ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
arkadaşların seri bir şekilde evlenmesi
-
facebook'ta son birkaç hareketim: "tebrik ederim :)", "nişana gelemedim ama düğüne gelicem söz.", "düğüne gelemedim ama evine gelicem söz."
(bkz: başka sözüm yok sayın yargıç)
fight club
-
eleştirdiği türden insanlar tarafından yüceltilmekten asla kurtulamayacak film.
babanın ölmesi
-
anlatılmaz bir his, ama deneyeceğim.
mezarına girdiğimde, kefenini ellerimle toprağa bıraktığımda doğmasına çok az kalan oğlumun da beni o toprağa bırakacağı anı düşündüm. 67 sinde öldü dedem. 65 inde babam. içimden 63 ümde ölür müyüm acaba diye geçirdim. 33 yaşındayım. oğlumun 30 unu görür müyüm dedim. dedem beni görmüştü. babam torununu göremedi. sağlığında en çok torun sevmek istediğini söylerdi. kısmet değilmiş. en çok ona üzülüyor insan. 2 ay daha dayansaydın be baba.
bir arkadaşımın fikri rahatlattı sonra, belki de hepinizden önce gördü oğlunu, belki şimdi birlikteler dedi bana. umarım öyledir be sözlük. umarım.
3 şubat 2021 antalyaspor'un uyguladığı taktik
-
yine mi mağdursunuz be kardeşim. yeter be. harbi yeter.
karizmatik cevaplar
-
--- spoiler ---
uçakta giderken hem beni hem yanımdaki teyzeyi koltuklarımızı tekmelemek suretiyle rahatsız eden ve adının rafael olduğunu öğrendiğim velede "yeter ama artık!" diye çıkıştım. yolculuk boyunca çocuğunu uyarmak zahmetine bile girmeyen pişkin adam bana "çocuk bu hanımefendi, bağlamamızı mı bekliyorsunuz?" diye karşılık verdi. ben daha elimi belime koyup ağzımı açamadan yanımda oturan teyze cevabı patlattı: "bak hele oğlum, sen daha gavur karına ağırlığını koyup evladına türk ismi koyamamışsın, şimdi de çocuğuna söz geçiremiyorsun da bize mi dilin yetiyor? o çocuk büyüyünce senin gibi olacaksa bağla evladım çocuğunu şimdiden, bağla elbet!" ben bu dobra yurdum insanını çok seviyorum çok!
--- spoiler ---
türkçe'yi iyi kullanmak sünnettir
-
doğrudur. hz. muhammed de zamanında çok güzel kullanırdı türkçeyi, ondan.
gezi olaylarının arkasında da fetö var
-
geziyi falan boşver de, senin arkanda kim var onu açıkla yalçın akdoğan.
sen pendik belediyesi halka ilişkiler biriminde işçi statüsünde çalışırken nasıl birkaç yıl içinde önce başbakan danışmanı sonra başbakan yardımcısı oldun. bi anlat bakalım da öğrenelim, önünde arkanda üstünde kim vardı kim yoktu.
debe edit: (bkz: arda için yardım topluyoruz)
obp'nin kaldırılması gerekliliği
-
obp(ortaöğretim başarı puanı), öğretimde fırsat eşitliğini en çok zedeleyen kavramlardan birisi. özellikle bu sene olduğu gibi soruların basit ve puanların yığılma yaptığı sınav senelerinde birçok insanın hakkının yenmesine sebep oluyor.
bir örnekle, en zor fen liselerinden birinden 60 puanla mezun olup üniversite sınavında 5 bine giren öğrenci ile özel berkecan kolejinden 98 puanla mezun olup 25 bine giren öğrenci gün sonunda aynı sıralamayı yapmış sayılıyor. halbuki bu iki öğrenci profili arasında dağlara taşlara bir fark varken birinin tek suçu zor bir okulda kaliteli bir eğitim almış olmak.
#obpkaldırılsın
simge sağın
-
fanatizm gerçekten tedavi edilemeyen bir hastalık. n'olmuş kadın kendisiyle özdeşleşen, her golünden sonra çalan bir şarkıyı gidip futbolcuyla beraber söylemişse. ne kadar ilginç kafalar ya. hemen taraftarlığı sorgulanmış. napacaktı gidip düşman mı olacaktı?
once upon a time in hollywood
-
aşırı beğendiğim tarantino filmi. fazla övmeden önce biraz zaman vermek istiyorum ama “malum trajik son” yaklaşırkenki gerilim ve o sonu muhteşem.
70ler los angeles’ı renkler falan da apayrı şahane. brad pitt çok çok iyi.
acaba polanski ne hissetti bu filmi ve sonunu izlerken, bunu düşündüm filmde. filmden daha çok keyif almak isterseniz 1969’da polanski’nin hamile eşinin los angeles’da öldürülüşünü bir google’layıp okuyun. film o trajik olayın gerilimini fazlası ile kullanıyor.
migros fişi
-
bazen giriyorum bir tane su alıp çıkıyorum ona bile bağımsızlık bildirgesi gibi fiş veriyor kasalar. bence de kağıt israfı