hesabın var mı? giriş yap

  • sayesinde eiffel manzaralı evde mi kalmadım, otelde yüzlerce lira ödeyeceğiniz konforlu odalarda mı konaklamadım, efendime söyleyeyim tulumumla yerlerde mi yatmadım, turist rehberlerinde bulamayacağınız yerleri mi keşfetmedim, mükemmel partilere gidip, mükemmel insanlarla mı tanışmadım, neresinden tutsam bana harika şeyler katmış olan oluşum. fas'ta bile denedim oluyor, korkacak birşey yok sadece iyi seçmeyi bilmek gerek.

  • üniversite bölüm tercihi yaparken kendinize sormanız gereken 6 soru:

    1. insanlarla olan ilişkim mi daha iyi yoksa verilerle olan mı?

    - eğer insan ilişkileriniz güçlüyse mesela doktorluk, avukatlık, öğretmenlik gibi bölümler sizin için daha iyi bir tercih olabilirken verilerle olan ilişkilerde istatistik, mühendislik vs. gibi tercihler daha akıllıca olabilir.

    2. bu bölümü sadece okumakla kalmayıp hayatımın sonuna kadar yapacak kadar çok seviyor muyum?

    - eğer gerçekten emin olmadığınız bir bölümü seçerseniz bu demek oluyor ki en ufak sıkıntıda, zorlukta pes etmek, daha iyisi için savaşamamak demek. yani iyi bir kariyer ve mutlu bir pazartesi sabahından bir adım uzaktasınız. bir daha düşünün.

    3. tercih etmek istediğim bölümü okumaya yetecek yeteneğe sahiden de sahip miyim?

    - evet, bölümü seviyor olabilirsiniz ama belki de yeteneğiniz buna izin vermiyor. mesela endüstri ürünleri tasarımı, mimarlık gibi meslekler geniş bir hayal gücü ve üretme yeteneği gerektiren bölümler. bu konuda kendinize olan inancınız tam mı?

    4. tercih edeceğim bölümün getireceği zorlukları şimdiki hevesimle göğüsleyebilecek inancım var mı?

    - evet, bölümü şimdi çok seviyorsunuz ama getireceği zorlukları düşünerek bir kere daha gözden geçirmekte fayda var. belki uzun mesailer harcamayı ve hatta sabahlara kadar çalışmayı gerektiren bölümlerdense daha programlı çalışma hayatı vaat eden bölümler size daha uygun olabilir.

    5. gelecek vaat eden bir tercih mi?

    - bölümünüzü gerçekten seviyorsunuz belki ama bunun gelecekte payı olan bir meslek olup olmadığını da düşünmelisiniz. mesela yazılım gibi tercihler sizi gelecekte daha da yıldızlaştırabilir.

    6. tercih etmek istediğiniz bölüm sadece ülke sınırlarıyla mı sınırlı yoksa yurt dışında da önü açık bir meslek mi?

    - globalleşen dünyada bu çok önemli bir soru. gelişen teknolojiyle sınırların bir önemi kalmadığı için her yerde geçerliliği olan bir bölüm, kariyerinizin geleceği açısından değerlendirilince oldukça faydalı olabilir.

  • kim yapacak, oradaki köylüler yapmıştır. sebebi? sebep yok. köylü milletinde böyle bir kıskançlık var. bazen şehirden veya başka bir yerden gelip araziyi ekip biçenler oluyor. bu kişiler genelde bilinçli geldiğinden elde ettikleri ürünler de iyi oluyor. köylüler de kıskanıyor. arsa sahibi köyde yaşamadığından rahat bir şekilde ya tarlaya hayvanları daldırıyorlar, ya da böyle bir gece vakti tüm ağaçları kesiyorlar. bilenler bilir. sadece benim gördüğüm onlarca kişi var böyle. sonunda ya arsa sahibi ile köylü kavga eder ya da arsa sahibi araziyi terk eder. hafife almayın. en kötü haberlerde görürsünüz üç beş parça toprak için birbirini vuran köylüleri.

