hesabın var mı? giriş yap

  • babaya gitmesi bir nebzedir,fakat baba nın bir arkadaşına giderse boka sarar,babanıza da ulaşır,"ramazancım senin oğlan bana seni seviyorum falan diyor hayırdır,sınavlar falan bunaldı heralde çocuk."bu cümle ciddi bir yüz ifadesi ile sarfedilirse,babada o an nasıl bir surat ifadesi olabileceğini tahmin bile edemiyorum.başımdan geçen bir benzeri şöyle olmuştur;

    benim gonderdiğim mesaj:

    i really miss u baby.bikbikbik..i love you...

    beş dk. sonra;

    muharrem amca cep new message.read?
    "i love you too.. oğlum iki oluyor evli barklı adamım niyeti bozduysan haberim olsun"

    akabinde muharrem amca aranır özür dilenir.babamın araması gecikmez "oğlum birkerede seni özledim baba diye bana mesaj at lan hayırsız,neyse çok yazıyor hadi kapattım.."

  • spor ayakkabı; gerek sporun gerektirdiği aktivitelerin yarattığı streslere karşı koyabilme gerekse de müsabaka sırasında maksimum potansiyel elde edebilme açısından oldukça önem taşımaktadır. doğru ayakkabı; sporcuda ek sorun yaratmadığı gibi, varolan veya doğabilecek sorunlara da çözüm getirme özelliğine sahip olmalıdır.
    herşeyin en’i olan ayakkabı yoktur. alınan en iyi ayakkabı bile tabanından başlayarak bozulacaktır. 500-1000km koştuktan sonra ayakkabının değiştirilmesi gerekmektedir. öncelikli olan, ayakkabının ayak biomekaniğine uygun olmasıdır.
    ayakkabı almanın kolay reçetesi yoktur; en önemli kriter rahat hissetmektir. en pahalı ayakkabı, hiçbir zaman en iyi ayakkabı demek değildir. ayakkabı seçiminde, yapılacak sportif faaliyet mutlaka göz önünde bulundurulup, alınacak ayakkabı, öncesinde mutlaka denenmelidir.
    ayakkabılar spora özgü olarak 7 grupta toplanmışlardır;
    1.koşu, antreman ve yürüyüş
    2.kort sporları (tenis, basketbol, voleybol)
    3.atletizm
    4.saha sporları (futbol)
    5.kış sporları
    6.açıkhava sporları
    7.özel sporlar
    ayakkabı seçiminde bizlere yardımcı olabilecek ipuçları;
    *ayakkabı içinde parmaklarımızı rahatça oynatabilmeliyiz
    *topuğumuz ayakkabı içinde sağlam oturmalı ve aşağı-yukarı kaymamalıdır
    *ayakkabı alırken, sürekli yaptığımız sporu yaparken giyeceğimiz çorabı giymeliyiz.
    *ayağımızın en uzun parmağının ucu ile ayakkabının ucu arasında bir parmak eni kadar mesafe olmalıdır
    *ayağımız yanlardan taşmamalıdır
    *ayakkabıyı, günün sonunda ayağımız en şiş durumdayken denemeliyiz
    *ayakkabının her ikisini birden giyerek, mağazanın içinde dolaşmalıyız
    *her zaman o anda rahat hissettiğimiz ayakkabıyı almalı, ayakkabının daha sonra rahatlayacağını düşünmemeliyiz.
    *eğer herhangi bir spor ile haftada 3 defadan uğraşıyorsanız, o spora özgü ayakkabıları kullanmalıyız
    rüştü nuran (http://www.basketbolhakemleri.com/…sporayakkabi.htm)

  • mimarisini cok iyi bildigim, acik uygulamanin ne demek oldugunu teknik altyapasiyla birlikte anladigim; hem objective c, hem de swift dillerinde uygulama gelistirdigim telefon.

    bence, gecin o ayaklari. uygulamalarin uyumasi diye bir sey var ios'te, cok sukur ki. android'de bunun telefonu nasil patlattigi da belli ki, bir suru "close all" butonlari, "task manager" gibi uygulamalari var.

    uygulamalarin uyumasi, gerektiginde background job calistirabilmesi, ios'in sizin "kullanim tarziniza adapte" olmasi gibi ozellikleri var. ornegin, facebook'u sadece geceleri kullaniyorsaniz, ios gunduzleri o uygulamaya cok cok az kaynak ayirir ama geceleri o uygulamayi daha sik background job olmaktan cikarir ve islemlerini yapmasina izin verir gibi.

    bu telefon icin 1gb ram yeterli. otesini tartismaya gerek yok. ios ile android'in isletim sistemi mimarileri cok farkli. buraya gelip de, teknik hicbir sey bilmeden, baglanti yavasken youtube iki kere takilmis diye "android'deki gibi 4gb ram gelsin yeaaa" demek kadar sacma ve teknik bilgi yoksunu bir yorum yoktur.

    herkes yazilim muhendisi, herkes teknoloji uzmani olmus amk.

    ek: he yavrum he, seri kotuleyince apple mimari degistirecekmis. level 5'te.

  • hayatımızdaki insan sayısı.
    30'lu yaşların başında biri olarak şunu diyebilirim ki yeni bir insan tanımaya ya da hayatımdaki insanların nazını çekmeye pek tahammülüm yok. eskiden kimle plan yapacağımı şaşırırdım, şimdi kendimleyim ve daha mutluyum.

  • tarihine baktığımız zaman, brütalizmin ilk kez ikinci dünya savaşı sonrasında avrupa'da ortaya çıktığını görüyoruz. tabii bunda savaş yüzünden tahrip olan şehirler ve tamamen ortadan kalkan binaların yarattığı boşlukların ve bu şehirleri yeniden inşa etme gerekliliğinin bir payı olduğu kesin. sanılanın aksine brütalizm kelimesi ingilizce'de gaddar, acımasız anlamına gelen brutal kelimesinden değil, fransızca bir tabir olan béton brut, yani işlenmemiş betondan geliyor. karşıtları tarafından genellikle soğuk ve ruhsuz olmakla itham edilen brütalist binalar, mimari tarihinin bağlamı içinde bakıldığında o zamanın sosyal ve siyasi vaziyetinin bir yansıması ve doğal sonucu olarak da değerlendirilebilir. her ne kadar 1980'li yıllara gelindiğinde brütalist akımın sonu gelmiş olsa da, modern mimari dahilinde bu akımın küçük çaplı bir yeniden doğuş yaşadığını da söylemek gerekiyor.

  • zavallı kedi ölümü beklediği için sessiz ve sakin durmaktadır. kediler öleceklerini anladıklarında mümkün olduğunca tenha ve kuytu bir yerde yalnız ölmeyi tercih ederler. (bu yüzden mesela mahallenin kedisi bir anda yok oluverir ve cesedi ortada görünmez; ev kedileri de öleceklerini anladıklarında bir yolunu bulur evden kaçarlar).

    görüntülerdeki şanssız kedi de bulunduğu içler acısı durumda yalnız ve sessiz ölümü beklemek istemiş ancak en fazla dolabın altına kaçabilmiş. orada kimse tarafından görülmeden ölmek isterken rahatsız ediliyor, kuyruğundan tutup dışarı çekiliyor. bunu bile fazla görmüşsün hayvana pislik herif.