ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk akademisyenlerin sadece ingilizce bilmesi
-
oldukça iyimser bir yaklaşım.
fb'nin gs'nin sahasında kupa kaldırma ihtimali
-
balık hafızalı fenerbahçeli arkadaşların kurduğu ıslak rüya.
bakalım talimatname ne diyor.
“iç sahada oynanacak olan son lig maçında kupa verilir”
peki son maç dışarıda olursa ne yapılır? illa deplasmanda kupa kaldırıcam diyorsan deplasman takımına rica edilir. bir sorun görmezse orada kupa verilir. sonra geçer kendi sahanda istediğin gibi kutlarsın.
peki galatasaray kadıköyde nasıl kupa kaldırdı?
o dönemi hatırlamayanlar olabilir. galatasaray'ın kupayı kadıköyde kaldırıcaz diye bir talebi olmamıştır. talimatname gereği iki takımında şansı olduğundan ve play-off olduğundan kazanan şampiyoluğunu kutlar istediğin bir tarihte kupanı alırdın. hatta o dönem fenerbahçe ''ya biz kupayı getiricez ama galatasaray kazanırsa kupayı almasın'' diye bir talepte bulundu.
https://www.hurriyet.com.tr/…de-kupa-krizi-20518534
galatasaray'da buna karşılık ''o zaman kupayı stada getirmeyin. kazanan pazartesi günü kutlasın zaferini'' teklifinde bulundu.
https://www.sporx.com/…ayi-alacak-mi-sxhbq279410sxq
peki sonra ne oldu? galatasaray'ın kadıköy fobisine güvenen fenerbahçe ve demirören kupayı stada getirmeye karar verdiler.
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/…n-verecek-12179
açıklamalara bak hele. ''kupayı getiricez, kazananı alkışlayıp kupasını vericez!!!'' tabi galatasaray taraftarı, yönetimi, futbolcusu, teknik adamı herkes şok. kimsenin böyle bir talebi yok. bu sırada yapılan görüşmeler bir sonuç vermiyor çünkü fenerbahçe taraftarı o sırada ''galatasaraya 3 mü atarız, 5 mi atarız'' muhabbeti yapıyor. herkes fenerbahçenin kadıköy'de galatasarayı yeneceğinden emin.
kimsenin aklına gelmeyense bu maçın sonunda kupa alınacak olması. tabi galatasarayda herkes kinlenmiş. canını dişine takıp maçı berabere bitiriyor, kupayı hak ediyor. e tabi galatasaray hak ettiği kupayı istiyor doğal olarak. ama fenerbahçe ve tff çamura yatıyor tabi. tff ''yav kupayı biz size soyunma odasında verelim çaktırmayın.'' diye ısrar ediyor. fenerbaçe stadda kupayı kaldırırlar diye ışıkları döndürüp sahayı suluyor.
ama galatasaray kinlenmiş. madem getirdiniz kupayı kaldırıcaz diyor ve kaldırıyor.
fetö metö diye sayıklayan arkadaşlara söyleyin olayın içeriği linkleriyle beraber aktardım. bir daha böyle bir şey olması ihtimal dahilinde değil yani. galatasaray istemediği sürece o kupayı stadına getirtmez. sende kaldıramazsın.
edit: terimin cezası iptal edildiği için kulübedeymiş pardon gecenin bir yarısı yazınca o kadar hata oluyor.
tayyip erdoğan'ın hiç yorulmayıp hastalanmaması
-
böyle insanlar için genellikle "tık diye gitti " tabiri kullanılır.
mit'in operasyonları pkk'ya önceden haber vermesi
-
bir fuat avni iddiası.
kriptolu telefonlar kandile verilmiş. askeri operasyonlar önceden haber verilmiş. durumdan tsk'nın haberi yokmuş. ama alman istihbaratı dinlemiş. yakında ortaya çıkacakmışmış da mışmış.
https://twitter.com/…ni_f/status/560082403780476928
https://twitter.com/…ni_f/status/560083501111066624
gerçekse yer yerinden oynar falan diyecek halim yok. gerçek bile olsa bi bok olmaz. sana, bana, bize müstahak abicim.
başlığı da sırf paylaşmak için açayım dedim. bi kenarda dursun. meraklısına..
alman dergisinin atatürklü kapağı
-
ilk başta erdoğan'ı ılımlı müslüman demokrat zannedip kıçının üstüne oturan avrupalıların bir zamanlar diktatör diye hor gördükleri atatürk'ün müslüman coğrafyadan çıkabilecek yegane devrimci olduğunu anlaması olayıdır.
darısı akp seçmeninin başına.
börekçinin 1.5 liralık böreği geri alması
-
aile işi olarak börekçiyiz. 20 senedir bu işi yapıyoruz.
