hesabın var mı? giriş yap

  • babadan inşaat sektöründe olan adam, kendi kazandığı parayla istediği saati alır. mühim olan rüşvetle almasın, halkın vergisini hakkını yemesin.

    edit: özel mesajla küfreden bunu kenan sofuoğlu’nun lamborghinisiyle kıyaslayanlar oldu. vekilin lamborghininin vergisini ödemediğini hatırlatalım.

    düzeltme: vekilin derken, kenan sofuoğlu’nun şahsını kast ettim ancak sanki milletvekillerinin vergi ödemediği gibi bir anlam çıkmış. yurt dışından aldığı aracı yabancı olan eşinin üstüne kaydettirip vergiden kaçınmıştır.

  • kisaca elektron akisi diyebiliriz. aslinda tam olarak ne oldugunu anlatmak guc ama bunu boyle bilmek yeterli.

    izah etmeye calisalim:

    misal bir ampulu yaktiniz. icinde tungsten bir tel var. elektronlar bu telin icinden gecmeye basliyorlar. yani aslinda tam olarak gecmiyorlar da, periyodik olarak o tungsten tel uzerindeki elektronlarla yer degistiriyorlar. her maddenin elektron akisina karsi bir direnci vardir. tungsten de belli bir direnc gosterir. bu direnc yuzunden, elektron akisi sirasinda madde isinir. bunu "surtunme" gibi degerlendirmek mumkun tabi de, aslinda oyle degil elbette. soyle basitce aciklamaya calisayim; tungsten atomu uzerindeki elektronlar, komsu atomdaki elektronun yerine gecmek icin belli bir enerji duzeyine cikilmasini ister. eger, elektron akisini yonunde atoma dogru gelen elektron belli bir enerji duzeyinin uzerindeyse, atomdaki elektronun yerine gecer. atom da, uzerinde fazla elektron bulunduramayacagi icin, en ustteki fazla kalan elektronunu diger atoma yonlendirir. bu sirada bir onceki elektronun enerjisi de bu giden elektrona yuklenmek zorunda kalir ki, yeni gelen elektron atomdaki en ust yorungede yerinde kalabilsin.

    evet, biraz karmasik oldu ama olay boyle... dedigim gibi, yeni gelen elektron bir digerini kovarken enerjisinin epeyce bolumunu ona aktarir ama bu enerjinin bir kismi da atoma gecer. bu da atomun titresiminde bir artisa sebep olur. eger yeterince dikkatli okuduysaniz, bu enerji alisverisi sirasinda bir enerji kaybi oldugunu farketmissinizdir. iste bu enerji kaybi, "direnc" olarak adlandirilir "kabaca"...

    bu elektron alisverisi sirasinda atoma bir miktar enerji gectigini ve bunun atomun titresimini artirdigini soylemistik. iste bu artan titresimi biz isi olarak biliriz. eger bir madde isinmissa, bu isi enerjisini bir sekilde disari atmak zorundadir. ve bu disari atim, genellikle "foton" yani "isik" seklinde olur... boylelikle o ampulun parladigini goruruz. ozetle en kaba haliyle bir ampul boyle isik yayar.

    simdi sizler, elektrik sobalarinin nasil isittigini da bir sekilde anladiniz degil mi? evet, aslinda elektrik sobalari direnci yuksek, daha kalin telli ampullerden baska bir sey degil. e herhalde neden bu kadar cok elektrik yaktigi halde nicin boyle az isi verdiklerini de anlamissinizdir. cunku elektrik enerjisinin cogu bir sonraki elektrona aktarilir ve biz sadece cok kucuk bir bolumunu isi olarak goruruz...

    bilgisayar ekraniniz da buna benzer calisir. eger monitorunuz tuplu ise, tupun gerisindeki elektron tabancasindan salinan elektronlar ekran yuzeyindeki fosforlu yuzeye carpar. bu fosforlu yuzey enerji yuklu elektrolari sogurur. bu yuzden fazla enerji yuklenirler ve bu fazla enerjiyi foton yani isik olarak disari atarlar. bizler de bu isigi goruruz. tipki floeresan lambalar gibi. aslinda ayni seydirler. lcd ekranlarda da goruntu benzer sekilde olusur fakat teknik farkli oldugu icin anlatmasi uzun surer. kisaca, bu sefer elektrik yukunun sivi kristal hucreleri yon degistirmeye zorladigini, hucrelerin uzerindeki polarlanmis filtrenin bu yon degistirmeye bagli olarak arkadan gelen isigi bizlere gosterip-gizledigini belirtmek yeterli sanirim. evet, isigin da bir "yön"ü vardir. bu filtre isigin yatay veya dikey yayilimindaki gorulebilirligini etkiler. cunku isik dalgalari "yatay" ilerler. karsisina dikey bir polarize filtre koyarsaniz arkadaki isik gorulmez. bir polaroid gozlugun iki camini ust uste koyup camlardan birini cevirirseniz bunun ne demek oldugunu daha iyi anlarsiniz.

    ne diyorduk? elektrik elektron yayilimidir. nasili veya nicini su an icin onemli degil. bununla ilgili teoriler veya farkli bir ton anlatimini bulabilirsiniz.