    bazı köylerde etrafı sağlam çitlerle veya duvarla çevrili, güvenlikli arsalar görürsünüz. sebebi köylü girip mahvetmesin diyedir. ben anlam veremiyorum bu duruma. hiç düşünmez ki o kişiler belki yüz binlerce lira ile o çiftliği kuruyor, köyü güzelleştiriyor falan... belki ilerleyen yaşları için kendine yaşam alanı oluşturuyor. umrunda olmaz, bir geçe girer, talan eder, çıkar. hiç öyle aldanmayın köylü güzellemelerine. köylü cahildir, paragözdür, kıskançtır, empati duymaz, acımasızdır... en namuslu kişi benim der ama başkasının karısına kızına bakarak öyle bir iç geçirir ki, elinden bir şey gelmeyince de kadınlı erkekli namus dedikodusu yayarlar. köylü gördüğünüz zaman selam bile vermeyin.

    (bkz: köylüleri niçin öldürmeliyiz)

    edit: üç dört sayfalık başlıkta bile köylünün kötülüğüne aynı şekilde uğramış yazar arkadaşların örnekleri var: (#145148969) (#145148060) (#145148107) (#145150512) (#145151304) (#145172945) (#145175106) (#145162705) (#145165313) (#145172918)

    edit 2: şehirde yok mu, diyenler olmuş. var. bu köylüler bir şekilde şehre yerleşince onların çocukları aynı köy geleneğini şehirde de devam ettiriyor.

  • niye cümle içinde duraklattığını buldum. ilk bakışta "nokta mı lan o?" deyip bir duruyorsun seni afallatıyor öyle duraklatıyor. sonra "haa kuyruğu varmış" deyip devam ediyorsun.

  • az önce canlı yayında bir kadının "yalnızlık benim için evin kolonlarına sarılmaktır, o duvarlardan bile elektrik almaktır." diyerek durumunun zorluğunu açıkladığı program, jamiryu!

  • bir adam bir gün bir petshopa giriyo kendisine en yakın duran papağanı gösterek
    -pardon bunun fiyatı nedir diyor
    -10000$ efendim
    -neden bu kadar pahalı peki
    -efendim o 300 tane kelime biliyor
    biraz uzaktaki papağanı işaret ederek
    -peki bunun fiyatı nedir
    -20000$ efendim
    -peki bu neden pahalı
    -o aynı kelimeleri hem ingilizce hem türkçe söylüyor
    onun yanındaki papağanı göstererek
    -bunun fiyatı nedir
    -30000$ efendim buda kelimeleri her dilde söylüyor
    adam biraz daha bakındıktan sonra dükkanın yüksek bir yerinde asılı olan papağanı görüyor ve soruyor
    -bunun fiyatı nedir
    -100000$ efendim
    -bunun özelliği nedir
    -valla bu pek konuşmuyo ama ordaki 3 papağan buna "hocam" diyorlar

  • • pazar sabahları bakkala gidip taze ekmek ve kahvaltılık bir şeyler alırdı. yanında da mutlaka bir dünya eki olan gazeteler.. kahvaltıdan sonra tüm günümüz gazeteleri okumakla geçerdi diyebilirim.

    • birlikte çalıştığı firmalardan getirdiği ürünler. örneğin; kutu kutu yumuşak şeker, sakız, kıyafet, ajanda, kalem vs.

    meyve. annem pazardan alışveriş yapardı babam ise pazara gidemediği için manavdan. bu nedenle babamın aldığı meyveler daha gösterişli olurdu.

    kestane. kışın en sevdiğimiz faaliyetlerden biriydi. kestaneler hemen ocağa atılır, sonrasında yere sofra bezi serer etrafında oturup yerdik.

    nur içinde yatsın.