hesabın var mı? giriş yap

  • sabah kahvalti hazirladigim oglumun, gec kaldim diye hafif yollu beni azarlayip cikmasinin ardindan..

    "sabahki okuzlugum icin ozur dilerim, sabahin korunde kahvalti hazirlamissin ve ben tam bir okuz gibi davrandim. ozur dilerim guzellik"

    diye, mesaj atmasi. iyi ki dogurmusum dedim sabah sabah...

  • annem, babam uzun yıllar babaannemle yaşadılar. ben ilkokul 1'deyken dedemin sayesinde yapılan kendi evimize taşınmıştık. babam çok iyi bi işte çalışmadığı için mahalle bakkalına borcumuz baya birikmiş. babam bi gün işten geldi, banyo yapacak ama evde sabun kalmamış. evin en küçüğü olduğumdan bizimkiler beni bakkala yollayıp git bi kalıp hacı şakir al da gel dediler. neyse gittim bakkala, veresiye bi kalıp sabun alacağım dedim. bakkal da akrabamız, zaten mahallede herkes birbirinin bi şeyi, tipik karadeniz köyü işte. adam yok veresiye sabun mabun, önce borcunuzu ödeyin deyip yolladı beni. pislik herif. çocuk halimle nasıl utanıp bozardim. kafam yerde çıktım bakkaldan. ben içerideyken birisi sandalyede oturuyordu, ama o mahcubiyetle kimsenin yüzüne bakamadım tabi. meğer babamın amcasıymış. ben çıktıktan sonra kötü bakkala sormuş bu kimin kızı diye. babamın ismini duyunca bi kalıp sabunu kendisi alıp bi çocukla peşimden eve göndermişti.
    daha dün gibi, ama üstünden yıllar geçti. bayram için memlekete gittigimde onun da mezarını ziyaret edip yine bu olayı yad ederek rahmetle anmıştım kendisini. huzur içinde uyuyordur umarım. geride böyle güzel anılar bırakmak, kalp kırmadan, ah almadan yaşamak ne güzel olmalı.
    baki'nin de dediği gibi "baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş ", bizlere de hoş bir sada birakmak nasip olur umarım.

  • ivana sert usulü bir modacı olmaktan çok daha öte bir şekilde, kadınların hayatlarını değiştirmiş modacı..

    bu kadın 1920'lere kadar gelen, dar korse, 5m çapındaki aşırı ağır tüylü şapkalar, kat kat etekler, kumaşlar anlayışını kırmış ve kadınların giyiminin kolaylığı üzerine tasarımlarını yapmış.. kendi deyimine göre, 'kolay eskiyecek bir moda değil, asla eskimeyecek bir stil ' yaratmıştır..

    yetimhanede büyümüş ve sadece tatillerde teyzesinin yanına gelen bu kadın, çıktığı cazz kluplerinde , bir sahne ismi olarak almıştır ''coco chanel'' ismini..

    birçok kişiyle birlikte olmuş, paylaşılamamış bir kadından bahsediyoruz.. ilk butiğini buna, iki sevgilisi ortaklaşa açıyor.. yetimhaneden çıkalı 1 yılını doldurmadan, fransa'nın en yüksek sosyetesiyle masalarda oturup, onlara tasarımlarını sattı..

    birinci dünya savaşında, erkeklerin savaşa gidip, şehirdeki kadınların * işlerle ilgilenmesi üzerine, kadınlara özel iş elbiseleri yarattı, kadınlara pantolon giydirdi ve erkekler dünyasına girdi..

    ikinci dünya savaşında bu sefer gemisini kurtaramadı, butiği'ni kapattı ve bir otel odasında, işgal altındaki fransada bulunun , alman subayların eşlerine tasarımcılık yaptı.. alman bir subayla ilişki yaşadı ve ülkesine ihanet etti...

    almanlarla yemeği sırasında, churchill 'i çok yakından tanıdığını ve bir yemek buluşması ayarlayabileceğini söyleyip, churchil'e tuzak kurma girişiminde bulundu.. ama churchill yemek teklifini kabul etmeyince, plan gerçekleşmedi ama nazi casusu etiketi coco'ya yapıştı..

    savaş sonrası fransada ihaneti ispatlandı ve orada barınamayacağını anlayıp isviçre'ye taşındı.. dior 'un 'kullanışsız moda' yı geri getirmeye çalıştığını görünce , yine dayanamadı ve tasarım yapmaya tekrar başladı... tasarımları fransa'da önceki durumlardan dolayı, hoş karşılanmadı, ama amerika'da patlama yarattı..

    ''fransada doğdu, amerikalı oldu , helal olsun sana , channell anaa, chaneell anaaa oooooooooooooo''

  • gidersin, adamı bir temiz döversin sonra adli makamlara bildirirsin.

    savunulacak hiçbir yönü olmayan bir bir olaydır. gerçekleştirenler ağır ruh hastasıdır.