    fakat net bir sekilde itirafta bulunmak gerekirse, bugunku teknolojimizin dayandigi pekcok sey gibi, elektrik de "teorik"tir... cogu kanitlanamamis fakat isleyisini bildigimiz kurallar uzerine insa edilmistir. elektron'un ne oldugunu tam olarak bilmedigimiz gibi, elektron'un elektrik enerjisini nasil ortaya cikardigini da "tam" olarak bilmiyoruz. sadece teorilerimiz var. fakat bir seyin ne oldugundan emin olmamamiz onu nasil kullanacagimizi bilmememiz anlamina gelmiyor. bizler elektrigi harbi guzel kullaniyoruz. bu, bugun icin bir realite.

    tabi ileride yeni bir dahi veya dahi grubu cikip, simdiye kadar elektrigi "rezil" bir sekilde kullandigimizi, bunu %3580 daha verimli kullanmanin aslinda cok basit bir yolu oldugunu gosterebilir. o zaman saygi duyariz elbette. hatta tesekkur ederiz.

    bunca "belirsizlik" saydiktan sonra, elektrigin aslinda elektronlarin atom cevresinde dolandiklari yorungelerle cok ilintili oldugunu da soylemek zorundayiz sanirim. haaa, az once bilmiyoruz falan dedim de, elektronlarin atom cevresinde dolanmasi ile ilgili cok guzel ve "saglam" teorilerimiz var. bugun hesapliyor ve inaniyoruz ki, elektronlar atom cevresinde oyle don baba donelim "stabil" yorungelerde gezinmiyorlar. enerji duzeylerine gore farkli yorungeleri var ve bu farkli yorungelerde "fantastik" sekilde dolaniyorlar. enerjisi bir sekilde biryerlerden yukseltilen elektron bir usttekinin yerine geciyor. yerine gectigi elektron da enerji kaybederek bir oncekinin yerine geciyor. tabi enerji kaybettigi icin, kaybettigi bu enerjiyi bir foton olarak yayinliyor. biz de bunu isik veya radyo, x isini veya baska bir foton dalgasi olarak hissedebiliyoruz.

    tamam, sacmalamayi kesiyorum. elektrik demistik, karmasik ama bir o kadar da basit bir sey. mesela elektrigi demir cubugun uzerine sarili bir tel sarimindan gecirdiginizde demir cubuk miknatis oluyor. ahaha iste bu da elektromanyetizma denen sey. ya da sadece manyetizma mi desem? eheh tabi degil, bunlar aslinda ayni sey. ya da biz oyle oldugunu dusunuyoruz. ya da gercekten ayni sey ama biz sadece dusundugumuzu dusunuyoruz.

    bu entry'i nasil baglayacagimi bilmiyorum. o yuzden olabildigince mantikli ve duzgun bir laf etme geregi hissediyorum kendi kendime... efenim, elektrik, bugunku medeniyetimizin temel tasidir. enerjinin dogru duzgun kullanmayi bildigimiz tek seklidir.

    ornekleyeyim; hani atom enerjisi falan diyoruz ya. ahah yalan o yahu. yaptigimiz sey cok komik :)) nukleer enerjiyi isi elde etmek icin kullaniyoruz. bu isiyla suyu kaynatip buhar elde ediyoruz, sonra bu buhari jeneratorun ucuna bagladigimiz tribunun dondurmek icin kullaniyoruz. ardindan da jenerator bize elektrik veriyor. nerede kaldi nukleer peki?

  • bütün kış doğalgaz sürekli açıkken 200-250 tl gelen faturalar, bu ay evde olmadığım ve doğalgazım kapalı olduğu halde 342 tl gelmiştir. ortalama fatura sistemiyle önceki yılların aynı ay ortamalarının alınacağı söylenirken, benim nisan aylarında ödediğim faturaların 20-30 tl bandında (ocak ve sıcak su kullanımından ötürü) olduğunun altını çizmek istiyorum. şimdi bu faturanın nedenini bilmek istiyorum, tam olarak suçumuz nedir?
    virüs dolayısıyla sayaç okumak riskli dendi eyvallah, peki sokağa çıkma yasağı varken bile, marketlerden eve sipariş getiren yada damacana su satışı yapan şirketlerin çalışanlarının muaf tutulduğu bu dönemde o insanların canının kıymeti yok mu? ona izin veriyorsan sayaç okumak için gelen görevliye neden izin verilmiyor? çoğu insanın zorla ücretsiz izne ayrıldığı, işsizlik maaşı bile alırken belirli prosedürleri yerine getirmesi gerektiği bu dönemde bu faturalar hangi para ile ödenecek?

    edit: allahım aklıma mukayyet ol, küfretmeyeceğim. be kardeşim sayaç değerini karşılaştır yazan var mesaj atan var. şurada iki satır yazmışım okusana. evde değilim. evde değilim diyorum. doğalgazı kapattım ayrıldım evden bir ay önce. hala burda bu hırsızlığa kılıf bulmaya çalışan, normalleştirme çabası içinde olanlar var. ne kadar kazanıyorsunuz kardeşim bu yardakçılıktan.

    edit2: arkadaşlarım yazılan entryleri ve gelen mesajları okuyorum. bunun igdaş özelinde olmadığını genel olarak absürt faturalar geldiği yazılıyor. ben başlığı igdaş olarak açtım ama elbette bilindiği gibi birim fiyatı belirleyen ana şirket botaş. yani bunun direkt igdaş ile alakası yok. 20 yıldır ne kadar fakirleştiğimizden haberi olmayanlar buradan bile imamoğluna giydirmeye çalışıyor, gerçekten inanılmaz.

  • akp gidene kadar ben bunları eleştirmem hatta desteklerim. ne zaman akp gider işte o zaman petek dinçöz foolish casanova muamelesi yapar yerin dibine sokarız*.