeni - 0,27 msv
- göğüs röntgeni -0,14 msv
- kafa röntgeni - 0,1 msv
- kol bacak röntgeni - 0,06 msv
- diş röntgeni - 0,03 msv
trafikte en temkinli yaklaşılması gereken araçlar
-
üzerinde arapça yazılar bulunan toyota pick uplardır. kesin bilgi.
bartu küçükçağlayan
-
kendisini ilk defa yalan dünya'daki orçun rolüyle izlerken gevşek, itici ve ağzına ıslak odunla vurulası bir karakteri çok iyi canlandırdığını düşünüp yetenekli bir oyuncu sanmıştım. meğer herif rol yapmıyormuş, zaten kendi kişiliği gereği dayak manyağı yapana kadar dövülesi insan tipi varmış..
sevgilisine 3 liralık dürüm yediren erkek
-
(bkz: kız sevgili)
debe editi: yazar arkadaşlardan çok acayip mesajlar alıyorum. olm ben de istemezdim bu entry ile debe'ye girmeyi, niye kılıçlarınızı çektiniz saldırıyosunuz. başlık yazımındaki anlatım bozukluğuna dikkat çekmek istemiştim sadece. buna da bir bakarsanız güzel olur bence;
mutluluğun sırrı (bkz: #37803677)
can yaman'ın hayranına arka odaya geçelim demesi
-
o lafı dediği an yanındaki çevirmenin utancı aslında olayı özetler nitelikte.
pandemi
-
herhangi ölümcül bulaşıcı bir hastalığın, tüm dünyayı etkileyecek “küresel” bir boyuta ulaşmasıdır. yakın tarihimizde bunun birçok örneğini de gördük. domuz gribi veya kuş gribi bir pandemi örneğidir.
amerika’da türk bir ilaç şirketinin yönetiminden öğrendiğim kadarıyla çok yakında dünya çapında ölümcül büyük bir salgın gerçekleşecek. salgını yapacak olan kişilerse aralarında bill gates gibi zenginlerin bulunduğu, dünya nüfusunu azaltma projesinin mimarları olan bir grup. hatta daha bu salgın hastalık dünyaya yayılmamışken aşılarını bile üretime geçirdiler. “kulağa çok komplo teorisi gibi geliyor” dediğinizi duyar gibiyim. ama değil malesef. hatta türkiye cumhuriyeti olarak yaklaşık 2 hafta önce bunun hazırlıklarını başlattık.
konuyla alakalı cumhurbaşkanlığı’nın resmi gazete’de yayınladığı 2019/5 sayılı genelgeye
şuradan ulaşılabilir:
cumhurbaşkanlığı genelgesi
yanı başımızda bulunan yunanistan’da bu salgın hastalık küçük çapta denenmekte. ve yunanistan’da ani ölümler gerçekleşmekte.
bu olayın türk medyasında yer bulmaması ise işin ilginç tarafı. internette arattığımda haberi sadece haber türk’ün şubat ayında verdiğini gördüm.
haber türk ilgili haberi
mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık
-
gün içinde ilgilendiğiniz bir işiniz ya da okulunuz varsa görme şansınızın olmadığı, ancak bu aktivitelerden fırsat bulup bir şekilde şehre karıştığınız zamanlarda görebileceğiniz kalabalık.
gerçekten ama gerçekten tahmin edebileceğinizin çok üzerindeler. örneğin bugün işyerinde değilim ve evimin çevresinde biraz yürüyerek biraz açılmak istedim. sabahın bu saatinde bile kafeleri doldurabilen bir kalabalık mevcut. bu insanlar ne yapıyor ne ediyor diye düşünüyor insan ister istemez. bir kısmı işsiz olabilir, ok. bir kısmı iş sahibi olabilir ve işyerinde değildir, ok. bir kısmı da benim gibi işinden ya da okulundan uzakta olabilir, ok. ama bir türlü tamamını açıklamaya yetmiyor bence bunlar.
gerçekten tahmin edilemez boyutta bir kalabalıktan bahsediyoruz. sanki böyle bu arkadaşlara figüranlık görevi verilmiş de onlar da orada bulunuyor gibi görünüyorlar. sadece şu yüzden bir simülasyon içerisinde yaşatıldığımızı falan düşünüyorum. sonra bu fikre kendimi çok kaptırmadan hayatıma devam ediyorum ama aklıma ara ara yine geliyor bu düşünce.
arkadaşlar gerçekten siz necisiniz ya? ben de sizin gibi gece gündüz böyle özgürce takılmak istiyorum. boş oturmak fikrini yapım gereği sevmiyorum ama kıskanılıyorsunuz gerçekten. ne dediğimi ben de anlamadım ama öyle. ne hayatlar var ya rab!
not: istanbul çok kalabalık. gerçekten çok.
asla iyileşmeyecek çocukluk yaraları
-
anneme ne fikirle gitsem, ki ufak çaplı bir mucittim küçükken, "amaaan max saçmalama" diyerek her seferinde beni terslemesiyle her söylediğimin saçma olduğu ve ciddiye alınacak bir insan olmadığım fikrini buna örnek verebilirim. bu yetişkinliğime de yansıdı ve hâlâ tam olarak aşamasam da büyük oranda ilerleme kaydetmek yıllarımı aldı.
büyüyüp bu sorunu yüksek oranda aşınca konusunu anneme açtım. "napayım çalışıp işten gelmişim bir şey anlatmaya çalışıyorsun, vaktim yoktu seni dinlemeye" cevabını aldım.
çok net arkadaşlar, zaman ayıramayacaksanız çocuk yapmayın.