hesabın var mı? giriş yap

  • türkçe meali: paranın çoğuna süleyman ve çetesi çöktü, bana bıraktıkları birkaç yüzbin dolar da suyunu çekti. kendileriyle anlaştım, teslim olursam en az cezayı alacağımı taahhüt ettiler. ben de kabul ettim.

  • ''sanatçıya bir şey söyleyeme, siyasetçiye bir şey söyleyeme, sporcuya bir şey söyleyeme, nasıl ülke kardeşim burası?'' diyerek duygu ve düşüncelerime tercüman olmuştur.

    ayrıca yalnız milli takıma değil aynı zamanda nepotizme, faşizme ve iş ahlâkından yoksun herkese verilmiş; sosyal nitelik taşıyan bir ayar olarak da kabul görebilir.

  • son yıllarda beşiktaşımıza gelen en efektif futbolcu olduğu yetmezmiş gibi tam bir karakter abidesi de olan topçumuzdur. seneye tolga'nın durumu ne olur bilinmez ama eğer kalırsa kaptanlık bandını da kendisine takmamız lazım. ayrıca bildiği diller sayesinde takımda en fazla futbolcuyla anlaşıp iletişim kurabilen oyuncu da mario gomezdir muhtemelen. ana dili almanca olan almancılarımız ve vatandaşı beck malum zaten, geri kalan yabancılarımızdan kanadalı-arjantinli-brezilyalı-portekizli-ispanyol olanlarla da zaten ikinci dili olan ispanyolca ve advance ingilizcesiyle (maç sonu röportajlarını inigilizce veriyor zaten) çok rahat iletişim kuruyordur. geriye bir tek mustafa pektemek falan kalıyor, onla da muhatap olmasın zaten, ne gerek var, pektemek gitsin almanca öğrensin peşinde gezsin gomez'in.

  • türkiye'deki tüm starbucks'lar shaya'ya aittir ancak havalimanlarında bulunan starbucks'lar franchise olarak verilmiştir. yüksek kira giderleri ve diğer giderlerin fazlalığı nedeniyle fiyatlar diğer mağazalardan yüksektir. yine aynı şekilde bu mağazalar starbucks card/starbucks uygulaması ile ödeme kabul etmemektedir. kasalar farklıdır.

    diğer giderler içerisinde shaya'ya ödemek zorunda oldukları franchase bedeli ve komisyonunu da es geçmemek gerekir

    shaya bir mağazanın kâr etmemesini umursamayabilecek bir firmadır. rakiplerinin bulunduğu bir lokasyonda sırf bölgeyi rakiplere kaptırmamak ya da sadece reklam amaçlı mağazayı açık tutar ve yıl sonunda bu mağaza zarar etmiş olsa bile tüm şubelerin genelinin kârlılığı ile mutlu mesut geçinirler.

    havalimanı mağazalarının böyle bir lüksü yoktur. tek şubedir ve kâr etmediği sürece açık kalamaz. bu nedenle de fiyatlandırma oldukça normaldir. özetle havalimanı starbucks'da başınıza gelen kazıklanmak değildir.

    starbucks'ın olayı faaliyette bulunduğu 80 ülke ve 32.000'den fazla mağazada birebir aynı ürünleri, birebir aynı dekor ve hizmet anlayışı ile vermesidir. eğer böyle bir talebiniz, güvenlik hissi ihtiyacınız ya da marka bağlılığınız varsa starbucks'a gideceksiniz. fiyat size fazla da gelse bu talebi karşılamak için gidecek kişi eksik olmayacaktır.

    bölgesel olarak ufak tat farklılıkları olabilir. örneğin türkiye'de içtiğim white chocolate mocha ile cancun, beirut, ve londra'da içtiklerimin tatları birbirinden farklıydı. bunun sebebi kullanılan süt ve kremanın farklı özelliklerde olabilmesidir. ancak bu ülkelerin tamamında içeceğiniz americano, filtre kahve ve süt ürünü içermeyen tüm içecekler aynı tatta olur.

    not: havalimanı starbucks işletmeleri "hmshost yiyecek ve içecek hizmetleri anonim şirketi"ndedir.

  • ''iran, esad'ı destekliyor.

    körfez ülkeleri ise esad'a karşı.

    esad, müslüman kardeşler'e karşı.

    müslüman kardeşler ve obama, general sisi'ye karşı.

    ama körfez ülkeleri sisi'yi destekliyor. dolayısıyla müslüman kardeşler'e karşılar.

    iran, hamas'ı destekliyor, hamas da müslüman kardeşler'i.

    obama, müslüman kardeşler'i destekliyor ama hamas abd karşıtı!

    körfez ülkeleri abd yanlısı. ama türkiye ve körfez ülkeleri esad'a karşı ama türkiye aynı zamanda müslüman kardeşler tarafında, general sisi'ye karşı.

    ama general sisi, körfez ülkeleri tarafından destekleniyor.

    ortadoğu'ya hoşgeldiniz, iyi günler dileriz.''

    http://i.imgur.com/iijurxt.jpg

  • ehliyet kursuna gidiyorum. olabileceğin en kötüsüyüm. debriyaj olayını anlayamadım, arabayı bağırtarak kaldırıyor, park edemiyor, türlü hatalar yapıyorum. işin kötüsü yakın arkadaşımla gidiyoruz o benden de fena. biz kursa gidince direksiyon hocalarımızın suratı asılıyor, çaktırmamaya çalışıyorlar. yine böyle bir ders günü bir köprünün üzerindeyiz ve geri döneceğiz.
    hoca: şimdi napacağız?
    ben: geri döneceğiz.
    hoca: geri döneceğimizi kim biliyor?
    ben: (noluyo lan, ne demek istiyor acaba? öldürüp beni köprüden atmasın bu!!!) ben biliyorum hocam.
    hoca (yükselmiş ses tonu ve sinirli bir ifadeyle): başka kim biliyor?
    ben (demek benim sonum da böyleymiş): siz biliyorsunuz.
    hoca: başka kim biliyor?
    ben (eşhedü enlaa…): başka kimse bilmiyor hocam.
    hoca artık sabrı tükenmiş ve sinir katsayısı tavan yapmış bir şekilde : sinyal veer herkes bilsin, sinyal ver herkes bilsin!!!

    o gün bu gündür ıssız dağ başında şerit değiştirsem sinyal veririm.