1.5 liraya sebep böreği geri alıp tepsiye koyan adam esnaf değildir. tamam abi 50 olsun canın sağolsun der geçersin. müşteriyi memnun edersin. bunun adabı budur. eğer ki o müşteri sürekli benzer şeyler yapıp 1-2 lira geçirmeye çalışan biriyse ancak o zaman o 1.5 liralık böreğin hesabını sormaya kalkarsın bu iş böyledir.
bir de bir ihtimal o an tezgahta olan eleman iş yerinin sahibi değilse ve çok detaylı bir şekilde ondan hesap soruluyorsa adam kasada bir dengesizlik olmasın diye o 1.5 liranın peşine düşmüş olabilir. ama yinede çalışanından 1.5 liranın hesabını soracak işletmeden de hayır gelmez. neresinden tutsan ofsayt. eyyorlamam bu kadar.
jamais vu
-
chuck palahniuk'un "tıkanma"sından:
"deja vu'nun bir de tersi vardır.
buna jamais vu denir.
sürekli aynı insanlarla karşılaşıp aynı yerlere gidersiniz,
ama her seferinde ilk kez olmuş gibi hissedersiniz.
herkes her zaman yabancıdır.
hiçbir şey tanıdık gelmez."
tardigrad
-
büyüklüğü bir toplu iğne başından fazla olmayan, doğadaki en dayanıklı canlılardan biriymiş.laboratuvar deneylerinde eksi 272 c'de helyum içine atılmış; eksi 192 c'de 20 ay süreyle bırakılmış ve 92 c de eter, alkol ve diğer zararlı kimyasal maddeler içine atılarak haftalarca kaynatılmış efendim ve normal ısıya döndürülüp, su verildiğinde tekrar yaşamaya başlamış.hayvanlar alemine saygılar sunuyorum.
ünlü birini görünce tanımazdan gelmek
-
sene 2002-2003 falan, üniversitedeyim o zamanlar izmir’de. tarsus’lu bir arkadaşım vardı onunla buluşacaktık, kordon’da rakı içecektik. buluşmadan 2 saat önce aradı abi benim memleketten arkadaşlar geldi, onlar da bize katılsa olur mu dedi. ben de hiç sevmem bu son dakika değişikliklerini, tanımadığım insanlarla takılmayı falan. küfrede küfrede tamam dedim. akşam gittim bunlar 3 erkek oturuyor, 2 tanesi (biri benim arkadaşım olmak üzere) zenci kadar esmer diğer çocuk da uzun boylu sapsarı bişey. neyse söylene söylene oturdum 4 erkek napcaz diye, arkadaş öbür çocukla tanıştırdı. sonra da kıvanç’ı tanıyosundur zaten dedi. o laftan sonra 1 dk. falan bakmışımdır adama yok ya çıkaramadım aynı bölümde miyiz diye sordum. arkadaş olm adam güzellik yarışmasında birinci oldu hiç mi görmedin amk dedi. ben de abi erkek güzellik yarışmalarını takip etmiyorum senin gibi diyerek aklımca lafı soktum arkadaşa. neyse uzun lafın kısası bütün akşam oturduk kıvanç anlattı durdu, gülümsemedim bile, 2-3 kez muhabbete girdim sadece. aslında adam da kötü niyetli değildi, benim sıkıldığımı anlayıp bana kişisel sorular bile sordu ama işte olmayınca olmuyo. yıllar sonra o kıvanç türkiye’nin en popüler insanlarından biri olurken ben de aynı meymenetsiz surat ifadem ile bu satırları yazıyorum.
9 bin tl maaşla geçinebilindiğini sanmak
-
özet geçiyorum: bekarım, 9 bin tl maaş alıyorum, kızlar eklesin.
24 temmuz 2017 rte'nin yeni lozan yorumu
geniş aile
-
ulvi, öpücük için sırnaşmakta, sevim nazlanmaktadır.
vatandaş1: hoop kardeşim! eviniz yok mu sizin?
vatandaş2: ulan ailemizle şuraya geldik. size katlanmak zorunda mıyız!?
ulvi: şşşt! hacı. eğer ailenizle geldiyseniz ev boştur. versene anahtarı bi.